Eskiyörük'ten Büyükşehir'e süt kuzusu sitemi: 'Bizi dışladılar!'

TAKİP ET

Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, gazetemize yaşanan Rusya- Ukrayna savaşının üreticiye etkilerini, Süt Kuzusu projesindeki mevcut durumu, üreticinin yaşadığı zorluklarını anlattı. Başkan Eskiyörük, Süt Kuzusu projesinde  Büyükşehir Belediyesi'nce dışarıda bırakıldıklarını vurgulayarak şunları söyledi; 'Şu an ki süreçte süt kuzusuyla ilgili neler yapıldığını bilmiyoruz. Bizi nedense dışladılar' dedi.

İZMİR GÜNDEMİ/Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin en çok etkilediği sektörlerin başında gelen tarım ve hayvancılık, Rusya- Ukrayna savaşıyla daha da zora girdi. Girdi maliyetlerinin her geçen gün arttığı tarım ve hayvancılıkta ülke içerisinde zorlaşan ekonomik koşulların üstüne bir de küresel etmenlerde eklenince üreticinin sıkıntıları arttı. Yaşanan gelişmeleri gazetemize değerlendiren Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, tarımda kurtuluşun kooperatifleşme olduğuna dikkat çekerek, İzmir’in önemli projelerinden olan Süt Kuzusu projesinde Büyükşehir Belediyesi tarafından dışarıda bırakıldıklarını söyledi.


‘ÜRETİCİ EN ZOR GÜNLERİNİ YAŞIYOR!’

Mahmut Eskiyörük, “Dünya da yaşanan krizin yansımaları sonucunda üretici de tüketici de büyük mağduriyet yaşıyor. Üretici ağlıyor. Bugünkü özellikle hayvancılıkla uğraşanlar, sadece yem değil hayvanın karnını doyurmak için kaba yem üretiminde anormal artışlar yaşandı. Şu anki fiyatlarla para kazanamıyor. 40 yıllık çiftçiyim, üretici en zor günlerini yaşıyor. Mağdur durumda. Üretici ağlıyor dönüp tüketiciye bakıyorsun o da bağırıyor. Ben çocuğuma peynir, yoğurt, et gibi temel gıdaları alamıyorum. Üretici de tüketici de haklı. Türkiye’de tüketim düştü. Değer kazanmıyor. Tek umudumuz turizmdi. Bugün yabancılar için Türkiye bir tatil cenneti. Yurtdışında kazanıp Türkiye’de harcayanlar anormal bir refaha ulaşıyorlar. Yaz sezonunda bir patlama olacak, tüketim artacak talep artacak üretici kazanacak diye bekliyorduk. Sadece çiftçinin değil esnafında yüzü gülecekti. Tabi bu savaş olumsuz etkileyecek. O bizi korkutuyor. Umarım kısa sürede anlaşma sağlanır. Türkiye’nin beklentisi gerçekleşir” dedi.



İzmir modeline değinen değinen Eskiyörük, “Süt kuzusu projesini sadece biz yürütüyorduk. Aziz başkan ile birlikte yürütüyorduk. İzmir modeli adında yürüttüğümüz proje kapsamında her ilçede bir ürünü marka yapalım dedik. Tire’yi sütüyle, Bayındır’ı çiçeğiyle, Ödemiş’i fidanıyla ve Selçuk’u ise narenciyesiyle marka yaptık. Burada belediyenin en büyük desteklerinden birisi üretim yollarını asfaltlamak oldu. Eskiden tozlardan ürün nakliye edilirken kalitesi bozuluyordu. İhracat yapacak yerler almıyordu. Ardından Selçuk’a bir soğuk hava tesisi kurdu. Oradaki üretici sömürüden kurtularak, yarı fiyatına satmak zorunda kaldığı ürününü normal fiyata satabiliyor. Tire sütüyle tercih edildi ve marka olduk. Bu bir yardım değildi, bir projeydi. Sırada Bergama’ya peyniriyle ilgili bir kooperatif kurup, markalaştırmak vardı” diye konuştu.


‘DIŞARIDA BIRAKILDIK!’

Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Bay- San A.Ş’ye değinen Eskiyörük, “Bergama’da şu an Büyükşehir Belediyesi’nin BAY-SAN adı altında yaptığı işi şirketle değil kooperatifle yapılacaktı. Bergama tulumunu aynı Ezine peyniri gibi raflara koymak gibi bir plan vardı. Ama şimdiki belediye başkanımız konuya daha farklı baktı. Sütü bir yerden değil, her kooperatiften az az alarak 5-10 kooperatif yerine daha fazla kooperatifi destekleyeceğiz dedi. Bizim dediğimiz o model yıkıldı. Artık İzmir Büyükşehir Belediyesi sütü Kınık’tan, Bergama’dan, Kiraz’dan ve bir miktarda bizden alıyor. Bizim süt kuzusu için çok büyük yatırımlar yaptık. Bütün köylere soğutma tankları kurduk. Bugünün parasıyla 15 milyon liralık yatırımdı. 62 tane sıfır araç aldık. Sonra belediye bunları dağıtınca her 6 aylık dönemde azaldıkça araçlarımız boşta kaldı. Şu an alım 3’te 1’e düştü ve 9 aracımız boşta kaldı. Umarım sonuç alınır.  Şu an ki süreçte süt kuzusuyla ilgili neler yapıldığını bilmiyoruz. Bizi nedense dışladılar. Artık onlar belediyenin tarımla ilgili uygulamalarını Köy- Koop. ile sürdürüyorlar. Başında Neptün hanım var. İlgilenmiyorum da. Biz işimize bakıyoruz” dedi.

