CHP'li Böke ve Salıcı'dan iktidara 'kredi' salvosu!

TAKİP ET

CHP İzmir'de kritik zirve gerçekleştirildi. Gündeme Erdoğan'ın imzalaması 6 ay geciken kredi damga vurdu. CHP'li Böke, "Nerede bu imza" çıkışında bulunurken CHP'li Salıcı'da "O para İzmir'e gelecek" dedi.

Mediha EKİCİ- İZMİR GÜNDEMİ- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi tarafından düzenlenen Bölge Toplantılarının 12’ncisi CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ve Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı başkanlığında Kültürpark İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.  

Düzenlenen toplantıda açılış konuşmasını gerçekleştiren ve iktidarı hedef alan CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, "Hareketli günler yaşıyoruz. Ülkemizin üzerinden  felaketlerin doğal afetlerin eksik olmadığı günler geçiriyoruz. Geçen haftalarda yurdun dört bir yanında çıkan orman yangınlarında ormanlarımız ağaçlarımız, şehirlerimiz yandı.Karadeniz bölgesinde yaşanan sel felaketlerinde 77 vatandaşımızı kaybettik. Eğitimli kadrolar yerine kendilerinin ve yandaşlarını zengin etme anlayışında olan yöneticilerimiz yüzünden canlarımızı kaybettik. Yaklaşık 1,5 senedir kovid 19 belası ile uğraşıyoruz. İktidarın samimiyetsiz turasız tasarrufları nedeniyle insanların devlet kurumlarına güvenleri kalmadı. Sosyal medyadan yarım kampanyası yapanlara soruşturma açıldı, 3 gün cumhurbaşkanı tarafından İBAN kampanyası yaptı. Bir taraftan ekonomik kriz nedeniyle beli bükülen işçi esnaf hayatta kalama mücadelesi verirken, kadınlarımız her sokak başında katledilirken, gazetecilerimiz sadece haber yaptıkları için soruşturmalar maruz kalırken, diğer yandan basiretsiz ve liyakatsiz kadrolar ile ülkeyi yönetmeye çalışan, iktidarını sürdürmek için etnik kökenleri malzeme yapan 3-5 kurumdan maaş alan her türlü yolsuzluğu ahlaksızlığa bulaşmış bir iktidar Türkiye'yi yönetiyor. Türkiye'nin başındaki en büyük bela AKP iktidarı. İşsizliğin, kadın cinayetlerinde , FETÖ'nün de , PKK sorununun da çözülmemesinin sorumlusu AKP iktidarı. AKP iktidarı bu kadar basiretsizlik, liyakatsizlik içinde sorunları çözme konusunda muktedir olamadığı gibi İzmir'de de muhalefet yapmayı beceremiyorlar. İktidarın yol açtığı yolsuzluğu çaresizliği ortadan kaldıran hizmetlere karşı AKP iktidarı çareyi belediye başkanlarımıza saldırmakta arıyorlar. Başta İBB başkanımız Tunç Soyer olmak üzere tüm belediye başkanlarımıza uygulanan baskılar İzmir halkı tarafından hak ettiği cevabı alacaktır.  Ne belediye başkanlarımız , nede biz bu baskılara engellemelere ayak oyunlara asla ama asla boyun eğmeyeceğiz. Bizim fıtratımızda direnmek var. Bizim karakterimizde mücadele var. Bizim geleneğimizde tarih yazmak var. Ülkemizin büyük bedeller ödenerek çizilen sınırları AKP döneminde elini kolunu sallayanların girip çıkabildiği hale geldi. Türkiye Cumhuriyeti sınırları namustur. Türkiye Cumhuriyeti'nin Taliban ile hiçbir ortak düşüncesi olamaz ve olmayacaktır. CHP olarak Genel Başkanımızı önderliğinde bu güzel ülkeyi yönetmeye bu cennet vatanı kötü gidişten kurtarmaya talibiz" diye konuştu.

