Kılıçdaroğlu: "Bu iktidarı oylarınızla cezalandırmazsanız geleceğiniz pek parlak değil"

TAKİP ET

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Bütün taşeron işçisi kardeşlerime benim sözüm var. Sen de sendikalı olacaksın. Senin de hakların olacak. Taşeron işçisiyken bizim baskımız sonucunda kadro verildi. Efendim sana kadro verdik sana yüzde 4 zam yaptı neden yüzde 4? Sen diğer işçilere ne veriyorsan bu işçiye de aynısını vermek zorundasın. TOKİ işçileri var aylardır maaş alamıyorlar. Meclis'in önüne gelmişler bugün de, şiddetle karşılaşıyorlar. A. bu adamlar. Çalıştı mı çalıştı, alın teri döktü mü döktü, üretti mi üretti. Ama maaşını alamıyor. 

Ceren Damar cinayetine tepki

Ceren Damar Şenol öğrencisi tarafından katledildi. Düşünün bu akademisyenin tek bir hayali ver. Binlerce öğrenciyi yetiştirmek. Hukuk nedir, adalet nedir bunu öğretecekti. Bunu öğretecek biri katledildi. Eşinin yaptı konuşma hepimizi aydınlatıyor. İyi insan olun diyor. Farklı düşünceleri saygıyla karşılayın. Bütün bunlar tek tek anlatıldı. Ama Türkiye öyle bir yere itildiyse oturup düşünmek lazım. Grup başkanvekilimiz bir önerge getirecekler. Bu bir eğitim şehididir. Bu bir kadın cinayeti değildir.

Bülent Şık'a destek

Bülent Şık. Bir akademisyen. Gıda mühendisi. Bizim tükettiğimiz her şey konusunda bilgi sahibidir. Sağlık Bakanlığı araştırma yapıyor.

Eren Erdem açıklaması

"Eren Erdem, parti Meclis üyemiz. tam bir kumpas mağduru. FETÖ'cü diye suçlanıyor. Yardımla suçlanıyor. Ne yardımı? Bir gizli tanığın şikâyeti üzerine kumpas kuruldu. Gizli tanık senin aleyhine konuşursam borçlarımı ödeyeceklerini söylüyorlar dedi. O da kim olduğunu açıkladı, bu sefer bunun için suçladılar. Mahkeme kumpas olduğunu gördü. 

Emeklilere sitem

"Emeklilere benim sitemim var. Benim sana 2 adet ikramiye vericem dediğimde PTT'ye gidip 'bizim ihtiyacımız yok' diye bana telgraf çektiler. Şidmi soruyorum ahla iyi mi durumunuz? Emeklinin asgari ücretlinin, altında ücret alanların enflasyonuna bakalım. Bu iktidarı oylarınızla cezalandırmazsanız geleceğiniz pek parlak değil.

Emeklinin, asgari ücretlinin enflasyonuna bakalım margarin yüzde 42, kuru soğan 73 elektrik yüzde 45, okul defteri 48 sabun yüzde 68 zamlandı. Emekliye yüzde 10.19 zam verdiler. Emekli kardeşim milyonlarsınız, size hakkınızı vermeyen bu iktidarı oylarınızla cezalandırmazsanız açlığa mahkum edilirsiniz. 

Emekliye yüzde 10 veriyorlar, yeniden değerlendirmeyle devletin yaptığı zam yüzde 23.70. Emeklinin de oturup biraz düşünmesi lazım. 

Sanayici kardeşime de seslenmek isterim. Senin önündeki en temel sorun sen yarını göremiyorsun, yatırım yapamıyorsun. Yarın ne olacaksın diye bilmiyorsun bilmemekte de haklısın çünkü kimse bilmiyor. Esnaf kardeşim aldığın ürünü satıyorsun ama yerine aynı ürünü alamıyorsun. Olağanüstü zamlar var seni de gözden çıkardılar. Oy verin Türkiye uçacak diyorlardı. Doğru Türkiye uçtu ama dereden aşağıya. 

Çiftçi kardeşime de seslenmek isterim. Bir hükümet çiftçiyle ancak bu kadar dalga geçebilirler. Bu ülkeyi kuranlar çiftçinin sorunları için Ziraat Bankası'nı kurdular şimdi seni bıraktılar futbol kulüplerinin işine düştüler. 

Çiftçiyi kurtaran bir Ziraat Bankası duydunuz mu, sen buna uyanmayacak mısın? Bankalara borçların 100 milyarı aştı halen uyanmayacak mısın? Sen uyanıncaya kadar bu kardeşin anlatacak sana. 

Emeklilikte yaşa takılanlar sanmasınlar onları unuttuk. Onların da hakkını sonuna kadar arayacağız. Çiftçiye para ödeyeceklermiş, zaten daha önce ödenmesi gereken parayı seçim öncesi ödüyorsun. Çiftçinin hakkını ödeyeceksen alacağı olan 114 milyar lirayı ödeyeceksin. O parayı ödemediğin sürece ben senin yakanı bırakmayacağım. 

