İzmir ve Manisa'nın çevre düzen planı değişti: Flaş detaylar

TAKİP ET

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü tarafından İzmir ve Manisa illeri kapsayan 1/100.00 binlik çevre düzeni planı hazırlandı.

Hazırlanan planlar askıya çıktı. Planın amaç bölümünde, “İzmir-Manisa illerinden oluşan planlama bölgesini kapsayan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında temel amaç; yaşanan hızlı ve kontrolsüz kentleşmenin, parçacı ve sektörel planlamanın yarattığı sorunların ortadan kaldırılması, kentleşme ve sanayileşmenin kontrollü gelişiminin sağlanması, gelişmelerin sürdürülebilir kılınması, ekolojik dengeyi bozacak olası etkilerin engellenmesi, 2025 yılına kadar kültürel ve doğal değerlerin korunmasını sağlayacak biçimde gelişmenin yönlendirilmesidir” ifadelerine yer verildi.

2007’de onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir’in 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’na açılan davalar sonrası Danıştay 6. Dairesi planların tümünün iptaline karar verdi. Daha sonra bakanlık bölgeyle ilgili çalışma yaptı ve plan değişikliği 2018’de onaylandı. Planlara 303 itiraz yapıldı. Bunun üzerine bakanlık itirazların bir bölümünü dikkate aldı ve düzeltmeye gitti. Yeni plan 30 gün süreyle askıya çıkarıldı.

RAPORUN DİKKAT ÇEKEN BÖLÜMLERİ
Hazırlanan raporun gerekçesi de açıklandı. Raporun dikkat çeken bölümleri  şöyle:

“İzmir: Yapılan değerlendirmeler sonucunda; İzmir il genelinde 2000 yılı sayım sonuçlarına göre 3.370.866 kişi olan nüfus büyüklüğünün 2005 yılına gelindiğinde yaklaşık olarak 3.717.900 kişiye, 2017 yılında 4.279.677 kişiye ulaştığı, planın hedef yılı olan 2025 yılına gelindiğinde ise yaklaşık olarak 5.545.000 kişiye ulaşacağı tahmin edilmiştir.

Araştırma çalışmalarında yapılan değerlendirmelerde 2025 yılında ulaşılacağı belirlenen bu nüfusun %96'sının kentsel, %4'ünün ise kırsal nitelikte olacağı tahmin edilmektedir. İzmir il genelinde kırsal nüfusta reel olarak artışın süreceği, ancak toplam içindeki oranının gerileyeceği görülmektedir.

Manisa: 2000 yılı sayım sonuçlarına göre 1.260.169 kişi olan Manisa il nüfusunun, 2005 yılına gelindiğinde 1.336.000 kişiye, 2017 yılında 1.413.041 kişiye ulaştığı, planın hedef yılı olan 2025 yılına gelindiğinde ise yaklaşık olarak 1.879.000 kişiye ulaşacağı tahmin edilmiştir.

Manisa il genelinde ise 2025 yılında ortaya çıkacak nüfusun yaklaşık olarak %80'lik bölümünün kentsel nüfus olması, kırsal nüfusun toplam içindeki oranının %20 dolayında olması beklenmektedir. Manisa il genelinde kırsal nüfusta reel ve oransal olarak gerilemenin süreceği görülmektedir.

Planlama Bölgesi Bütünü: Yapılan hesaplamalara bütün olarak bakıldığında Planlama Bölgesi bütününde 2000 yılında yaşamakta olan 4.631.035 kişilik nüfusun, 2005 yılına gelindiğinde yaklaşık olarak 5.053.900 kişiye, 2017 yılında 5.692.718 kişiye ulaştığı, planın hedef yılı olan 2025 yılına gelindiğinde ise yaklaşık olarak 7.424.000 kişiye ulaşacağı tahmin edilmiştir.

Elde edilen araştırma sonuçlarından yola çıkarak bakıldığında; Planlama Bölgesi bütününde 2000 yılı genel nüfus sayımı sonuçlarına göre %84 kentsel, %16 kırsal nitelikte olan nüfusun, 2025 yılına gelindiğinde %92’sinin kentsel, %8’inin ise kırsal nitelikli nüfusa dönüşmesi beklenmektedir.

