CHP İzmir'de İl Kongresi öncesi romanlardan ''Temsiliyet'' çıkışı

TAKİP ET

CHP İzmir'de 8 Şubat'ta gerçekleşecek kongre öncesinde Romanlar, yönetimde yer almak istiyor. Mevcut il başkanı Deniz Yücel'in uzlaşı formülüyle yeniden seçilmesine kesin gözüyle bakılan kongrede Cüneyt Oğuz'da adaylığını açıklamıştı.

CHP İzmir’de 8 Şubat’ta gerçekleşecek kongre öncesinde Romanlar, yönetimde yer almak istiyor. Mevcut il başkanı Deniz Yücel’in uzlaşı formülüyle yeniden seçilmesine kesin gözüyle bakılan kongrede Cüneyt Oğuz’da adaylığını açıklamıştı. Kongreye günler kala listelerin çarşaf veya blok liste belirsizliği sürerken, İzmir Romanlar Derneği Başkanı Abdullah Cıstır’dan il yönetimine talep geldi. 2014 yılında CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı Roman Manifestosuna değinen Cıstır, oluşacak yeni yönetimde Roman vatandaşların temsiliyetine dikkat çekti. Siyasette çok kültürlülüğe dikkat çeken siyaset bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun gazeteci Hande Turan'a değerlendirmelerde bulundu.

Ege'ye Bakış'tan Hande Turan'ın haberine göre Türkiye’nin en yoğun Roman nüfusuna sahip İzmir’de il kongresinin tarihi yaklaşırken, İzmirli Romanlar siyaseten görünür olabilmek adına muhattap alınmadıkları iddialarıyla siyaset arenasında yer bulmak istiyor. 2014 yılında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Romanların sosyal dışlanmasının ortadan kaldırılabilmesi ve eşit yurttaş olarak topluma entegre olabilmeleri için yayınladığı manifestoyu hatırlatan Roman vatandaşlar seslerini duyurmaya çalışıyor. Daha önce İzmir CHP İl Yönetimi’nde de hiç Roman üye olmamıştı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Roman vatandaşların sosyal ve siyasi alanda katılımcılığını destekleyen manifestoda, “ Romanların siyasi partilerdeki temsilinin yok denecek kadar az olduğu dikkate alınarak, parti kademelerinde roman vatandaşlara yer verilmesi için özel çaba gösterilecektir.”ifadeleri yer alıyordu.

“Çoğulcu bir anlayışla bir arada yaşamak, topluma huzur ve barış getirir”
Çoğulcu bir toplum olma isteğimizi yansıtması açısından toplumda var olan marjinal grupların  siyaseten görünür olmasının topluma huzur getireceğini ifade eden Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, “Kuru kuruya bi çoğulculuk değil, bir arada yaşamaya mahkumuz mesajı anlamında siyasette yer bulabilmeleri önemli. Dışlamak, ötekileştirmek yerine varlıklarımızı kapsayarak ve onaylayarak barış içinde bir arada yaşayabiliriz. Kimliklerimizi parti siyasetinin kapısının dışında  bırakmak suretiyle olacak bu. Parti içinde x kimliğiyle var olacak ama o kimliklerin de hiç biri üzerinde bir tahakküm kurmaması gerekiyor. Kimlik ötesinde doğrudan doğruya çoğulcu bir anlayışla bir arada yaşamak, topluma huzur ve barış getirir.” dedi

“Romanlar siyasetin çetin mücadelesine girmek istemiyorlar”
Türkiye’de Romanların politikanın içinde etkili birer aktör olarak göremediklerini ifade eden Tosun, “Son dönemde parlementoda Cumhuriyet Halk Partisi ve Ak Parti’den İzmir’de birer tane milletvekili var. Parlamentoda Romanların sözcüsü olmaya çalışıyorlar. Fakat şu da önemli ki, parlamenter siyasette ister ulusal meclis üzerinde isterse yerel teşkilatlar örneğinden düşünelim, siyasete davet etme şeklinde değil de, aşağıdan yukarıya işlemesi gerekir. Romanlardan da bu konuda bir talep olması gerekiyor. O talep ne ölçüde vardır diye bakarsak, benim gözlemlediğim kadarıyla çok değil. İkincisi, Türkiye koşullarında mesele x,y,z grubunu parlamentoda, yerel meclislerde ve parti teşkilatlarında sayısal anlamda temsil ettirmekten çok bunların taleplerinin sözcülüğünü yapmak. Ancak sistemin dışında kalırsanız kimse kimsenin sözcülüğünü yapmıyor dolayısıyla sisteme dahil olmak zorundalar. Bu açıdan temsiliyet önemli. Bir de Türkiye’de siyasi partilerin yerel teşkilatlarında oligarklaşma eğiliminden söz edebiliriz. Bu eğilim, yerel teşkilatlarda siyaset yapmayı belirli zümrelere hak görüyor. Bu çarkın ve sistemin içine dahil olabilmek için çok fazla mücadele etmek gerekiyor. Roman vatandaşlar örneğinde bakıldığında bu insanlar gündelik hayatlarını idame ettirme derdinde zaten. Bu mekanizmanın içine dahil olabilmek için ne networkleri güçlü ne de ekonomik koşulları buna müsait. Romanların kültürel özellikleriyle de ilgili olarak, daha rahat ve hayatı neşeyle yaşayan insanlar. Benim gördüğüm kadarıyla Türkiye’nin zor koşullarında siyasetin o çetin ve amoral mücadelesi içine girmek istemiyorlar. ” şeklinde konuştu.

