İzmir'den iktidara "Rant" çıkışı: Mevcut afet alanları bile rant uğruna yapılaştırıldı!

TAKİP ET

İzmir, 30 Ekim'de meydana gelen depremin ardından 'İzmir depremi ortak akıl buluşması' nda buluştu. Çalıştay'ın açılış konuşmasını yapan TMMOB Başkanı Koramaz deprem sonrası toplanan paralara ne olduğunu sordu. Başkan Koramaz, 'Mevcut deprem alanları bile rant uğruna yapılaşmaya açıldı' dedi.

Aylin BAYRAM/İZMİR GÜNDEMİ-İzmir’de 30 Ekim tarihinde meydana gelen, büyüklüğünü AFAD’ın 6.6, Kandilli Rasathanesi’nin 6.9 olarak açıkladığı ve 115 can kaybına neden olan depremin yaraları sarılmaya çalışırken, şehirde önemli bir zirve gerçekleşiyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde düzenlenen ve Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden deprem alanında uzman akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarını temsilcileri, meslek örgütlerinin temsilcileri, kamu kurumları temsilcileri, bilim insanları, Milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, belediye başkanları ve İzmirli siyasilerin yer aldığı ‘İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması’ Fuar İzmir’de başladı. İki gün boyunca sürecek olan çalıştayda İzmir depremi masaya yatırılacak. Açılış konuşmalarını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer,  Türk Mimar Mühendis Odalar Birliği (TMMOB) Genel Başkanı Emin Koramaz ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Alim Murathan yaptı.


“Yurttaşlar kendini güven içinde hissetmiyor”
Programın açılış konuşmasını yapan İzmir Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Alim Murathan, "2020 yılında dünyada deprem istatistiklerine baktığımızda 9 depremin 7 üzerinde olduğunu görüyoruz. Dünyada kayıp sıralamasında en ön sıradayız. Yaşadığımız yüzyılda ülkemizde bu kadar kayıp yaşanması gerçekten düşündürücü ve üzücüdür. Bilim ve teknik depremlerin yıkıcı etkisine karşı her türlü önlemi alabilecek niteliğe ulaşmış durumdadır. 30 Ekim depremi özellikle Bayraklı bölgesinde yaşayan yurttaşlarımızda çok ciddi güven problemi oluşturdu. İnsanların en temel ihtiyacı kendilerini güvende hissetmektir. Deprem sonrası yurttaşlar kendilerini güvende hissetmemektedir. Depremin yıkıcı etkilerini azaltmak ve ihtiyaçları belirlemek için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tek başına baş etmesi mümkün değil. Bu kentin bilim insanları, STK’lar, derneklerin oluşturduğu ortak bir akıl buluşmasına ihtiyacımız vardı. Sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi ortaya koyacağız" dedi.


 "Valiliğin tutumu düşündürücü"
Planlamanın genişletilmesi talebini İzmir Valiliğinin geri geçirdiğini açıklayan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, "Deprem kurtarma çalışımlarına katılan tüm kurum çalışanlarına teşekkür ediyorum. AFAD'a göre 6.6, uluslararası açıklamalara göre 7 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak biz de Mimarlar Odası olarak bazı çalışmalar yürüttük. İzmir İl Koordinasyon Kurulu’nun bölgede gerçekleştirdiği raporu kamuoyu ile paylaştık. Bu planlamanın genişlemesi için İzmir Valiliği’nden talebimiz vardı. Ancak bu talebimiz geri çevrildi. Türkiye'nin dört bir yanında hasar tespit çalışmalarına katılmak için isim isterken, valiliğinin tutumu düşündürücüdür. İzmir ve geçmiş dönmede yaşananlar bu şehirde yanlış planlamanın ve bu konudaki uyarılarımızın dinlenmemesinin sonucudur. Kim ne derse desin, kim ne engel koymaya kalkarsa kalksın bizler mimar ve şehir plancıları olarak üzerimize düşen her türlü sorumluluğu ortaya koymaya hazırız. TMMOB bu ülkede binlerce insanın oluşturduğu yasal bir örgüttür. Bu tür çalışmaları yapmak için siyasiler tarafından görevlendirilmemiz gerekmediğini biliyoruz.  Bundan sonra İzmir Valiliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı istese de istemese de bu sorumluluk ile çalışmaya devam edeceğiz. Uzman ekiplerimiz ile vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda hiçbir ücret almadan hasar tespit çalışmaları yapılmakta ve İzmir haritasına işlenerek İzmir halkı ile paylaşılmaktadır" dedi.