Planlama Bölgesi sınırları içindeki tüm yerleşmelere yönelik değerlendirmeler yapılırken ilçe bazında nüfus tahminleri de yapılmış ve sonuçları aşağıdaki bölümlerde verilmiştir.

İZMİR MERKEZ KENT
Günümüzde İzmir kent merkezi çevresindeki bütünleşmiş kentsel alana bakıldığında; kentin merkezini oluşturan 13 ilçe belediyesinin (Balçova, Bayraklı, Bornova, Buca, Çiğli, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karşıyaka, Konak, Narlıdere, Menderes, Menemen) bütünleşik İzmir Merkez Kenti oluşturduğu görülmektedir.

İzmir Merkez Kent, Balçova, Bayraklı, Bornova, Buca, Çiğli, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karşıyaka, Konak, Narlıdere, Menderes, Menemen İlçe sınırlarını kapsamaktadır.

İzmir Merkez Kent olarak tanımladığımız bölge içinde yer alan ve kendi gelişme dinamiklerine bağlı olarak gelişme göstermiş olan yerleşmelerin son yıllarda doğrudan İzmir kentinin etkisi altında geliştiği, gerçekleşen yapılaşmaların büyük bölümünün İzmir’in etkisiyle oluştuğu, nüfuslarında yaşanan önemli artışın İzmir kentinin dinamiklerinden kaynaklandığı açıktır. Mekânsal olarak da bütünleştiği gözlenen bu yerleşmeler, çalışmada “İzmir Merkez Kent” bütünü içinde değerlendirilmiştir.

İzmir Merkez Kentinin etkisiyle oluşan gelişmeler, kentin kuzeyinde, güneyinde, doğusunda ve batısında bütünleşik bu alan dışında, tarım alanları ya da orman alanları gibi eşiklerle merkezdeki bütünleşik kentsel yerleşik alandan kopan diğer yerleşmelerin yakınlarında da önemli etkilere, saçaklanmalara neden olmuştur. Bu yerleşmelerde, geçmişten günümüze oluşan etkiler, alınmış olan önemli kararlar ve gelecekte ortaya çıkması olası gelişmeler aşağıda ayrıca değerlendirilmiştir.

İzmir Merkez Kenti oluşturan bütünde yer alan yerleşmelerin 2000 yılında yapılan genel nüfus sayımı sonuçlarına göre toplam nüfus büyüklüğü, 2.375.387 kişi olarak belirlenmiştir.

TURİZM GELİŞMELERİ
Turizm açısından sahip olduğu olanakları yeterince değerlendirememiş olan Planlama Bölgesi içinde, turizm gelişmeleri genel olarak kıyı alanları ile sınırlı kalmış, kıyı alanları dışında turizm amaçlı gelişme olanağına sahip olan doğal güzelliklere sahip alanlarda, jeotermal kaynakların bulunduğu alanlarda, kültürel ve tarihsel değerlerin olduğu bölgelerde turizm gelişmeleri sınırlı düzeyde ve nitelik açısından düşük kalmıştır.

Kıyı kesimlerinde turizm gelişmesi için uygun olan alanlarda ortaya çıkan ikinci konut yapılaşmaları bütünlüklü bir turizm gelişmesini engellemiştir. Turizm tesisleri, ikinci konut gelişmeleri ile bir arada, parçalı halde ortaya çıkmıştır. İzmir il sınırları içinde turizm yapılaşmalarının en yoğun bulunduğu alan Çeşme-Alaçatı bölgesi ile Selçuk-Pamucak kıyı kesimidir.  Çeşme-Alaçatı bölgesindeki gelişmeler, 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı kararları ile ortaya çıkmıştır. Plan kararlarının tercihli turizm ve ikinci konut alanı olarak düzenlenmiş olması, tercihin arazi sahiplerine bırakılmış olması, bu alanların genel olarak ikinci konut yapılaşmaları ile dolmasına neden olmuştur. İzmir'in diğer kıyı alanlarından; Özdere, Gümüldür, Ürkmez, Doğanbey, Seferihisar aksında, yerleşim merkezlerinin dışında var olan turizm tesislerinin sayısı da oldukça azdır.

