İzmir Tabip Odası: "Buna göz yummamalıyız"

TAKİP ET

İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, 'Yazık bu ülkenin gençlerine, geleceğine' konulu basın açıklama gerçekleştirdi. Basın mensuplarıyla bir araya gelen Kaynak, 'Türk Hekimlerine emanet ediniz övgüsünden giderlerse gitsinler sövgüsüne evrilen bir dönüşüm var' ifadelerinde bulundu.

Esra Açıkyıldız /İzmir Gündemi Asgari ücretin açıklanmasının ardından İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, İzmir Tabip Odası’nda ‘Yazık bu ülkenin gençlerine, geleceğine’ adlı basın açıklaması gerçekleştirdi. Kaynak, Beyin göçü, ekonomik sıkıntılardan dolayı gençlerin eğitim alamaması, ÇADES uygulaması ve Can Atalay Davası’na dair önemli açıklamalarda bulundu.

“GİDERLERSE GİTSİNLER SÖVGÜSÜNE EVRİLEN BİR DÖNÜŞÜM”

Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra yurt dışına giden öğrencileri rakamsal olarak ifade eden Kaynak, “Tıp fakültelerinden mezun olan hekimlerin ki şu anda yıllık olarak yaklaşık 12 bin öğrenci mezun olmaktadır önemli bir kısmı, ülkemizde hekimlik faaliyetlerinde bulunmak niyetinde değildir. Çalışma şartlarının ağırlığı yanında idari angaryalar beş dakikada bir hasta muayene baskısı, nöbet, sürgün, rotasyon, görevlendirmeler vb. mali yetersizlikler(asistan kök maaşı 31 bin TL psikolojik ya da fiziksel şiddet, kendini geliştirememek ve liyakatsizlik en önemli faktörler olarak görünmektedir. Bu sene yaklaşık 3 bin hekimimiz yani, toplam mezun miktarının ¼ lük kısmına tekabül eden sayıda hekimimiz TTB den iyi hal belgesi almıştır. “Beni “Türk Hekimlerine emanet ediniz“ övgüsünden “Giderlerse gitsinler“ sövgüsüne evrilen bir dönüşümün girdabında sadece hekimler değil ülkeyi terk edenler. Geçen yıl yaklaşık 14 bin yüksek okul mezunu gencimiz ülkemizi terk etti. Buna göz yummamalıyız” dedi.

“GENÇLER İŞ BULAMIYCAM KORKUSUYLA EĞİTİMİ BIRAKIYORLAR”

Türkiye’de ki ekonomik sıkıntılara dair açıklamada bulunan Kaynak,“Gençlerimizde üniversite eğitimini tamamlasa bile iş bulamayacağı korkusunun yarattığı bir umutsuzluk var” dedi. Ardından sözlerine şöyle devam etti, “Yüksek Öğretim Kalite Kurulu tarafından açıklanan veriler son iki yılda 728 bin üniversite öğrencisisin yüksek öğretimi terk ettiğini göstermektedir. Bu rakam bazı ülkelerin toplam üniversite öğrenci sayısından fazladır. Ülkemizde üniversiteye başlayan her 10 öğrenciden birisinin eğitimi bırakması anlamına gelen bu durumun en önemli nedeni üniversite öğrencilerinin özellikle büyük şehirlerde barınma, beslenme, ulaşım, sosyal ve kültürel olanaklara erişim konusundaki sıkıntılar ve kısıtlılıklardır. Üstüne üstlük üniversite eğitimini tamamlasa bile iş bulamayacağı korkusunun yarattığı bir umutsuzluk vardır. Bu öğrenciler üniversiteye kadar gelmiş, başarılı, ileride topluma yararlı olabilecek bireylerdir. Ama ümitsizce üniversite eğitimini bırakmakta ve çoğu her gün büyüyen işsiz ordusuna katılarak ziyan olmaktadır. Son iki öğrenim döneminde Sadece İzmir’de Ege Üniversitesinden 12 bin Dokuz Eylül Üniversitesinden 7 bin olmak üzere 20 bine yakın öğrenci okulu bırakmıştır”

“ÇADES KALDIRILMALI”

ÇADES uygulamasının kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Kaynak, “ÇADES kaldırılmalı, eğitim sistemi çağdaş, laik ve bilimsel temellere oturtulmalıdır” ifadelerinde bulundu. Milli Eğitim Bakanlığı’na ana sorumluluklarını hatırlatan Kaynak, “İlk ve orta öğrenimdeki yaklaşık 20 milyon öğrencimizin, eğitiminden, bu eğitimin bilimsel temelde parasız olarak sunulmasından, gençlerimizin çağdaş, laik, özgür bireyler olarak yetiştirilmesi Milli Eğitim Bakanlığı’nın ana sorumluluğudur.Ancak, MEB köy okullarını kapatıp, köy halkının toplum önderi olması gereken öğretmenlerle ilişkileri koparmış, Milli Eğitim Bakanlığı’nda Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarını kendi görev alanında yapılandırarak genç dimağları dogmatik, biat kültürüyle doldurarak bağımlı, özgür düşünemeyen, bilimsel anlayıştan yoksun kitleler yaratarak ileride sadece emir kulu kullanılacak bireyler yetiştirme gayreti sergilemektedir.  ÇEDES projesi adıyla uygulamaya sokulmak istenen garabet, tevhidi tedrisat kanunu ve anayasaya aykırı olarak, hiçbir denetime ve kurala bağlı olmayan, tarikatların ulusal eğitim sistemine paralel bir yapı halinde sokulması çabasıdır. Bu çağdışı oluşumların sivil toplum kuruluşu adı altında, meşru yapılarmış gibi devlet eliyle topluma sunulması kabul edilemez. Bunu savunan ME Bakanının, o makamda hiç durmaması gerekir. ÇEDES kaldırılmalı, eğitim sistemi çağdaş, laik ve bilimsel temellere oturtulmalıdır” dedi.

İZMİR TABİP ODASI’NDAN CAN ATALAY’A DESTEK

Hukuk devleti olma konusunda sıkıntılı bir dönemden geçtiğimizi ifade eden Kaynak’tan Can Atalay’a destek geldi. Kaynak, “Hukuk devleti olma konusunda da çok sorunlu bir dönemden geçmekteyiz. Bu konuda dün Hatay Milletvekili Can Atalay’ın AYM tarafından verilen ikinci kez hak ihlali kararının yine 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hiç alakasız bir şekilde Yargıtay’a göndermesi, artık Türkiye Cumhuriyeti anayasasının ilga edilmesi anlamını taşımaktadır. Bu durumda biz hiçbir vatandaşımıza kanunlara ve anayasa uymalısınız diyecek durumda olamayız. Bunun çok ağır sonuçları ve cezasızlık politikası, hayatımızın ortasına oturmuş, kendi adına yasa dışı fonlar kurulan insanların bir kısmı, yurtdışı yasağı ve hatta tutuklu iken bir kısmı, yurtdışında iş bulup oralarda çalışmaya gidebilmektedir” dedi.