Asgari ücretli kardeşlerime seslenmek isterim 2020 lira verdiler. Yetmez bu para ama milyonlarca kişi işsizken sen iş bulduğun için şanslısın. Asgari ücretin altında aylık alanlar bir milyondan fazla. Sizin derdinizi bizim dışımızda kimse dile getirmiyor. 

Peki ne oldu da Türkiye bu hale geldi. 16 yıldır memleketi tek başına yönetiyorlar, istediği kanunu çıkarıyorlar, istediği atamayı yaptılar, istediği bütçeyi yaptılar, istediği gibi vergilendirme yapıp af çıkardı. Devletin fabrikalarını istediği gibi sattı. Seçimle gibi seçimle gelmiş Başbakanı görevden aldılar. Her istediklerini yaptılar da memleket bu hale niye geldi. Büyümesi lazımdı memleketin.

Bu düzenin adı hortumcu piyasa ekonomisi. Bu ekonominin özelliği şu; İnsanlar çalışırlar, üretirler katma değer yaratırlar. Yaratılan katma değerin hakça dağıtımı mı geçerlidir yoksa belirli kesimlere aktarılmasıdır. Hortumcu piyasa ekonomisi sadece bizde değil batan bütün ülkelerde geçerlidir. Önce onun hukuki altyapısını oluşturmak zorundasınız. 16 yılda 186 kez ihale mevzuatını değiştirdiler. Bunu kendi adamlarına ihaleler vermek için yaptılar. 

Diyarbakır Mazıdağı Demiryolu Bağlantı Hattı'nın ihalesini en düşükten 109 milyon daha fazla veren Cengiz İnşaat'a verdiler. Bakan, "Fiyat dışı unsur değerlendirmelerine göre en uygun Cengiz İnşaat'tı" dedi. Birincisi hukuku kendinize uyduracaksınız. Planlamayı ortadan kaldıracaksınız, planlama olmadığı zaman siz istediğinizi yapabilirsiniz. Çoğu kişi farkında değil. 10. Kalkınma Planı'nın süresi 2018'de doldu. Yeni plan Meclis'e de gelmedi. 21. yüzyıldan sözediyorum.

Anayasa'nın 166. maddesi planlamadan bahsediyor: Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak devletin görevidir. Planda milli tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörülür; yatırımlarda toplum yararları ve gerekleri gözetilir; kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri, bu plana göre gerçekleştirilir. Plan yok ki gerçekleştirilsin. 

Diyor ki bu planlar TBMM'de kabul edilir. Senin ödediğin her kuruşun senin bilme hakkın var. Senin öğrenme hakkın var. Ne nasıl yapılacak butün bunların planla yapılması lazım. Hortumcu piyasa ekonomisi için bu kaldırıldı. 

Hortumcu piyasa ekonomisinin bir başka özelliği de devletin fabrikaları arsalarıyla satılır çünkü alınan vergi yetmiyor sonra fabrikaları satıyorlar. Ne varsa hepsini sattılar şimdi sıra askeri fabrikaları satmaya geldi. 

Beşincisi sağlıklı işleyen demokrasilerde devletin vatandaştan topladığı her kuruşun hesabı verilir. Vatandaş devlete der ki sen benden vergi alıyorsun, hesabını ver. İki koyun versen güdemezler ama ben hepsini güdüyorum der. Bunu kim söyledi tarihe götüreyim sizi 1920 yılında İstanbul işgal altındadır. Bir grup aydın Vahdettin'e çıkar direnelim der. Vahdettin der ki: Millet bir koyun sürüsü bir çoban var o da benim. 

Eğer hortumcu piyasa ekonomisi varsa siyasi güç hesap vermez. Zaten sandık kuruyorum kim gelip hesap soracak. CHP kim oluyor diyorlar CHP Kuvay-i Milliyeci oluyor, CHP hesap soracak. 

Hortumcu piyasa ekonomisini oluşturanlar demokrasiyi askıya alırlar, çünkü onlar için demokratik kuralların hiçbirisi geçerli değildir. Bugün Türkiye'de yaşanan gerçeklerden birisi de budur. Kimse korkudan ağzını açamıyor..  Adını bile sorsalar korkudan dahi cevap veremiyor. Hortumcu piyasa ekonomisi en temel özellikleriden birisi tepedeki kişinin her şeye egemen olma isteği. Güç kaynağı benim diyor. Benim iradem geçerlidir. 81 milyon koyun zaten, ben ne dersem uyacaklar. Savcı, hakim, bürokrat, asker, polis uyacak. Devlet de benim diyor.  Hortumcu piyasa ekonomisi olduğu ülkelerde vergiler toplanır ama yetmez. Özelleştirme yapılır ama yetmez. Para lazım. Nereden bulacak? Dış egemen güçlerden para toplanacaktır.  Dış egemen güçler pusudadır. Borç verir, esir alırlar.

chp kemal kılıçdaroğlu grup toplantısı