SOYER'DEN YATIRIM AÇIKLAMASI
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iki yılda yaptığı yatırımlar hakkında bilgi veren Başkan Tunç Soyer, “İki yıllık çalışmamız sonucunda İzmir’e kazandırdığımız dış yatırım miktarı 16 milyar Lira. Göreve başladığımızda yüzde 12’si yapılmış olan Narlıdere Metrosu için hızla 125 milyon Euro’luk finansman sağladık. İki yıl bile dolmadan, olağanüstü bir hızla bu hattaki çalışmalarımızı tamamlanma seviyesine getirdik. Pandemiye rağmen yer altında 11 kilometre tünel kazdık, ışığı gördük. Çiğli ve Karşıyaka ilçeleri arasında önemli bir ulaşım alternatifi oluşturacak Çiğli Tramvayı’nın temelini attık. 441 milyon 182 bin liralık yatırımla toplamda 11 kilometre uzunluğunda ve 14 istasyondan oluşan Çiğli Tramvayı’nı, iki yıl sonra Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında hemşerilerimizin hizmetine sunuyoruz”dedi.


 “Başka Bir Tarım Mümkün” anlayışıyla inşa ettikleri  İzmir Tarımı ile aynı anda “kuraklıkla” ve “yoksullukla” mücadele ettiklerini söyleyen Soyer konuşmasını şöyle sürdürdü:
“ İzmir Tarımı ile ekonomik değeri yüksek ve suyu az tüketen stratejik ürünleri destekleyerek tarımda harcanan suyu, yüzde elli oranında azaltıyoruz. Su kaynaklarımızın yüzde 77’sini tarımsal sulamada kullandığımızı dikkate alırsak, tasarruf edeceğimiz bu oran toplam suyumuzun üçte birine tekabül ediyor. İzmir Tarımı, sadece tarlada başlayıp tarlada biten bir faaliyet değil; lojistiği, paketlenmesi, ürünlerin işlenmesi, markalaşması, satışı, ihracatı, Ar-Ge ve eğitim faaliyetleri ile bütün bir ekonomik süreci kapsıyor. 2021 ve 2022 üretim dönemini kapsayan 12 ayda toplam 338 milyon 600 bin liralık alım yapacağız. Bunun 154 milyon 600 bin lirası süt ürünlerine, 97 milyon lirası et ürünlerine, 15 milyonu yem bitkilerine ve geri kalan 72 milyon ise diğer ürünlere tekabül ediyor. Bayındır’da 65 milyon liralık bir yatırımla kuracağımız Süt İşleme Fabrikası son yıllarda kamu eliyle açılan çok az sayıdaki tesisten biri olacak. Tesisimiz, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarım desteklerini bir üst aşamaya taşıyarak, tüm İzmir genelinde üretilen sütlerin değerinden pazarlanabilmesini sağlayacak. Fabrikamızda 100 kişi istihdam edilecek. Süt işleme fabrikamız, günlük 100 ton süt işleme kapasitesine sahip. 2021 ve 2022 döneminde inek sütü alımına küçükbaş süt alımını da ekliyoruz. Belediye şirketimiz Baysan aracılığıyla Bayındır’daki tesisimizde kullanılmak üzere üreticilerimizden ilk yılda 7 milyon 500 bin litre koyun sütü, 5 milyon litre keçi sütü ve 2 milyon litre manda sütü satın alacağız.”

