CHP İzmir Kadın Kolları'ndan 8 Mart'ta seçim vurgusu: 'Ölümle yaşam arasında…'

TAKİP ET

CHP İzmir İl Kadın Kolları 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde önemli açıklamalarda bulundu. Basın açıklamasında konuşan Nurcan Şenkal Uçar, 'Önümüzde bir seçim var. Millet İttifakı olarak, ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün laik, çağdaş ve demokratik Türkiye anlayışını bu topraklarda yeniden hâkim kılacağız. Bu seçim biz kadınlar için ölümle yaşam arasındaki ince çizgidir. Yaşamımız ya pamuk ipliğine bağlı ya da güvenli olacak' dedi

YELİZ AKPINAR/İZMİR GÜNDEMİ–  CHP İzmir İl Başkanlığında, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Kadın Kolları,8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününe yönelik basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını CHP İzmir İl Kadın Kolları adına Nurdan Şenkal Uçar yaptı. CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’ da katılımcılar arasındaydı.

KADINLARIN HAKLI DİRENİŞİ

Sözlerine depremde yaşamını yitirenlerin üzüntüsünü dile getirerek başlayan Uçar, “Bugün Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak; 81 ilde, 973 ilçede eş zamanlı basın açıklaması yapıyor ve dünyanın bütün kadınlarıyla birlikte dayanışma içinde eşitsizliğe meydan okuyoruz! Her kadın emekçidir. Hatırlayalım: takvimler 8 Mart 1857’yi gösterdiğinde New York’ta 40 bin dokuma işçisi kadın eşit işe eşit ücret ve insanca çalışma koşulları talebiyle grev başlattı. İşverenin işçileri fabrikaya kilitlemesinin ardından çıkan yangında, 129 kız kardeşimiz hayatını kaybetti. Bu ölümler bir son değil, başlangıç oldu. Kadınların haklı direnişi tarihe geçti… Bu mücadele asla unutulmadı. 1910 yılında, 8 Mart tarihi, yangında yaşamını yitiren işçi kadınların anısına, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak ilan edildi.  Bugün, insan onuruna yakışır bir yaşam mücadelesi verirken yitirdiğimiz bu kız kardeşlerimizi anma günüdür. Bu sene 8 Mart’ta içimizde hem bir burukluk hem de büyük bir umut var. Üzgünüz çünkü “sesimi duyan var mı?” diye seslenirken enkaz altında yaşamını kaybeden canların yüreğimizde acısı var. Umutluyuz çünkü beceriksiz ve liyakatsiz kadrolar tarafından yönetilen ülkemizin kaderini değiştirecek olan örgütlü gücümüz ve kararlılığımız var. Gücümüze güç katan Millet İttifakımız var. Yol arkadaşı olmaktan onur duyduğumuz Genel Başkanımız ve 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu var” dedi.

"MÜLTECİ KAMPINDA BİLE DURUM DAHA İYİDİR"