“Romanların mücadele etmesi şart”
CHP’nin Romanların siyaseten görünür olmasına ve parti kademelerinde görünür olması için özel çaba gösterilmesinin popülist bir söylemden öteye geçmediğini ifade eden Tosun, “Özel çaba göstereceklerini sanmıyorum.Hangi özel çabayı gösterebilir ki teşkilatlar? Hadi buyrun hoşgeldiniz mi diyecekler? Öyle bir şey yok. Yani bu kapalı devre işleyen oligarkların mücadelesine bu insanların dahil olması o kadar kolay değil. Çünkü siyasi partilerin iç yapıları yerel teşkilatları toplumun farklı kesimlerini kapsayıcılık üzerine değil de dışlayıcılık üzerine işliyor Türkiye’de.Romanların kapalı devre çalışan bu yerel teşkilatlara dahil olabilmeleri için mücadele etmeleri şart” dedi.

“Romanları temsil edecek kişi birikimli ve mücadeleci olmalı”
Siyasal yabancılaşmanın arttığı konjonktürde romanların bu tür son bir siyasal tepki yönelimli bir çıkış arayışının yanında önderlik edecek aktörlerin de olması gerektiğinin altını çizen Tosun, “Bunu sadece yığınlarla yapmak değil onlara önderlik edebilecek kanaat önderleriyle bu sürecin işletilmesi, kanala dahil olabilmek ve network için mücadele edilmesi gerekiyor. Kendilerini birikim ve donanımlarıyla kendi alanlarında, hangi parti olursa olsun ‘bana ihtiyacı’ var hissini uyandırmaları gerekiyor. Parti içinde varlığıyla, temsil ettiği görüşlerle bu kitlenin temsilcisi olabileceğine inanmalı. Onların sorunlarına vakıf olması ve çözüm önerileri sunabilmesi son derece önemli. Varlığını koruması ve ikna kabiliyetinin yüksek olması gerekiyor.” şeklinde ifade etti.

“Farklılar üzerinden yapılan siyasi söylemler hayata geçirilmeli”
İzmir’de Roman nüfusunun göz ardı edilemeyecek çoklukta olduğunu ve sosyal hayatta işssizlik, eğitimsizlik gibi sorunlarla başa çıkmakta zorlandıklarını ifade eden İzmir Romanlar Derneği Başkanı Abdullah Cıstır, siyasi arenada Romanları temsilen CHP İzmir il yönetiminde bir temsilcinin olmayışını eleştirdi. İl Kongresi’nde temsiliyet kazanabilmek için Romanlardan bir adım geleceğinin sinyalini veren Cıstır, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin arka sıradakilere dokunmaya yönelik romanlarla ilgili oluşumları görüşme noktasında yükselen bir trendi var. Bunun da İzmir’de örgüte, sosyolojik bakış açısı olarak demokrasinin paremetrelerinin genişlemesi için sahaya ve sivil topluma yansıması lazım. Farklılıklar bizim rengimiz ve zenginliğimiz deyip bunun üzerinde siyasi söylem geliştiriliyor ancak hayata geçirilmiyor. Dolayısıyla il yönetimi bu süreci hem sorgulayan hem de tamamlayan bir performans sergileyebilir. Partinin de buna ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Elbette ben olmayı isterim ama ben olmasam da dünyanın sonu olmaz bir tane roman arkadaşımızı İl Yönetimine kazandırmayı isteriz.” diye konuştu.