KEMERALTI'NA DEV YATIRIM
İzmir’i turizmde dünyanın önde gelen destinasyonlarından biri haline getirmek için İzmir’in turizm stratejisi ve eylem planını hazırladıklarının da altını çizen Başkan Tunç Soyer, “Gururla ifade etmeliyim ki, yaptığımız çalışmalar sayesinde Türkiye’nin ilk dijital turizm ansiklopedisine İzmir sahip oldu. 40’tan fazla uzmanın çalışmasıyla 11 farklı başlıkta, iki binden fazla turistik alana dair bilgi ve görseller tek bir mobil uygulamada  bir araya getirildi. İzmir’in iki dünya mirası alanı Efes ve Bergama ve adaylık sürecinde olan dört diğer alan İzmir turizm stratejimizin çok önemli ayaklarından biri. Dünyanın İzmir Mirası adını verdiğimiz bu program kapsamında, Gediz Deltası’nın Türkiye’nin ilk UNESCO Dünya Doğa Mirası olabilmesi için başvurumuzu yaptık. Birgi ve Ceneviz Ticaret Yolu ile ilgili süreçleri ise yakından takip ediyor, destekliyoruz. İzmir’in UNESCO Dünya Mirası adayları içinde yer alan Tarihi Liman Kenti Bölgesi, yani Kemeraltı vizyonumuz, hem eşsiz bir kültür mirasının korunmasına, hem de yerel ekonomimizin güçlenmesine hizmet ediyor. Bu kapsamda Kemeraltı’nı, yaklaşık 200 milyon liralık yatırımla baştan sona yeniden ayağa kaldırıyoruz. 27 milyon liralık yatırımla Kemeraltı Kuşaklama Alt Yapı projesi çalışmalarımız devam ediyor. 153,7 milyon liralık yatırımla altyapı, üstyapı ve aydınlatma çalışmalarını içeren ikinci etabın ihalesini tamamladık ve çok yakında temel atıyoruz. Bu çalışma, İzmir tarihinde Kemeraltı bölgesine yapılan en büyük yatırım ve altyapıyla ilgili yıllardır dokunulmamış tüm sorunları çözecek” diye konuştu.
BÜTÇENİN YÜZDE 42’Sİ YATIRIM
İzmir Büyükşehir Belediyesi finansman yapısı çok güçlü bir belediye olduğunun da altını çizen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “Biz, 8 milyar liralık bütçemizin yüzde 42’ sini yatırıma ayırmaya karar verdik. Bu yatırımların da büyük kısmını, bu şehrin nimetlerinden daha az yararlanan insanlara, yani arka mahallelerimize yönlendirdik. Mücadelemiz, öteki İzmir diye bir şey kalmaması, şehrin refahının tüm mahallelerde dengeli bir şekilde paylaşılması. İzmir’in arka mahallelerindeki sorunları çözmek için pek çok yöntem geliştirdik. Bunun en önemlisi “Acil Çözüm Ekibi” oldu. Acil Çözüm Ekibi içinde; Fen İşleri, Park ve Bahçeler, Ulaşım, Katı Atık, İklim Değişikliği ve Çevre Koruma Kontrol Dairesi Başkanlıkları, İZBETON, İZSU ve ESHOT dahil olmak üzere toplam 23 birimimizin uzman personelleri yer alıyor ve dezavantajlı mahallelerimizin tüm sorunlarını hızla çözüyor.Sadece şehir merkezindeki mahalleler değil, köylerimiz için de yeni bir yapılanma kurduk. Acil Çözüm Kırsal ekibimiz, İzmir’in tüm köylerini ziyaret ederek hem sorunları yerinde tespit etmeye, hem de şehrimizin tarımsal ürün envanterini hazırlamaya başladı. Belediye tarihinde ilk defa köy köy gezen ve halkımızın sorunlarını dinleyen ekiplerimiz, köylerimizde yoksullukla mücadele için yolumuza ışık tutuyor. 2019 yılında 30 ilçe belediyemize Büyükşehir Belediyesi olarak toplamda 1.520.426.962 lira yatırım yaptık. Ayrıca, İZSU’nun gerçekleştirdiği toplam yatırım tutarı 361.616.733 lira oldu. Büyükşehir Belediyemizin ilçelerimize yatırımları 2020 yılında da hız kesmeden devam etti ve ortalama yüzde 40’ın üzerinde bir artış sağlanarak 2.191.347.149 liraya ulaştı. İZSU’nun yatırımları ise 2020 yılında 379.260.762 lira oldu. Özetle iki yılda ilçe belediyelerimize Büyükşehir Belediyemiz ve İZSU kanalıyla toplamda 4.452.651.606 lira yatırım sağladık. Depremde “Bir Kira Bir Yuva” kampanyasını başlattık. Yardımseverlerin bağışları ile 4 bin 643 aileye 42 milyon 649 bin liralık kira desteği sağladık. Belediye imkanlarımızla ise 3 bin 428 aileye 22 milyon 500 bin liralık kira desteği verdik. Deprem sonrası başlattığımız büyük kentsel dönüşüm seferberliği ile birlikte sadece iki yıl içinde; Ege Mahallesi’nde 418 milyon, Örnekköy’de ise 520 milyon lira olmak üzere yaklaşık 1 milyar lira ihale bedeli olan kentsel dönüşüm uygulamalarını başlattık. Yıkımlar ve yeni inşaatların yapımı devam ediyor. Etaplar halinde devam eden tüm kentsel dönüşüm projeleri için 2 milyar liralık bir yatırım yapıyoruz” dedi. 


