İzmir Tabip Odası'ndan rant çıkışı: Ranta dayalı politikalar nedeniyle "Afet Ülkesi" ne dönüştük!

TAKİP ET

İzmir Tabip Odası'nın hazırladığı İzmir depremi değerlendirme raporu kamuoyuna sunuldu. Raporda ranta dayalı politikaları eleştiren Başkan Çamlı, "Ülkemiz, ranta dayalı politikalar nedeniyle ağır kayıplar yaşayan bir "Afet Ülkesi" ne dönüşmüştür" dedi.

Aylin BAYRAM/İZMİR GÜNDEMİ-İzmir Tabip Odası'nda gerçekleştirilen İzmir depremi değerlendirme raporunu İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı kamuoyuyla paylaştı. Yapılan basın açıklamasına Dr. Ali İhsan Ökten ve Dr. Feride Aksu katıldı. 

İzmir'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremden sonra değerlendirme raporu hazırlayan İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, "İzmir'de 30 Ekim 2020 tarihinde Seferihisar körfezi açıklarında AFAD verilerine göre 6,6, Kandilli Rasathanesi verilerine göre 6,9 büyüklüğünde olan bir deprem meydana gelmiştir. 2 Kasım itibariyle resmi rakamlara göre 96 yurttaşımız hayatını kaybetmiş 995 yurttaşımız yaralanmıştır. Deprem felaketi, doğal olayların nasıl insan eliyle bir afete dönüştüğünü bir kez daha göstermiştir. Ülkemiz, planlama, kentleşme, yapılaşma ve denetim konularında ranta dayalı politikalar ve bilim ve mühendisliğe aykırı uygulamalar nedeniyle, başka topraklarda yaşandığında  "doğa olayı" sınırları içinde kalacak durumların ağır kayıplar yaşadığı bir" afet ülkesi"ne dönüşmüştür. Deprem merkezinde yer alan Seferihisar ilçesinde kıyı kesiminde deprem sonrası tsunami meydana gelmiş ve ciddi maddi hasarlar oluşmuştur. Sığacık’ta taşkın nedeniyle bir kişi yaşamını yitirmiştir. Diğer ilçelerde çeşitli maddi kayıplar oluşsa da, en ağır kayıplar Bayraklı ilçesinde olmuştur. Edinilen bilgilere göre 19 bina kısmen ya da tamamen yıkılmıştır., 124 ağır hasarlı 119 orta hasarlı 730 hafif hasarlı bina vardır. Depremden en çok etkilenen Bayraklı bölgesi, çoğu bina yaşı 25-30 yılın üzerinde olan yüksek katlı apartmanlardan oluşan bir kentsel yerleşim alanıdır. Bölgenin iş merkezlerine, hastanelere ve İzmir Adliyesi’ne yakın olması nedeniyle genellikle çalışan orta yaş nüfus ikamet etmektedir.”

“Etkilenen bölgede geçici yerleşim alanı olarak toplu çadır alanları hızla kurulmuştur. Çalışmalara ilk başlanan geçici yerleşim alanı, Bayraklı sınırları içindeki parklar ve yeşil alanlarda İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan toplu çadır alanlarıdır. Diğer yandan evinden uzak kalmak istemeyen az sayıda depremzede apartmanların etrafındaki yeşil alanlara ve spor alanlarına kendi olanaklarıyla çadırlar kurmuşlardır.”

Pandemi koşullarına uygun şekilde konaklama 
Pandemi koşullarına uygun şekilde hareket edildiğini dile getiren İTO Başkanı çamlı, “İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 30.10.2020 Saat 18:30 sularında Fuar Bir Numaralı Holde alan temizliğinin ardından 1-A numaralı bölüm konaklama alanı olarak düzenlenmiştir. Holde pandemi koşullarına uygun şekilde fiziksel mesafe korunduğu, alana girişlerde maske ve dezenfektan sağlandığı ve ateş ölçümleri yapıldığı gözlenmiştir. İçme suyu sağlanmasında sıkıntı yoktur. Yardımlarla gelen tek kullanımlık su şişelerinin kullanımı bulaşıcı hastalıklar açısından olumludur” dedi. 

