Büyükşehir'den sanayinin kalbinde kirlilik önlemi: Bilimsel araştırma yapılacak!

TAKİP ET

İzmir Büyükşehir Belediyesi alanında uzman kurum ve kuruluşlarla yapacağı protokol kapsamında sanayi kuruluşlarının yoğun olduğu Aliağa ilçesi ve yakın bölgelerde çevre kirliliğinin boyutlarını tespit etme kararı aldı. Buna göre Ege Üniversitesi ve TÜBİTAK'la ortak çalışma yürütülecek.

İzmir’in en yoğun sanayi kuruluşlarının bulunduğu Aliağa ilçesinde vatandaşların ve bölge halkının çevre kirliliğinden şikayet etmesi Büyükşehir Belediyesi’ni harekete geçirdi. Daha önce birçok kez çeşitli raporlarda gündeme gelen kirliliğin yeni ve son boyutlarının ölçülmesi karara alındı.

Buna göre, Aliağa ve yakın çevresinde, çevre kirlenmesinin boyutlarının belirlenmesi amacıyla, bölgenin toprak, hava ve su kirliliğinin tespiti için bilimsel çalışma yapılacak. Bu kapsamda, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Marmara Araştırma Merkezi ayrıntılı inceleme gerçekleştirecek. 

Büyükşehir, İklim Değişikliği ve Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı’nın koordinasyonunda hazırlanacak bilimsel raporda gerekçeleri ve önlemleri masaya yatırılacak. Ardından hem Büyükşehir hem de Aliağa Belediyesi bakanlık destekli önlemler için ayrıca görüşmeler yapacak.

Öte yandan Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay yaptığı açıklamada şunları söylemişti:

“İzmir’in kuzeyinde doğrudan Ege Denizine kıyısı olan Aliağa Bölgesi sınırları içerisinde; hurda demir-çelik işleme tesisleri, haddehaneler, petrokimya tesisi, petrol rafinerisi, doğal gaz çevrim santrali, gübre fabrikası, gemi söküm tesisleri, kömür depolama alanları, hurda depolama alanları, geniş cüruf yığınları, oldukça yoğun taşımacılık aktiviteleri ve ağır karayolu trafiği gibi kirletici vasfı yüksek faaliyetler nedeni ile Aliağa Bölgesi havası, suyu, toprağı ile çevresel kirlilik kapasitesini çoktan aşmış, kirlenmiş ve bölgedeki yaşam kalitesini tehdit eder hale geldi.

Bu noktada üretim kaynaklı kirlilik süreçlerinin yanı sıra arıza ,kaza, afet gibi durumlarda oluşacak çevresel risklerin de çok daha hassas değerlendirilmesi gerekiyor. Bu gibi durumlarda etkinin boyutu ve süresine bağlı olarak çevresel zararın boyutu değişebiliyor.

Alınacak önlemler ve müdahale çalışmaları ile zarar azaltılmaya çalışılsa da; Çevre ve halk sağlığı açısından oluşan zararın ise geri dönüşü mümkün olamıyor .Sanayi ve üretim bölgelerinde planlama ve karar sürecinde bu etkenlerin de değerlendirilmesi önemli bir faktörtür.”