“Yüzülebilir körfez hedefimiz için bugüne kadar öngörülenden çok daha farklı bir plan uygulamaya koyduk. Körfezi, içinden değil, sorunun kaynağından itibaren temizlemeye başladık. Bu yüzden çalışmalarımız göze pek görünmüyor olabilir. Fakat biz Buca’da, Bornova’da ve Körfez havzasının tüm bölgelerinde yıllardır bekleyen yağmur suyu ayrıştırma projeleri için kazma vurduk. Kirlilik sorununu dışarıdan kuşattık. Son iki yılda 71 kilometrelik ayrıştırma kanalı tamamlandı ve ihalesini yaptığımız 62 kilometrelik ayrıştırma kanalının yapımına başlandı. Bu yıl ise 211 kilometrelik ayrıştırma kanalının yapımını ihale ediyoruz. Uyguladığımız toplam 344 kilometrelik ayrıştırma projesi ile, körfeze giden yağmur sularının yaklaşık yarısını kanalizasyon sisteminden ayırmış olacağız. Süreç tamamlandığında, İzmir sel riskinden kurtulacak, arıtma tesisimizin ömrü uzayacak ve yağmurlu günlerde körfeze karışan kirlilik kaynağı ortadan kalkacak.Seçim beyannamesinde rekor asfalt yılları geliyor demiştik ve bunu başardık. 2020 yılında 37.776 adet adreste asfalt bakım onarım ile 516.010 metrekare tranşe bakım onarım çalışması yaptık. 2 yılda toplam 2 milyon 734 bin metrekare kilit parke taş uygulaması gerçekleştirdik.  İzbeton tarafından 2020 yıllında; 944 bin 613 tonu finişerli serim ve 702 bin 721 tonu yol bakım onarımda olmak üzere toplamda 1 milyon 647 bin 334 ton asfalt uygulaması gerçekleştirildi. Bu miktar 7 metre genişliğinde 1.233 km yola tekabül ediyor. 2019’da 3 milyon 99 bin metrekare, 2020’de 2 milyon 469 bin metrekare sathi kaplama uygulaması yapıldı. Bu miktar 6 metre genişliğinde 928 kilometrelik yola tekabül ediyor. Buca ile Bornova arasında kesintisiz ulaşım sağlayacak projenin önemli ayaklarından olan “Buca Tüneli”ni sonlandırmak için nihai adımları attık. Firmanın çekilmesi nedeniyle yarım kalan tünel inşaatının ivedilikle bitirilmesi için yeniden ihale sürecini başlattık. Buca Tünel projesi, viyadükle birlikte Konak'tan otogara ulaşımı rahatlatacak ve şehrimizin trafik sorununu büyük oranda azaltacak. 7.1 kilometrelik bu tünel tamamlandığında İzmir’in en uzun karayolu tüneli unvanına sahip olacak.”

Yeni dönemde İzmir’in çöpünü sadece bir atık değil, ekonomik bir kaynak olarak değerlendirdiklerinin de altını çizen Başkan Soyer, “Harmandalı Düzenli Katı Atık Depolama Tesisi’nde depolanan atıklardan elektrik enerjisi üretmeye başladık. Burada kurduğumuz Biyogaz Tesisi ile yılda yaklaşık 100 milyon metreküp metan gazı bertaraf edilerek, 200 milyon kilovat saat elektrik enerjisi üretiliyor. Bu miktar, 100 bin hanenin enerji kullanımına tekabül ediyor. Ödemiş ve Bergama’da kurduğumuz katı atık yönetim tesisleriyle Küçük Menderes ve Bakırçay havzalarının hem katı atık sorununu çözüyoruz, hem de atıklardan elektrik ve gübre üretmeye başlıyoruz. Günde 800 ton atık işleme kapasiteli Bergama Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi ile günlük 1.600 ton atık işleme kapasiteli Ödemiş Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi’nde üretimimiz başladı. Sırada, Menderes’te kuracağımız tesis var. Çöp artık İzmir’de bir enerji kaynağıdır. 2019’un son günlerinde ve 2020 yılında hizmete giren 4’ü tamamen engelli vatandaşlarımız için tasarlanan,  47 solo, 10 körüklü, 10 midibüs olmak üzere toplam 71 araç hemşerilerimizin hizmetine sunuldu. Yine 2020 yılında, 570 Milyon lira yatırımla 364’ü tek seferde ihale edilerek aldığımız doğa dostu otobüslerle birlikte filomuza dahil edilen otobüs sayısı 435’e ulaştı. İZULAŞ’a alınan 16 otobüs de dahil edildiğinde toplam rakamımız 451. Yani beş yılda 500 otobüs alımı vaadimizin 451’ini, 2,5 yıl bitmeden gerçekleştirmiş olduk. Ayrıca 2021 yılında 100 elektrikli otobüs alımı için de hazırlıkları tamamladık. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin İzmir’de yaygınlaşması, kadının toplumsal yaşamdaki yerini güçlendirmek adına kadın otobüs şoförleri istihdam ettik. 2019 yılında 29 olan kadın şoför sayısını, 2020 yılında 87’ye çıkardık. Deniz ulaşımını güçlendirmek için de yatırımlarımızı aralıksız sürdürdük. Büyükşehir Belediyemiz, Fethi Sekin ve Uğur Mumcu adını verdiğimiz iki yeni feribotu hizmete aldı. Böylece İzmir’in çevre dostu ulaşım sistemine büyük bir güç kattık. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, 2015’te başlattığı ücretsiz ve kablosuz internet hizmetine ESHOT otobüsleri ve İzdeniz gemilerini de dahil ettik “diye konuştu.  

