''İnsanlık suçlarına tepki göstermeyen herkes bu katliamdan sorumludur''

TAKİP ET

İsrail'in Gazze'de bir hastaneyi bombalamasının ardından Filistin Büyükelçiliğini ziyaret eden DEVA Lideri Ali Babacan, saldırıya ilişkin açıklamalarda bulundu.

İsrail'in Gazze'de bir hastaneyi bombalamasının ardından Filistin Büyükelçiliğini ziyaret eden DEVA Lideri Ali Babacan, saldırıya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Gazze Şeridi'ndeki El-Ehli Baptist Hastanesi, dün akşam saatlerinde İsrail tarafından bombalanmıştı.

Saldırıda 500’ü aşkın kişi yaşamını yitirirken, Filistin 3 günlük yas ilan etti.

Dünyanın birçok yerinde İsrail'in bu saldırısına karşı tepkiler büyüyor.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ankara Filistin Büyükelçiliğini ziyaret etti.

Filistin Devleti’nin Ankara Büyükelçisi Sayın Faed Mustafa ile bir araya gelen Babacan, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Babacan şunları söyledi:

"Bölgemizde 10 gündür büyük bir insanlık faciası yaşanıyor. Bugün Filistin Devleti’nin Ankara Büyükelçisi Sayın Faed Mustafa'yı heyetimiz ile beraber yerinde ziyaret ettik. Kendisinden Gazze'deki son durumla ilgili çok kıymetli bilgiler aldık. Ben bu vesile ile tekrardan Gazze'de hayatını kaybeden tüm Filistinli kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yararlılara acil şifa diliyorum. Filistin halkı ile bizim halkımız arasında 500 yıllık bir beraber yaşama tecrübesi vardır ve Filistin davası bizim davamızdır. Türkiye her zaman Filistin davasını çok yakın takip etmiştir. Hangi hükümet olursa olsun iktidar muhalefet ayrımı olmadan her dönemde Filistin davasına sahip çıkmıştır. Filistin davası evrensel bir adalet ve vicdan meselesidir. Haklı ve meşru davaları da tüm dünyada sembol haline gelmiştir. Birleşmiş Milletler kararı ile uluslararası hukuki meşruiyeti olan bir davadır.

‘FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ’

Biz Filistin halkının ve Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. Dünkü El-Ehli Baptist Hastanesi'ne yapılan saldırıda 500'den fazla insan hayatını kaybetti. Muhtemelen yarısı çocuk... Bugüne kadar hayatını kaybeden sivillerin sayısı 3 bini geçti. Çocukların sayısı bin civarında. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. Şunu açıkça ifade etmek istiyorum; hedefleyerek, bilerek sivilleri, hastaneleri, okulları vurmak, bombalamak bir savaş suçudur. Bir insanlık suçudur.

Af örgütü, İsrail'in beyaz fosfor kullandığı ile ilgili bir açıklama yaptı. Sivil halka dönük sadece bomba değil; aynı zamanda su, elektrik kesik. Sınırlar kapalı. En temel ihtiyaç malzemeleri ulaştırılamıyor. Gıda, ilaç gibi temel ihtiyaç maddelerinin ulaşmasını engellemek hukuka aykırıdır. Zulümdür. Bir milyondan fazla insanın zorla göçe zorlamak hukuka aykırıdır. Zulümdür. Milyonlarca sivil insanın topluca cezalandırılması insanlık değildir. Şu anda Filistin'in Gazze şeridinde yaklaşık 50 bin bebek bekleyen kadın var. Bunların yüzde 10'u önümüzdeki aylar içerisinde doğum yapacak. Gerçekten hastanelerin bombalandığı, suyun elektriğin kesik olduğu bir ortamda sadece hayattakilerin değil; daha doğmamış bebeklerin bile canı tehlike altındadır.

‘İŞLENEN TÜM SAVAŞ SUÇLARI SORUŞTURMALI’

Gazze'de yaşanan insanlık suçlarına tepki göstermeyen herkes bu katliamdan sorumludur. Uluslararası kamuoyu hiçbir gerekçe ve bahaneye sığınmadan acilen tek ses olup bu kıyıma ‘dur’ demelidir. Şu ana kadar uluslararası toplumun ateşkes ve insani yardım konusundaki çabalarını yeterli bulmuyoruz. Şu anda iki acil konu var. Bir, bombalamanın durması; iki, insani yardımın ulaşması. Fakat uluslararası toplum, çok sessiz, çok pasif. Avrupa'da bazen vicdan sesleri yükseliyor. O yükselen sesleri de hemen bastırmaya çalışıyorlar. İsrail'in Gazze'yi kısmen ya da tamamen işgal planı çok uzun sürecek bir insanlık faciasına sebep olacaktır. Güvenlik kaosunu da beraberinde getirecektir. Derhal bu akıl dışı plandan vazgeçilmelidir. İnsani yardım ulaşması sağlanmalıdır. İşlenen tüm savaş suçları soruşturmalı ve hak örgütlerinin raporları da dikkate alınmalıdır.

‘BARIŞI TESİS ETMEK ZORUNDAYIZ’

İsrail-Filistin meselesinin kök sebepleri vardır; Bunlar, Filistin topraklarının işgal altında olması ve Filistin halkının tecrit içinde yaşamasıdır. Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın ve diğer pek çok kutsal mekanın her gün farklı bir taciz girişimine, her gün farklı bir provokasyon eylemine sahne olmasıdır. Yine bu meselenin kökünde yerleşkelerin hukuksuz bir şekilde yaygınlaşmaya devam edilmesidir. Sürekli yeni yerleşke ile Filistin halkının hakkı olan topraklarının yavaş yavaş İsrail tarafından işgal edilmesidir. Çözüm açıktır; BM Güvenlik Konseyi kararları çevresinde, 1967 sınırlarına uygun bir şekilde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin Devleti’nin kurulmasıdır. Filistin halkının meşru hakkının uluslararası hukuk ve camia tarafından da teslim edilmesidir. İlk günkü sözlerimi tekrar ediyorum, Orta Doğu bu savaşları ve insanlık facialarını hak etmiyor. Bölgemizde barışı tesis etmek zorundayız."

Gerçek Gündem

Ali Babacan Filistin İsrail Ankara Büyükelçisi Sayın Faed Mustafa