‘GÜBRE ATAMAZ HALE GELDİK’

Üreticinin artan maliyetlerine değinen Eskiyörük, “Anormal fiyat artışlarıyla buğdayına gübre atamaz hale geldi. Gübre atamazsa ne olur? Üretim düşer! Türkiye, 85 Milyonun karnını doyurabilecek zenginliklere sahip. Ama nasıl üretecek bu fiyatlarla. Gübre atmazsa verim düşer, verim düşerse de ithalat yapmak zorunda kalırız. Kısa vadeli olarak devletin üreticiyi düşünmesi gerekiyor. Şu an desteklenmesi gerekiyor. Uzun vade de ise ihtiyacımız olan her şeyi üretilecek toprak ve iklime sahibiz. Verimliliğin artırılması, üreticinin maliyetlerinin düşürülmesi ve gıda güvenliğinin sağlanması gerekiyor. Ama birinci sırada üretimin planlanması gerekiyor” dedi.


Kooperatifleşmenin öneminin altını çizen Başkan Eskiyörük, “Türkiye’nin şartları kooperatifleşmeyi zorunlu kılıyor. Biz küçük üreticiyi tasfiye ederek, tarımı şirketler yapsın dersek ülkeye dinamit koymuş oluruz. Bizim bir gerçeğimiz var; köylümüz! Bugün bir sorun gibi bakılıyor. Onların sorunlarını yerinde yaşam alanlarının ve üretimlerinin devamını sağlamalıyız. Eğer tersi yapılırsa Türkiye yaşanmaz duruma gelir. Köylüler çaresizlikten göç ediyor. Ama biz onları güvence altına alırsak göç durur. Üretiminden uzaklaşırsalar, tüketici olurlar. Köylümüzü nasıl yaşatabiliriz sorusunun yanıtını aramalıyız. Tek bir çözüm vardır o da kooperatifleşmedir. Tire Süt Kooperatifi, Türk tarımının öncelikli politikası olmalıdır. Her ilçede bir kooperatif yaratırsak başarılı oluruz” dedi.

YERLİ TARIM VURGUSU

Eskiyörük, “Devletin öncelikle yol haritasında benim önceliğim tekelleşme değil kooperatifleşme olacak demelidir. Bunu dediği an yüzde 13’lerde olan kooperatifçiliği Avrupa’da olduğu gibi yüzde 80’lere ulaştırabiliriz. Hem de bir yıl içerisinde yapabiliriz. Bunun somut örneği de İzmir’de yüzde 30’un üzerindedir. Aziz Kocaoğlu’nun omuz vermesiyle kooperatifçiliğe bir ivme kazandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kooperatifi destekledi biz de 2 bin üreticiyi destekledik. 1 lira ucuza mazot, yarı fiyatına makine desteği veriyoruz. İşte burada elde edilen sonuçlar, desteğin önemini gösteriyor. Biz bir marka olduk.  Bugün gıdaya aç olan ülke yarın ihraç eden bir konuma gelebilir. İthalat politikasından Türkiye vazgeçmelidir. Geleceğini tehlikeye atıyor. Elin yabancısı yok veremiyorum derse biz ne yiyeceğiz? Soya ile ineklerimizin protein ihtiyacını karşılıyoruz. Onu da ithal ediyoruz, yarın veremiyoruz derseler ne yapacağız? Yerli üretime dönmeliyiz. Türkiye’yi kurtaracak olan yerli tarımdır. Şirket tarımcılığı değildir” diye konuştu.


Eskiyörük, “Küçük üreticiyi teknolojiyle buluşturmak zorundayız. Yurtdışı ile rekabet için bu şart. Bugün tarım aletlerinin maliyeti bir milyon civarında gidiyor. Ama biz 2 milyon lira değerinde makineyle üreticiye destek verebiliyoruz. Drone ile ilaçlama yaparak, kaybı önlüyoruz. Ortağımızın tarlasının, çiftliğinin, evinin bütün ihtiyaçlarını karşılıyoruz. O da marketten evin bütün ihtiyaçlarını karşılıyor.  O da ürettiğini getiriyor. Ay sonunda mahsuplaşıyoruz. Bu modelin Türkiye tarımının kurtuluşunun yoludur” diyerek sözlerini noktaladı.









 

Mahmut Eskiyörük Tire Süt İzmir Süt Kuzusu Bay San İzmir Büyükşehir Belediyesi