TÜRKİYE’NİN EN ÇOK ÜRETEN BELEDİYESİ İZMİR
Kamuoyunda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı yatırımların bilinirliğinin artması için CHP örgüt üyelerinden destek istediğinin altını çizen Başkan Soyer, "Bize hep bu çalışmalardan haberimiz yok deniliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, emin olabilirsiniz ki Türkiye’de en çok çalışan ve üreten belediyelerden biridir. Tanıtım yetersiz deniliyor. Astığımız billboardları ne kadar tutabiliriz, daha ne aktar TV programına ve gazeteye çıkabiliriz bilmiyorum. Bunu yapmaya devam edeceğiz ama günümüzde sosyal medya denen bir şey yok. Orada beğen tuşu var. Oradan destek verebilirsiniz. Bu çok etkili ve kıymetli İktidarın yolu yerelden geliyor Bunun başka yolu yok. Yerelde birbirimize destek vermek zorundayız. Bizim örgütümüzden beklentimiz şudur: Biz 4,5 milyon İzmirliye hizmet veriyoruz. Bunu yaparken yanımızdaki arkadaşlarımızın destek olmasını, bunu tanıtımının siyasallaştırılmasını, yaptığımız hizmetlerin görülebilesi için siyasal bir altyapı oluşturulmasını istiyoruz. Biz çalışmaya devam edeceğiz. Sizden istediğimiz, yaptıklarımızın siyasallaşması ve görünür olması için destek vermenizdir. Biz gücümüzü sizden alıyoruz. Biz iktidara geleceğiz ve iktidarda belediyeciliğin ne olduğunu da gösterteceğiz. İnanın bu kadar baskıya, linç girişimine rağmen ayaktayız ve yakta kalmaya devam edeceğiz Bu milletin daha iyilerine layık olduğunu biliyoruz. Bunun için dimdik ayakta duracağız ve canla başlaya çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.


