İzmir Barosu oturma eylemini sürdürdü "Biz hiç kimsenin karşısında düğmelerimizi iliklemeyeceğiz"

TAKİP ET

İzmir Barosu 'Çoklu baro sistemi'ne karşı bir kez daha sokaklara indi. İzmir Baro Binası önünde yapılan oturma eylemine birçok sendika destek verirken, İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Özgür Yılmazer, barolara karşı yapılan saldırıyı kınadı. Cübbelerinin önlerinden düğme olmadığını altını çizen Yılmazer, asla boyun eğmeyeceklerini söyledi.

Oktay Güçtekin / Baroların direnişi bugünde sürüyor... Baroların yapısının değiştirilmesini öngören “Çoklu baro sistemi” bugün meclise getirildi. Yasaya kesin bir dille karşı çıkan Türkiye Baroları ise bu karardan vazgeçilmesi gerektiğini söylese de, iktidar partisi tarafından olumlu bir cevap alabilmiş değil. Bugün   İzmir’de İzmir Barosu mecliste görüşülen yasa tasarısı için bir kez daha bir araya geldi. İzmir Baro binası önünde toplanan baro üyeleri, oturma eylemi yaparak kararı protesto etti. Baro üyelerine destek amacıyla DİSK Ege Bölge Sorumlusu Memiş Sarı, TMMOB İzmir Dönem Sözcüsü Melih Yalçın, KESK Mustafa Güler, Türk Tabip Odası İzmir Şube Sekreteri Yardımcısı Lütfü Çaplı ‘de katıldı. Toplantıda İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel’in Ankara’da baro başkanları ile toplantıda olmasından kaynaklı olarak konuşmayı İzmir Baro Başkan Yardımcısı Özgür Yılmazer yaptı. Barolara karşı olan tutumu sert bir dille eleştiren Yılmazer  Doğal gösteri yapma ve yürüme haklarının ellerinden alındığını söyledi. Ankara’da geçmiş günlerde yaşanan olaylara da değinen Yılmazer avukatlara yemek dahil verilmesini engellendiğini söyledi. Yılmazer konuşmasının ardından sendika üyelerine mikrofonu verdi. Sendika temsilcilerinin konuşmasının ardından ise katılımcılar oturma eylemine geçti.

“Bizim cübbelerimizin önünde düğme yok”
Bugün meclise getirilen “Çoklu baro sistemi”ni eleştiren Yılmazer, 3 Temmuz’da Ankara’da gerçekleşecek büyük yürüyüşe tüm avukatları beklediklerini söyledi. Yılmazer, “Siyasi iktidar bugün baroların bölünmesine, sesinin kısılmasına, içinin boşaltılmasına ve işlevsizleştirilmesine yönelik bir yasa tasarısını Meclis’e sundu. İstiyorlar ki borların sesi çıkmasını ve sussun. Çünkü barolar; insan haklarını, çevre haklarını, kadınların, istismara uğrayan çocukların, ötekileştirilen LGBTİ+ bireylerin, hayvanların, kısacası her türlü hak ve özgürlük noktasında mağduriyete uğrayan kim varsa bunu savunan kurumlar. İktidar ne zaman hukuk çizgisinin dışına çıksa onu hukuk çizgisine çekmeye çalışan yani yanlışa yanlış diyen kurumlardır. Bu nedenle bizi susturmaya çalışıyorlar. Ama avukat olduğumuzu unutuyorlar. Bizim cübbelerimizin önünde düğme yok. Bizler üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunuyoruz” dedi.
 
“Korkuyorlar”
Dün gerçekleştirilmesi planlanan ancak polis tarafından engellenen yürüyüşü hatırlatan Yılmazer, iktidarın kendilerinden korktuğunu söyledi. Yılmazer “Anayasa ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklı en demokratik haklarımızdan biri olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkımızı kullanmak istedik ama maalesef bizi engellediler ve yürüyüş yapmamıza izin vermediler. Bugün Adana’da yeni düzenlemeye karı yürümek isteyen meslektaşlarımıza gaz fişekleriyle müdahale ettiler. Yürümemizi ve konuşmamızı istemiyorlar çünkü korkuyorlar. Çünkü biliyorlar ki yenilecekler. Ama unuttukları bir şey var. Bizler asla yılmayacağız. Biz bu yasa teklifinin geçmeyeceğine inanıyoruz. Ama eğer geçerse susacağımızı mı sanıyorlar! Biz asla ve asla hiç kimsenin karşısında düğmelerimizi iliklemeyeceğiz, teslim olmayacağız, biat etmeyeceğiz.” diye konuştu.
 