Depremden sonra toplanan paralara ne oldu?
Mevcut deprem alanları rant uğruna yapılaşmaya açıldı açıklaması yapan Başkan Emin Koramaz, "Hepimizin bildiği gibi güvenli ve sağlığı yapılarda yaşama hakkı en temel insani haktır. Bunu sağlamakta bir devletin en temel görevidir. Ancak bunları sağlayacak önlemler bir türlü alınmıyor. Her depremden sonrası siyasilerden laflar dinliyoruz, kalıcı önlemler alınacağı söyleniyor ancak gündemin değişmesi ile bunlar unutuluyor. Hiçbir şekilde siyasi kararlılık gösterilmiyor. Marmara depreminden sonra bir vergi kondu. Bu vergiler önce kanunlarla uzatıldı, sonrasında ise kalıcı hale getirildi. Toplanan paralara ne oldu? Dönemin bakanı bunların havayolları ve duble yollar için kullanıldığını söyledi. Deprem sonrası deprem toplanma alanları oluşturuldu. Ancak mevcut deprem alanları bile rant uğruna yapılaşmaya açıldı. 99 depreminden sonra yeni bir deprem yönetmeliği çıkarıldı ancak denetim yönündeki eksiklikler bu yönetmelik sonrası yapıların güvenliğini de düşündürdü. Bizler 99 sonrası yapılan yapıları da tamamen güvenli bulmuyoruz. Tüm yapıların düzenli bir denetimden geçirilmelidir. İzmir'de yaşadığımız bu deprem uyarıcı bir depremdir. Depreme hazırlıklı olmak, yer seçimlerinden başlayarak, halkın deprem konusunda eğitilmesine kadar geniş bir halkayı kaplar” dedi.


Soyer: TMMOB’u dışarıda bırakarak kalkınmayı ve afetle mücadeleyi sağlamak mümkün değil
Tunç Soyer, “Büyükşehir Belediyesi olarak yaraları sarmak için kapsamında bir koordinasyon yürüttük. Tüm imkanlarımız ve insana kaynaklarımız depremin yarattığı olumsuzlukları azaltmak için harcadık. İzmir depremi sonrası böyle bir iklim olması çok memnuniyet verici… Bu eşgüdümün kısa değil uzun bir sürece yayılan bir sürece dönüşmesi gerekiyor. Deprem coğrafyamızın jeolojik gerçekliği… Bu bizim depreme karşı hazırlığı zorunlu kılıyor. El ele vererek siyasi ve fikir ayrılıklarını bırakabilirsek olumsuzlukların üstesinden geleceğimizi gösterdi. Afetlerle mücadele sağlıklı ve güvenli bir yaşam hakkının olmazsa olmazıdır. Bugün ülkemizde afet yönetmeliği 1999'da yayınlanan yasa ile yürütülüyor. Ancak günümüzde gelinen kentleşmeye baktığımızda bu yasaların yeniden gündeme alınmasını mecbur kılıyor. Belediyelerin afet durumunda müdahile hizmet gurubunda destek gruplarının yanında yer alamasından daha fazlasını üstleniyor olması gerektiğini düşünüyoruz. Afetle mücadele yerelde başlatılıp yerelde kazanılıyor. Ülkemizde afetle mücadelenin iyi bir şekilde sağlanması için afet yasasının yeniden düzenlenmesi gerekiyor.

İki yasa birleştirilmeli
Kentsel dönüşüm hakkında açıklama yapan Soyer, " Kentsel dönüşüm konusunda bulunan iki yasasını birleştirilerek belediyelerin yetkisinin arttırılması önemli bir zorunluluktur. Bu koşullar altında afetlere hazırlık, acil müdahale, zararların tahribatın azaltılması gibi tüm süreçlerde başarılı olabilmemizin yegane yolu ortak akıl üzerinde birleşmemizdir. TMMOB kalkınmanın ihtiyaç duyduğu bilimsel disiplinler kapsamında örgütlenen bir birlik. Bunları dışarıda bırakarak ne kalkınmayı sağlamak ne de afetle mücadeleyi sağlamak mümkün değil. Umarım yaşadığımız bu deprem daha önce yaşadığımız depremler sonrası olan gibi arkamızda bıraktığımız bir deprem olmaz” dedi.

izmir deprem ortak akıl buluşması tunç soyer tmmob