CHP'Lİ BÖKE'DEN SANDIK ÇIKIŞI
Ülkenin karanlık içinde olduğunu ve bu karanlıktan sadece CHP ile çıkılabileceğini belirten Genel Sekreter Selin Sayek Böke, "Çok zor günlerden geçiyoruz. içinde bulunduğumuzu ağır koşullar iliklerimize kadar hepimizi ağır etkiliyor. Zor günlerin fakında olarak ve karanlığın gereğini unutmadan hayata devam etmemiz gerekiyor. Bunun bir kader olmadığını , işin fıtratında olmadığını ve bu karanlığı el birliği ile yırtacağımızı biliyoruz. Türkiye'nin bugün yaşıyor olduğu ağır felaketler derin ekonomik buhran, yüzlerce yurttaşsımızı her gün kaybetmemize rağmen yok sayılmış… Bunlar çok ağır. Bunların hiçbirisi yaşanmak zorunda olduğu için ortaya çıkmış tablo değil. İktidarın açık ve net tercihleri sonrası ortaya çıkan bir tabloyu yaşıyoruz. Umut da burada yatıyor. Eğer iktidar değişir ve iktidara Cumhuriyet anlayışını getirecek bir anlayış gelirse yani biz iktidar olursak bu düzen değişir. Bu düzen değiştiğinde bütün bu yaşadığımız tablo da sona erer. Bugün iktidarın ortaya çıkardığı en büyük yıkım yönetmek üzerine üstlendiği devleti yıkmış olması. Vatandaşın yanında olması gereken bir devlete ihtiyaç varken, bugünkü iktidar devleti kurumalarını kendi devamlılığı içi ortadan kaldırmış durumda. Tunç Bakanın faaliyet raporu sundun kusura bakmayın dediği şeyde kusura bakacak bir şey yok. Tam da buna ihtiyaç var. Türkiye'nin kaybedecek tek bir günü kalmamıştır. Hemen derhal sandığı halkın karşısına sandığı koyması gerektiği talebini yeniliyorum. Bu iktidar yaratmış olduğu yıkımın gözükmeyeceği saraylara kapandı. Ayalar önce bizde döndü dedi ki ekonomimiz uçuyor.Uçtuğumuz aylarda 128 milyar rezervimiz yok oldu…" 


6 AYDIR BEKLİYOR
Sözlerine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in Dünya Bankası'ndan bulduğu 340 milyon Dolarlık kredi ile devam eden Böke, "Şimdi şahlanıyoruz diyorlar. Uçarken 128 milyar doları heba edenler şahlanırken ekonomiyi bir kez daha batırıyorlar. Yaşanıyor olan ağır yıkımı görmeyenlerin, görmezden geldiği gerçeği bir kez daha hatırlamak lazım. TÜİK'e göre 9 milyon vatandaş işsiz. Bırakın yarına dair umudu, bugüne dair umudu kalmamış. Bize büyük görev düşüyor. Halkı omuzlarına yüklenmiş 980 milyon liralık borç… İktidar yarattığı krizlerin hepsini izliyor. 4 hafta önce söndürülebilecek ancak söndürülmediği için devam eden yangınlarla canlarımız kaybettik. Batı Karadeniz de imara açılamamış olması gereken binalarda vatandaşlarımız sel felaketleri ile baş başa kalıp canlarını kaybetti. Türkiye'nin bu krizlerin hepsini aşabilecek kaynağı var.  Özgüvenimiz buradan gelmeli.  THK'nin başkanı dedi ki 4 milyon dolarımız olsa yangınları söndürebilirdik dedi. Bu 3 günlük saray masrafı. Güçlendirilmiş bir parlamenter sistem yangınları söndürecek. Çünkü para saraylara değil yangın uçaklarına harcanacak. Ödediğimiz vergilerin 100 binde 1'i uçaklara ayrılsaydı, canlarımız kaybedemezdik. Halktan yana ekonomik düzen kurulduğunda ödediğimiz vergiler halkın yaşadığı felaketleri önlemek için kullanılacak.  İBB elini taşın altına koydu. BU konutların yapılabilmesi için gerekli krediyi ben bulacağım dedi ve buldu… 6 aydır tek adamın imzasını bekliyor. Nerede bu imza. Bu felaketler önlenebilir, yaralar sarılabilir… Kaynak var ve siyasi anlayışta var." 


