İzmir'de Mehmetçiğe ücretsiz ulaşım tartışması! CHP'li Bakan'dan, Başkan Soyer'e tam destek, iktidara çağrı!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in er ve erbaşlara ücretsiz toplu taşıma müjdesi vermesinin ardından AKP Grup Başkanvekili Özgür Hızal, Başkan Soyer'i 'Tribünlere oynamak' ile suçladı. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ise, Başkan Soyer'in haklı isyanına dikkat çekerek iktidara 'Yerel yönetimlerin bütçesinden elinizi çekin' dedi.
Oktay Güçtekin – İzmir Gündemi/ İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in dün er ve erbaşlar için ücretsiz ulaşım müjdesini vermesinin ardından AKP Grup Başkanvekili Özgür Hızal, Başkan Soyer’i ‘Tribünlere oynamakla’ eleştirmişti. AKP’li Hızal, “Hükümetimizin dış politikalarını cahilce eleştirme gafletinde bulunan Tunç Soyer’in aklını İzmir’de yaşayan vatandaşlarımıza hizmet etmeye harcaması temennimizi yinelemekte fayda görüyorum” sözleri üzerine gazetemize konuşan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, ‘Sayın Soyer’in açıklamalarını tam anlamıyla destekliyorum. Kendisi partimizin altına imza attığı etkin yerelleşme politikalarının tam karşılığı göstermek için somut adımlar atıyor. Askerlerimize toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlandırma hizmeti de bu somut adımlardan biri” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, “Sayın Soyer’in açıklamalarını tam anlamıyla destekliyorum. Kendisi partimizin altına imza attığı etkin yerelleşme politikalarının tam karşılığı göstermek için somut adımlar atıyor. Askerlerimize toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlandırma hizmeti de bu somut adımlardan biri. Aynı zamanda yerel yönetimlerimizin Türkiye’nin yakıcı sorunlarının çözüme kavuşmalarını istemelerinden daha doğal bir şey yok.” dedi.
‘İktidar, yerel yönetimlerimizin bütçesine el sürmesin!’
Bakan, “Kamunun bütçesi yeni Osmanlıcı politikalar için berhava edilirken yerel yönetimlerimizin bütçesi kısılmak isteniyor. Yerel yönetimcilerimizin elleri kısıtlanmak isteniyor. Eğer iktidar partisi ayakta kalmak ve ülkeyi ayakta tutmak istiyorsa Atatürk’ün “yurtta barış, dünyada barış” ilkesinin peşinden gitsin. Askerlerimizin canı yanında hiçbir önemi yoktur ama yerel yönetimlerimizin bütçesine de el sürmesin. Hem dışarıda hem içeride barışı sağlamanın yolu Türkiye’nin pro-aktif dış politikada dizginleri boşalırcasına koşması değil, sükunetli kararlar almasından geçer” dedi.
‘Başkan Soyer’in isyanı haklı değil midir?’
CHP’li Bakan, Tunç Soyer’in yaptığı açıklamaya hak verdiğini dile getirerek, şunları söyledi: “İçinde bulunduğumuz düzlemde şunu sorgulamak gerekir: İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’mız yurtdışındaki herhangi bir görüşmesinde Türkiye’nin gücünü arkasında hissetmiyorsa, Türkiye’nin nüfuz alanını kamu adına, kenti adına pazarlık unsuru olarak kullanamıyorsa isyan etmekte haklı değil midir?”
‘Suriye sorunu barış içerisinde çözülmelidir’
Bahar Kalkanı operasyonu kapsamında şehit düşen Piyade Uzman Çavuş Muhammed Mustafa Ak’ın yakınlarına baş sağlığı dileyen CHP’li Bakan, “ Öncelikle şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Bir evladımız, İzmirli bir kardeşimiz şehit oldu. Hepimizin içi yanıyor.
Ben asker çocuğuyum. Çocukluğum askerin subayın, astsubayın, uzmanın, erin içinde geçti. Elbette Türkiye’nin uluslararası hukuka uygun olarak ve mütekabiliyet esası çerçevesinde hareket etme hakkı vardır. Ancak asıl olan Cumhuriyet’in dış politikasına dönmektir. Komşularıyla barış içerisinde yaşayan, maceradan değil aklı başında bir dış politikadan söz ediyorum. Bizim yaklaşımımız Suriye sorununun barış içerisinde çözülmesidir. Elbette mülteci sorununun da çözülmesi ve Türkiye’nin ulusal güvenlik problemlerinin de dikkate alınarak çözülmesi gerekir” dedi.
‘Ekonomi konuşulmayınca krizin aşıldığı düşünülüyor’
En önemli sorunlardan birinin ekonomi olduğuna vurgu yapan Bakan, “ Başat sorunumuz ekonomik zorlukların aşılması. Zaten ekonomi konuşmayalım diye sırasıyla her şeyi konuşuyoruz. Bu konuda tuhaf olan şey şu: Ekonomi konuşulmayınca ekonomik krizin aşıldığını düşünüyorlar. Halbuki kriz bütün ağırlığıyla yurttaşların üzerlerine çökmüş durumda. Çok ağır bir krizin, hatta 2001’deki krizin daha ağırını yaşıyoruz. İktidar partisini bu konuda kurtaran tek şey yurttaşların kriz eşiğinin yükselmiş olması. Ancak bunun böyle gitmeyeceği de kesin. Türkiye’de kısa süre içerisinde bir sosyal patlama olması ihtimaliyle karşı karşıyayız. İktidar partisinin elinde ise sadece damadın bir türlü tutmayan ekonomik öngörüleri var. Kendilerine tavsiyemiz şu: Ekonomiyi aile içinden yönetmek yerine, Türkiye’nin beşeri sermayesine güvenmeleri. Çünkü ekonomi yönetiminde paranoyaya yer yoktur” dedi.