“CHP arka sıradakilerin oylarına da talepkar olmalı”
Geçen dönemlerde Cumhuriyet Halk Partisi İl Yönetimi’nde hiç roman vatandaşın yer almadığını hatırlatan Cıstır “CHP İzmir il yönetimi bununla yüzleşmelidir.CHP’nin ‘hak temelli’ yaklaşımları Genel Merkez düzeyinde çok fazla ve bunu İzmir’e bütün CHP’nn unsurlarına yansıtması gerekiyor. İzmir CHP’nin yerel yönetimlerdeki iktidar üstünlüğü ve oy yüzdesine baktığımız zaman kemik oyların ötesinde arka sıradakilerin oylarına da talepkar olmalı. Bunun için de içermeci yaklaşımları artı bir adımlarla harekete geçirmeli. Sosyal içerme bir kavram, fakat bu kavramın altını doldurmak siyasi erklere, karar vercilere ve karar vericilere etki edenlere düşüyor. Kendisini eşit hissetmeyen fert ya da toplulukların kendisini eşit hissedinceye kadar alınan siyasi önlemlere sosyal içerme diyoruz. 2014 yılında sayın Genel Başkan ile Bakırköy Belediyesi ev sahipliğinde, ülke çapında otuzdan fazla kanat önderi ve STK federasyon yapısıyla bir araya geldik. O dönemde dergimde de yayınladığım, romanların siyasette görünürlüğü ve toplumsal yeriyle alakalı yirmi dört maddelik Genel Merkezin manifestosu yayınlandı. 2014 bu yana iki ya da üç sefer il başkanlığı gördük fakat Genel Merkezin bu talimatına uyulmuyor. ” dedi.

“Stratejik bir hamle olarak düşünülmeli”
Siyasette romanların temsiliyetininin günden güne arttığının altını çizen Cıstır, “Bunun Hem Türkiye’de hem de dünyada karşılığı var artık. Ak Parti’de 2009 yılından bu yana neredeyse her dönemde bizden birileri oldu Cemal Bekle buna iyi bir örnektir. Şimdi Gelecek partisi kurucu üyesi olarak Ali Alper Uzun arkadaşımız var. CHP İzmir’de eğer iktidara gidilen bir yol varsa, karşı komşudan, oy alamadıkları topluluklar üzerinden de ittifaklar geliştirmelidir. Bunu bir stratejik hamle olarak düşünmek gerekli. Herkes romanları seviyor fakat gol çizgisine gelindiğinde sadece sevdiğiyle kalıyor ancak sayılmıyor. Sevgiyi ve saygıyı bir arada görmek ve artık önümüzün açıldığını hissetmek istiyoruz Biz artık dünden daha fazla talep eder durumdayız. Katılımcılığımız ve temsiliyet istediğimiz de artmış durumda. Romanların talep etmesinin yanında siyasi erklerin sadece gönlünü değil mutfağını da açması gerekiyor. Kendimizi kanıtlamak adına daha davetkar bir tutum sergilemelerini istiyoruz.” diye konuştu

“İstanbul örnek alınmalı”
Romanlara yapılan ikinci sınıf muamelenin ileride güvenlik riski de oluşturabilecek bir sosyal patlamaya dönüşebileceği uyarısında bulunan Cıstır “Bu anlamda il yönetiminde olmak bütün sorunları çözmez ancak kolaylaştırıcı bir adım olur. Bir çok girişimci muhtarımız siyasi erklere ulaşmaya başladı, hizmet düne göre daha hızlı aktarılabiliyor ama bunun bir koordinasyon gücüne ihtiyacı var. Sosyal patlamanın eşiğinde olan roman vatandaşları dinleyecek , onları temsil edecek kişinin hem sorumluluk alabilecek hem de liyakatlı ve çözüm odaklı performans sergilemesi çok önemli. İstanbul’da bunun bir örneği yaşandı. Canan Kaftancıoğlu il yönetimine bir roman arkadaşımızı aldı. İzmir’den de benzer bir performans bekliyoruz.” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi İl Yönetimi’nden yapılan açıklamada  ise; 
“Roman vatandaşların siyasete katılımı konusunda ilçe kongrelerinde, listelerin başına yazılması suretinde bir kolaylık sağlanmıştı. Siyasete katılım noktasında taleplerini tabi ki değerlendiriyoruz. Ancak diğer tüm adaylara olduğunu gibi onlara da başarılar dilemek dışında bir ayrıcalık tanımak bu anlamda mümkün değil” şeklinde ifadeler yer alıyor.

chp İzmİr İl kongresİ Öncesİ romanlardan temsİlİyet İsyani