Son olarak kürsüye çıkan Örgüt Yönetimleri ve Yurtdışı Örgütlenmelerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ise, "Türkiye bir yandan ağır sorunlar ile karşı karşıya bu sorunlar 3 günde çıkmış değil. 19 yıldır iktidarda olan bir AKP var ve bunu ortadan kaldırılabilmesi için, TÜrkiye2nin haklar ve özgürlükler anlamında da diye bir noktaya gelebilmesi için, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği muasır medeniyetler seviyesine çıkabilmesi için Türkiye'nin iktidar değişimine ihtiyacı var. Ortada bir siyasi iktidar var… meseleleri biz önceden uyarmamıza rağmen tedbir almayan, kılını kıpırdatmayan sonra da bunlar engellenemezmiş gibi vatandaşa anlatan bir iktidar. Biz 3 yıldan beri ağır bir ekonomik krizin içindeyiz. Kriz buhrana dönüştü ve ardından pandemi çıktı.  Türkiye'nin etrafındaki tüm komşularda vaka gözüktü ancak bizde ciddi bir tedbir alınmadı . Bunu aşılanmadan ve 5 maskeyi dağıtamamasından biliyoruz. En son yaşadığımız rezillik ise 4'ncü doz aşı. Var mı yok mu ? Sabah giderseniz var öğlen giderseniz bakan açıklama yapıyor yok. onlar 5 maskeyi dağıtamadı bizim belediye başkanlarımız atölye kurdu, kıt kanat imkanlar ile maske dağıttı.Onlar da sıkışında İBAN veriyor. Bizim AKP'den devraldığımız tüm belediyeler borçluydu.  Orman yangınları ile karşılaştık. Türkiye'de biz maalesef ilk kez orman yangınları ile karşılaşıyor değiliz. Akdeniz de dönem dönem yangınlar çıkıyor. Kıymetli olan bu yangınlara önceden hazırlıklı olursak, uçaklarımızı hazır edersek bu angınları söndürebiliriz. Tarım Bakanı ne yaptığından habersiz siyasetçi. Öyle açıklamalar yapıyor ki insanın içi sızlıyor. İlk gün envanterimizde uçak yok dedi. Biz ormanlarımızın ciddi bir kısmını basiretsiz anlayış yüzünden yanmaya teslim ettik. Ağır sel felaketleri ile karşılaştık. Daha önce de bunlara karşılaştık. O dere yataklarına imar izinlerini CHP'li belediyleler mi verdi? Sırf rant uğruna bunları verdiler. Şimdi çıkıp tavsiyede bulunuyorlar. Kim izin verdi?"diye konuştu.

O PARA İZMİR'E GELECEK
 Sözlerine sığınmacı sorunu ve Dünya Bankası kredisi ile devam eden Salıcı, "Şimdi sığınmacılar geliyor. 10 sene önce Suriye'den kaçan sığınmacılar Türkiye'ye geldi. O savasın sonuçlanması için siyasi iktidar hiçbir çaba göstermedi. Komşumuzda olan savasın Türkiye'ye çıkan faturasını azaltmak için hiçbir şey yapmadı, tek bir şey yaptı Avrupa ile pazarlık yaptı. Biz ırkçı alan değiliz, biz evrensel barışa inana insanlarız. Biz sosyal demokrat partiyiz. ÜTkiye2nin sığınmacı problemi olduğunu inkar edemeyiz. Şu anda yaşamış olduğunuz iklim krizi yangınlar seller İzmir'de yaşandı. Büyük bir dayanışma ile tüm belediye başkanlarımız destek verdiler. Depremden sonra orta ve az hasarlı olarak görünen ancak oturulmayan binalar için İBB başkanımız 340 milyon dolar kredi talep etti. Bu aslında Türkiye'ye gelmesinden memnuniyet duyulması gereken bir para. Bunu yüzde 0,92 faiz buldu. onlar 10 katı ile borçlanıyorlar. 5 yıl geri ödemesiz 25 yıl ödemeli kredi bulundu.Bu kredi gelip İzmir'de depremden etkilenen vatdaşlar için kullanılması İçin majestelerinin imza atması lazım. İzmirlileri ve CHP'yi cezalandırmak için imza atmıyorlar. Onlar bunu yaptığı sürece onların iki yüzlülüğünü, yanlışı Türkiye'nin 4 bir yanında dinlendirmeye devam edeceğiz. O para İzmir'e gelecek. Burada bize oy veren vermeyen bütün depremzedeler için kullanılacak. Şikayet ediyoruz çözümü var. Küresel iklim krizi il mücadele sadece Türkiye'nin yapacağı bir mücadele değil. Buyurun Paris İklim  Anlaşması'nı onaylayalım. Atatürk ile dönem dönem sorun yaşayan ve bunu zaman zaman itiraf eden bir iktidar var. Atatürk'ten korkuyorlar. Ancak Etiyopyalının gördüğünü Erdoğan'ın görmemesi bizi üzüyor. Sandığın buraya gelmesi gerekiyor ve bizde bu çalışmaları sandık gelence kadar arttırmamız gerekiyor. Ben CHP'nin iktidar olacağına, ve CHP'li kadrolar ile bu ülkeyi düze çıkartacağını biliyor ve inanıyorum.