Çadır Kent çok iyi bir örnek
Depremin akabinde ilk kurulan geçici yerleşim alanlarından biri olan çadır kentler için konuşan Başkan Çamlı, "Çadır kent oldukça büyük bir yeşil alan üzerine kurulmuştur. Felaketler söz konusu olduğunda kent merkezlerindeki yeşil alanların önemi açısından çok iyi bir örnek oluşturmaktadır. AFAD tarafından gönderilen çadırlar Bornova İlçe Jandarma Komutanlığı ile birlikte kurulmuştur. Çadır araları genellikle uygundur. Askeri personel oldukça organize görünmektedir. 781 çadır bulunmaktadır. Çadırlar numaralandırılmıştır.  Çadırlarda kalanların listesi yoktur. Çadırlar yeterli büyüklükte ve düzgündür. Hava daha fazla soğuduğunda çadırların ısınması henüz planlanmamıştır. Boş çadır bulunmaktadır. Yerleşim alanının gece aydınlatması yeterlidir, tam karanlık nokta bulunmamaktadır" dedi.


Alanın etrafının çevrili olmaması, güvenlik kordonu  bariyer bulunmamasını, giriş çıkış denetimini olanaksız hale getiridiğini dile getiren Başkan Çamlı, "Özellikle Aşık Veysel heykeli tarafından girişte  karmaşa gözlenmektedir. Görevlilerin ve yardım getirenlerin yanında merak edip gezenler, fotoğraf çekmeye gelenler vb gereksiz kalabalık gözlenmektedir. Çok sayıda gönüllü kuruluş ve bireysel olarak yiyecek ve ikram standları iç içe geçmiş durumdadır ve oldukça karmaşıktır. Geçici yerleşim alanındaki kontrolsüz kalabalık, alanın amacı dışında bir sosyal mekana dönüşmesi, fiziksel mesafe kurallarına uyulmaması nedeniyle COVİD 19 bulaşma olasılığı yönünden ciddi bir risk kaynağıdır ve kaygıya neden olmaktadır"dedi. 

"Plansız bir personel istihdamı olduğu için gönüllü yönetiminde zorlanıldı"
"Kızılay Çadırında yardım gönüllüleri  yardım çalışmalarını organize etmektedir. Ancak  plansız bir personel istihdamı olduğu ve gönüllü yönetiminde zorlanıldığı izlenimi edinilmiştir.Gönüllü olarak gelen psikologlar psikolojik danışmanlık ve rehberlik çalışanları gibi ciddi katkısı olabilecek sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları için Büyükşehir Belediyesi yönetiminde düzenleme ve koordinasyon yapılması, STK'lar arasında iletişim ve koordinasyonun sağlanması gereklidir. Büyükşehir Belediyesi Sosyal Projeler Daire Başkanlığı buz pateni binası içinde oyun alanları dahil çeşitli sosyal hizmetler destek çalışmaları sürdürmektedir."

Çeşitli sivil toplum kuruluşları yemek hizmetleri ve temel ihtiyaçlara yönelik yardımlar sunmaktadır
Başkan Çamlı, "Buz Pateni Tesisinde Büyükşehir Belediyesine bağlı bir çok birim görev yapmaktadır. Rekreasyon alanının Buz Pateni tesisi tarafından girişinde İzmirli vatandaşların getirdikleri ihtiyaç malzemeleri kabul edilerek tesis içinde gönüllülerce sınıflandırılmaktadır"dedi.

Hastanelerin hasar durumu
Çamlı, Diş Hastanesi, 2 binanın birbirinden ayrıldığı, yetkililer tarafından önce çalışılamaz şeklinde bir görüş bildirildiği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan  ağır hasar olmadığı yönünde görüş bildirildiği öğrenilmiştir. İleri incelemeler planlandığı belirtilmiştir. Kesintisiz sürüyor. Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi (DH), 2008-2009 yılları arasında örnek alınarak yapılan çalışmalarda ikinci derece hasarlı çalışamaz raporu verildiği ancak bu tarihten beri hizmet vermekte olduğu öğrenilmiştir. Son depremde -ikinci kat çamaşırhane ve benzeri bölümlerdeki kolon ve kirişlerde patlamalar oluştuğu bu nedenle bina ağır hasarlı olarak boşaltıldığı, 
1 Kasım 2020’de Sağlık Bakanı Prof. Dr. Fahrettin Koca tarafından ziyaret edilerek yıkım kararı verildiği öğrenilmiştir.    Sağlık çalışanları Buca Kadın Doğum Hastanesinde görevlendirilmiştir. Covid 19 olguları Türkan Özilhan Bornova Devlet Hastanesi ve Torbalı Devlet Hastanesine gönderilmiştir. Hastane bahçesine Acil Servis için çadır kurulmuştur"dedi. 