Kuzeyde Foça-Yenifoça aksında ve Çandarlı-Dikili sahil kesiminde de turizm tesislerinin sayısı oldukça düşüktür. Bu alanlarda da kıyıdaki gelişmeler ikinci konut ağırlıklı olarak sürmektedir. Turizm tesisleri ikinci konut alanları ile iç içe konumlanmış durumdadır. Selçuk'un Pamucak kıyı kesiminde ise az sayıda ikinci konut yapılaşması bulunurken, bölgenin turizm merkezi ilan edilmesiyle, turizm gelişmeleri artmış, bütünlüklü bir turizm alanının oluşması olanaklı hale gelmiştir.

İzmir'in sahil kesimlerinde geçmişte hazırlanmış ve onaylanmış olan çevre düzeni planlarında turizm gelişmesi olanaklı bölgelerin seçenekli olarak planlanmış olması, ikinci konut ve turizm tercihinin yapımcıya, arazi sahibine bırakılmış olması nedeniyle turizm tesislerinin kurulabileceği önemli alanlar konut yapılaşması ile yitirilmiştir. Bu nedenle, turizm gelişmesine uygun alanların doğrudan turizm alanı olarak planlanması, planda yeni ikinci konut önerilerinin geliştirilmemesi benimsenmiştir.  Planlama Bölgesi içindeki, Manisa il sınırları içinde, yerleşim merkezlerinden bağımsız olarak gelişmiş önemli turizm gelişmelerinden söz etmek olanaklı değildir. Turizm amaçlı tesisler, genel olarak jeotermal kaynakların bulunduğu bölgelerde, kaplıca niteliğinde ve düşük niteliklidir. Planlama kararları üretilirken, jeotermal kaynakların turizm açısından kullanımı olanaklı olanların bulunduğu bölgelerde, daha geniş kapsamlı termal turizm alanlarının oluşturulması, tesis niteliğinin arttırılması amaçlanmıştır”

PLAN SEÇENEKLERİ
Çevre Düzeni Planı çalışmasında, araştırma çalışmalarının tamamlanması, analiz ve sentez sonuçlarının ortaya konulması sonrasında, taslak plan kararlarının üretilmesi öncesinde, araştırmada elde edilen verilerin değerlendirmesinin yanı sıra, gelişmeye ilişkin farklı senaryoların tartışması yapılmış, bu farklı senaryolar uyarınca geliştirilen planlama kararları doğrultusunda, biri diğerinden farklılaşan iki plan seçeneği elde edilmiştir.

Farklılaşan seçeneklerin oluşumunda genel belirleyici olarak önemli yatırım kararları alınmış ve yatırımların olası sonuçları değerlendirilerek seçenekler tartışılmıştır. Bazı yatırım kararlarının farklı yönetsel karar süreçlerine bağlı olmasının yanı sıra, gerçekleşmelerine ilişkin zamanlamanın politik tercihlere bağlı olması, seçeneklerin ortaya çıkmasını kolaylaştırmıştır. Yatırımların gerçekleşebilirlikleri ya da plan dönemi içinde gerçekleşmeme olasılıkları iki farklı seçenekte temel belirleyiciler arasındadır.

Yapılan değerlendirmeler sonucunda, İzmir-Manisa 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı için üretilen iki seçenekten ilkinin “Mevcut gelişme eğilimlerinin süreceği, planlama ile gelişmeye etkinin en alt düzeyde gerçekleştirileceği” varsayımına dayandırılması benimsenirken, ikinci seçeneğin ise “Yatırım kararları ile gelişmenin desteklenmesini öngören müdahaleci bir seçenek” olması benimsenmiştir. İkinci seçenekte müdahale yalnızca yatırım kararları ve projelerle sınırlı tutulmamış, koruma kararları açısından da planın alana müdahale etmesi gerektiği kabul edilmiştir. Bu kabuller doğrultusunda ortaya çıkan seçeneklerde Planlama Bölgesi’ne yönelik genel beklentiler ve kabuller aşağıda iki başlık altında gruplanmıştır.

Seçenekler üretilirken, biri diğerinden farklı kabullerin yanı sıra, bazı konularda iki seçenekte de ortaklaşan kabuller yer almıştır. Her iki seçeneğin ortak doğrusuna dönüşen bu kabullerin bir bölümü mevzuattan kaynaklanan zorunluluk, bir bölümü ise alınmış ve vazgeçilmez hale gelmiş kurumsal kararlar ve bu kararların olası sonuçları, bir bölümü ise vazgeçilmez koruma kararlarıdır”

izmir manisa çevre düzeni koronavirüs pandemi covid-19