Depremde etkilenen kadın vatandaşların sorunlarına da değinen CHP İzmir İl Kadın Kolları adına Nurdan Şenkal Uçar, ”Gaziantep’te genç bir kadın, “Depremin ilk üç günü kimse gelmedi. Ellerimle annemi enkazın altından çıkarmaya çalıştım. Günler sonra annemin cansız bedeni çıkarıldı. Bizi öyle bir hale getirdiler ki annemin cansız bedenine tek parça halinde ulaştığımız için sevindik.Bize dilenci muamelesi yapılıyor yapılmasın! 6 Şubat öncesinde bizim de her şeyimiz vardı. Evimiz ve işimiz vardı, sevdiklerimiz hayattaydı ama bir gece de her şeyi yitirdik diyerek yaşananlara isyan etti. Adıyaman’da 2 haftanın sonunda çadıra zar zor erişebildiğini belirten kız kardeşimiz bize yaşadıklarını şöyle anlattı; Mülteci kampında bile koşullar daha iyidir! Depremin 15. Gününde çadırımız oldu diye sevindik. Çadırda iki aile kalıyoruz 5 çocuk var yarı yarıya yarı aç yarı tok yatıyoruz. Yatıyoruz dediğime bakmayın yatağın altında ısıyı tutacak bir korunma yok, ne bulduysak yere serdik üzerine de yatak koyduk sadece 2 yatağımız var resmen sırayla uyuyoruz. Havalar çok soğudu üşüyoruz. Çocuklarımız hastalandı vücut dirençleri düştü. Kahvaltı tanımımız değişti. Kahvaltıda çorba aşsam yemeğinde bulgur pilavı ve nohut yiyoruz. Koskoca günde sadece 2 öğün yemek var buna da seviniyoruz. Çünkü diğer çadırlarda kalan akrabalarımızın bunu da bulamadığını biliyoruz. Meyve sebze lüks oldu. Deprem günü sokağa çıplak ayakla çıkmıştım çünkü çocuğuma zar zor ayakkabı buldum, oğlumun terliğini ben giyiyorum. Yardımtırları geldi haberini görüyoruz, bize ulaşmadı. İçme suyunu sayıyla veriyorlar gün içinde ekmek, su ve bir tabak çorba için sürekli kuyruktayız. Canımıza tak etti! Yaşananlar öylesine ağır ki bu nedenle çok öfkeliyiz. Ağzımı her açtığımda üç çocuk beş çocuk diye dayatanlar bu süreçte hamile kadınlariçin ne yaptı? Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu verilerine göre deprem bölgesinde 226 bin kadın var. Bu kadınların gebe takibi bir yana resmen unutuldular.  Hamile kadınlar stres nedeniyle düşük tehlikesiyle karşı karşıyalar. Beslenemeyen lohusa kadınlar sütten kesildi. Küçük bebekler karda kışta soğukta kaldı, iktidar ne yaptı?  Kocaman bir hiç. Depremde AFAD afetin ta kendisini oldu. Çadır dağıtması gereken Kızılay parayla çadır sattı.Kayıp çocukların peşine düşmesi gereken aile ve sosyal hizmetler bakanlığı buna hesap soruyoruz diye bizim peşimize düştü. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi susturamayacaklar. Buradan bir kez daha ilan ediyoruz deprem sonrası açığa çıkan refakatsiz ve kayıp çocuklarımızın peşini asla bırakmadık bırakmayacağız. Koltuk sevdasına düşenler bu süreçte halkın yanında olmadı” dedi.

"YAŞAM HAK KADIN DAYANIŞMA MERKEZİ AÇILIYOR"

Paylaştıkları numara ile kadınlara çözüm sunacaklarını vurgulayan Uçar, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak afet bölgelerindeki depremzede kadın ve çocuklar için Kadın Danışma Merkezleri kurduk. Bugün bu merkezleri depremden etkilenen illerimizde halkımızın hizmetine açıyoruz. Yaşam Hak Kadın Danışma Merkezlerimizde kadın kolları üyelerimiz görev alacak. Burada psikolojik destekten hukuki danışmanlığa, kadınlara özel ihtiyaç malzemelerinin temininden sağlık hizmetlerine her türlü desteğin verilmesini sağlayacağız. Kadın Danışma Merkezlerimizde kadına yönelik şiddete ve çocuk istismarına karşı da bilinçlendirme çalışması yürüteceğiz. Genel Merkezimiz bünyesinde 7/24 hizmet sunan 444 82 85 hattımızı arayan kadınlara tek tek çözüm üreteceğiz” ifadelerini kullandı.

"AYAĞA KALKIN"

Yaraların birlikte sarılacağını belirten Uçar, “Depremin yaralarını birlikte saracağız. Yaşanan bu enkazın altında kalan iktidarı, tarihin tozlu raflarına kaldıracağız. Cumhuriyetimiz, 100. yılında yeniden kimsesizlerin kimsesi olacak.  Önümüzde bir seçim var. Millet İttifakı olarak, ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün laik, çağdaş ve demokratik Türkiye anlayışını bu topraklarda yeniden hâkim kılacağız. Bu seçim biz kadınlar için ölümle yaşam arasındaki ince çizgidir. Yaşamımız ya pamuk ipliğine bağlı ya da güvenli olacak.  Ya kadını eşya gibi gören zihniyete teslim olacağız ya da eşit yurttaş olarak insan onuruna yakışır şekilde yaşayacağız. Ya emeğimiz gasp edilecek ya da emeğimizin karşılığını aldığımız güvenceli işlerde, güven içinde çalışacağız. Ya afetler karşısında çaresiz kalacağız ya da bilimin ışığında tedbirler alacağız.  Ya çocuklarımızı geleceksizliğe mahkûm edileceğiz ya da çocuklarımıza aydınlık yarınlar inşa edeceğiz. Buradan ülkemizin bütün kadınlarına çağrı yapıyoruz: Ayağa kalkın! Gelin! Halil İbrahim sofrasına birlikte oturalım. Bizim yolumuz da yapacaklarımız da belli.  Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, hakkın, hukukun ve adaletin sağlandığı, hepimizin eşit, hepimizin tok, hepimizin güvende, hepimizin özgür olduğu bir düzen kurmak için geliyoruz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun!” dedi.