"HES kodu kontrolü kritik önem taşımaktadır"
Depremler sonrası en çok üzerinde durulan konulardan birisi de deprem öncesinde var olan bulaşıcı hastalıkların artması ya da bölgede görülmeyen bulaşıcı hastalıkların görülmesi ve salgınlardır. Bu durum COVID-19 açısından ayrı bir risk ortaya çıkarmaktadır. Evi hasar gören ya da çeşitli nedenlerle evinde kalamayan COVİD-19 vaka ve temaslılarının bir ksımının geçen üç gün boyunca geçici yerleşim alanlarında barınması, uygunsuz barınma koşulları nedeniyle vakaların ve temaslıların izinin kaybedilmesi riskini ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle geçici yerleşim alanlarında HES kodu kontrolü kritik önem taşımaktadır.
Deprem öncesinde pozitif temaslılar güvenlik kuvvetleri denetimiyle evde tutuluyorken şimdi örneğin bir ailenin tek çadırda kalabilmesine izin verilmiş olması, geçici yerleşim alanında kalan depremzedelere bulaş riskini artıracaktır" dedi. 

"Sağlık çalışanlarını ruhsal ve fiziksel bakımdan daha kırılgan hale getirmiştir"
Sağlık çalışanları bir yıla yaklaşan bir süreçte COVID-19 pandemisinin yarattığı olağanüstü koşullarda sağlık hizmeti vermektedirler. Diğer kriz dönemlerinde olduğu gibi bu dönemde de, çalışma sürelerinin uzaması, aşırı iş yükü, tehlikeli çalışma ortamı gibi etkenler sağlık çalışanlarını ruhsal ve fiziksel bakımdan daha kırılgan hale getirmiştir. Bu zorluklara ek olarak infeksiyonu bulaştırma kaygısı nedeniyle sosyal destek alabilecekleri yakınlarından da uzak kalan çalışanlar, yoğun ve düzensiz çalışma koşulları nedeniyle bağlı bulundukları kurumlar ve meslek örgütlerinin sunduğu psikososyal destekten ve dayanışmanın diğer olanaklarından da mahrum kalmışlardır" dedi.

Deprem sonrası değerlendirme raporu hakkında açıklama yapan Dr. Ali İhsan Öktem, "Merkez Konseyi olarak vatandaşlarımızın acısını paylaşıyoruz. Bizim için önemli olan bu depremlerden ders çıkartmamız olacak. Burada en büyük sorumluluk merkezi iktidara ve yerel iktidara düşmektedir. Devletle ilgili organlarının ortak bir çalışma yapıp daha çabuk yaraları sarmaları gerekiyor. Kovid pandemisi önümüzdeki süreci düşünürsek çok önemli bir konu. Bu durum şartları ağırlaştıracaktır. Daha fazla önem gösterilmesini istiyoruz. Bizim bu çocuklara bunu yapmaya hakkımız yok. Bundan sonra bunu çok düşünmeliyiz. Ben acınızı paylaşıyorum ve yakınlarını kaybeden herkese baş sağlığı diliyorum" dedi.

Dr. Feride Aksu, " Öncelikle destek için İzmir’e gelen tüm dostlara teşekkür ediyoruz. Sağlık tek başına teknik bir mesele değildir. İnsanların bir barınma sorunu var, evlerini kaybettiler ve bu Türkiye'nin ekonomik krizde olduğu bir döneme denk gelmiştir. Kalıcı barınma sağlanması çok önemlidir. En kısa zamanda sağlanmalıdır. Hastanelerde hasar gören birinci basamak sağlık hizmetleri bir kamusal sorundur. Devletin desteğiyle bir an önce çözülmesi gerekir. Sağlık emekçileri, sosyal hakların verilmesi çok önemli. Emek yoğun, çok büyük bir özveriyle çalışıyorlar. İzmir'deki sağlık emekçileri de depremzededir. Kamu görevlisi olan insanlar ailelerini geride bırakarak göreve koşmuşlardır. Grip aşısı depremzedelere yapılmalıdır. Pandemiyle birlikte çok büyük bir artış gösterecek. Görsellerin kullanımı konusunda, magazin malzemesi olarak değerlendirmesi aileler için çok trajiktir. Tüm yakınlarını kaybedenler adına basından buna dikkat etmesini rica ediyorum" dedi.

izmir tabip odası başkan lütfi çamlı deprem değerlendirme