“TMMOB hepinizi baroya destek olamaya davet ediyor”
TMMOB İzmir Dönem Sözcüsü Melih Yalçın meslek odalarına yapılan saldırının ilk olmadığını söyledi. Yalçın “Sevgili dostlar hepinizi bu kentin şehir plancıları ve mühendisleri adına selamlıyorum. Bu ülkede meslek odalarına karşı gerçekleşen saldırı ilk değil. Bu ülkede sürekli meslek odalarına saldırılar gerçekleştiriliyor. Ama bu proje Abdullah Gül  Cumhurbaşkanı olduğunda Devlet Denetleme Kurulu bir rapor oluşturması için görevlendirdiğinde başladı. Bu Devlet Denetleme Kurulu bin sayfalık bir rapor hazırladı. Bu listelerin içerisinde bildiğiniz tüm meslek odaları vardı. Amaçları ise o an iktidara geldiler, iktidarı ele geçirdikleri gün bile meslek odalarını  ele geçirememişlerdi. O an nasıl meslek odalarını ele geçirebiliriz diye arastırıyorlardı. O raporu hazırlayan üyeler ise farkettilerki, bu odaların hepsi Anayasa’ya göre kurulmuş. Farkettilerki meslek odaları sadece kendi meslek odalarının hakkını savunan değil, tüm herkesin hakkını savunan odalardır. Bunu fark edince dehşete düstüler. Meslek odalarını ele geçiremedikleri için de meslek odalarını yıpratmaya ve yok etmeye çalışıyorlar. Şimdi ise gündemde baro var. Şimdi hepimize düşen bir görev var. Bugün baroya yapılan saldırı yarın hepimize yapılacak. Bugün baroyu koruyamazsak yarın hiçbir meslek odasını koruyamayız. Bundan kaynaklı  kim elinden ne geliyorsa yapmalıdır. Gideceklerinin farkındalar. Gideceklerini bildikleri içinde gitmeden önce neyi yıkabiliriz, neyi talan edebiliriz diye bakıyorlar. Bunlar bu çetenin son nefesleridir. TMMOB bu nedenle  hepinizi baroya destek olamaya davet ediyor” diye konuştu.
 
“Hekimler avukatların yanında”
TTB İzmir Sekreter Yardımcısı Lütfi Çaplı, geçmiş dönemlerde Tabip Odası’na karşı da bir saldrının olduğunu ancak bunun püskürtüldüğünü söyledi. Çaplı “İzmirli hekimler adına sizleri selamlıyorum. Meslek örgütleri çağdaşlığı savunur. Meslek örgütleri demokrasiyi, özgürlüğü savunur. Bu onurlu muhalefetleri nedeniyle yönetenler tarafından daima hedef tahtası haline getirilmişlerdir. Bundan iki yıl öncede Türk Tabipler Birliği’ne de buna benzer bir saldırı düzenlenmiş ancak TTB’nin dik duruşu ile geri püskürtülmüştür. Ama bu günlerde tekrar meslek örgütlerinin işlevsizleştirilmesi ve halkın gözünde itibarsızlaştırma söz konusu. Hekimler avukatların yanındadır. Vazgeçmiyoruz,  susmuyoruz. Mesleğimize meslek örgütümüze sahip çıkıyoruz. Direne direne kazanacağız”dedi.
 
“Barolara sahip çıkmaya devam edeceğiz”
KESK İzmir ‘den Mustafa Güler’de baroların tek adam tarafından yok edilmesine asla izin vermeyeceklerini söyledi. Güler “Baro son dönemde bu ülkede adeletin en önde savunucularından oldu. Meslek odalarına saldırılarla bu kurum ve kuruluşlar yok edilmek isteniyor. Biz sendikalar olarak hukuksuzluğu en fazla yaşayan kisiler olarak bu hukuksuzluğa dur demenin sendikalar olarak ayrı ayrı mücadelelerle olamayacağını biliyoruz. Baroya yapılan saldırı hepimize karşı yapılan saldırıdır. Biz işçiler ve örgütler olarak demokrasiye sahip çıkmak zorundayız. Bugün baronun başlattığı mücadele hepimizin meselesidir. Yüzyıllardır elde edilen demokrasinin tek adam rejimi ile yok edilmesine izin vermeyeğiz. Barolar ile birlikte bu yürüyüşü sürdürmek için barolara sahip çıkmaya devem edeceğiz” diye konuştu