ÖZEL HABER/ Akyarlı, 'Yapısal dönüşümü sağlayacağız'

TAKİP ET

İzmir Kent Konseyi Genel Kurulu'na günler kala başkan adayı Prof. Dr. Adnan Akyarlı gazetemize hedeflerini anlattı. Sadece bir dönem aday olacağını vurgulayan Akyarlı, kent konseylerinin önemine dikkat çekerek, 'Sivil toplumda kendin için görev almazsın. Toplum için sivil toplumda görev alırsın. Benim hiçbir zaman politikada bir beklentim yok. Hiçbir siyasi hedefim yok. 2 yıllık görev süresinde yapısal dönüşümü sağlayacağız' dedi.

İZMİR GÜNDEMİ/ İzmir Kent Konseyi 12 Şubat’ta yeni başkanını seçmeye hazırlanıyor. Şu ana kadar mevcut başkan Seniye Nezik Işık, Prof. Dr. Adnan Akyarlı ve Yrd. Doç. Dr. Metin Erten’in adaylığını açıkladığı süreçte gözler genel kurula çevrildi.

Birçok ilçe kent konseyi ve STK’nın ‘aday ol’ çağrısı yaptığı Prof. Dr. Adnan Akyarlı,
Gazetemizin sorularını yanıtladı. İZELMAN A.Ş’ yönetim kurulu başkanlığı görevini de sürdüren Adnan Akyarlı, yapılan çağrının ardından adaylık kararını nasıl aldığını, Kent Konseyi Başkanı olursa neler yapacağını ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile sürdürdüğü iletişimi değerlendirdi.


İzmir Kent Konseyi’nin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Adnan Akyarlı, “Sivil toplum benim hayatımda en değer verdiğim bileşenlerden birisidir. Çünkü çağdaşlaşmanın bilinçli ve örgütlü sivil toplumdan geçtiğine inanıyorum. Yaşam pratiğimde hep böyle gelişmiştir. 1980’li yıllarda Habitat ilk defa düzenlendi. Ben de resmi delege olarak katıldım. Sivil toplumun bulunduğu taş kışladan çıkmadım. Çünkü resmiyet kendi kuralları içerisinde çok özgür olmayan bir alan. Sivil toplum ise insanların gönüllülük ilkesinden geldiği için bir art niyet olmadan topluma ne verebilirim kaygısıyla çaba gösterdikleri bir alan. Dolayısıyla sivil topluma çok önem veriyorum.  Şu anda İzmir’de yerel yönetimin başında olan Tunç Soyer, sivil topluma çok değer veriyor. Nereden biliyorsunuz derseniz de; Biz ilk defa 2010 yılında İzmir Kent Konseyi Birliği’ni birlikte kurduk. Tunç Soyer, Murat Bakan, Remzi Özer, rahmetli Ali Çelik ile birlikte kurduk. Halen de devam ediyor.  Sivil toplumu karar alma mekanizmalara katılma şansını yaratmak  en önemlisidir. Ben sivil toplumu şu şekilde anlatıyorum, amatör insanlar ama profesyonel derecede uzman insanlar. Yani bu iki yeteneğin buluştuğu başka bir yer yok. Duygudaşlık anlamında amatörlük çok işe yarıyor. Sağlıklı karar verme, ortak akıl yürütme konusunda da profesyonellik çok işe yarıyor” dedi.


 
SORUMLULUKTAN KAÇMAM!

Akyarlı, “Sivil toplumun etkinleşmesi gibi sorumlulukla karşılaştığımızda ben ondan kaçamam. Böyle bir çağrı geldiğinde de sorumluluk aldım. Zamanında birlikte yürüdüğümüz arkadaşlarımız bir çağrı yaptı. 2009 yılında Konak’ta başlayan serüvendir benim için Kent Konseyleri… Böyle bir çağrı da gelince olumlu olarak değerlendirdim” diye konuştu.



‘MOTİVASYON ANLAMINDA SOMUT SONUÇLAR YOK!’

Mevcut başkan Seniye Nezik Işık’ın görev yaptığı süreci de değerlendiren Akyarlı, “Nazik hanım benim dostumdur. Karabağlar Kent Konseyi’nde bir dönemlik görevimden sonra gönüllü olarak içim hiç ezilmeden yerimi aldığında sevindiğim bir arkadaşımdır.  Ancak sivil toplumu sürece katma yönünde birtakım sorunlar olduğu için bana bir çağrı yapıldı. Bu çağrının altında bir neden olması gerekiyordu. Bu çağrı geldikten sonra objektif olarak değerlendirmeye çalıştım.  Tunç Soyer, İzmir Kent Konseyi’ne bin metrekarelik bir alan verdi. Bin metrekarelik bir alanın cıvıl cıvıl ve sivil toplum dolu olması lazım. Örgütlenmek isteyen gençlerle, velilerle o olanın dolu olması lazım. Demek ki motivasyon anlamında somut sonuçlar yok. Bu ilkesel tutumda olabilir ama ben bunun dışındayım. Ben orasının cıvıl cıvıl olması noktasındayım. Özellikle veliler, tehdit altında bu ülkede. Bunların güçlenmelerini sağlayacağımız yasal örgütlenme alanları sunmamız gerekiyor. Kent konseyleri de yasal örgütlenmenin Türkiye’de en büyük fırsatıdır. Bunlar da birleştiğinde çağrıda gelince yurtseverlik kaygısıyla birlikte adaylığımı açıkladım. Bu başkanlık süreci bana makam kazandırmaz. Gönüllü ilişkilerde bir görev makam kazandırmaz. Bir görev ek sorumluluk demektir. O ek sorumluluğu bağlı yetkiler demektir. Ama onlara rağmen sen diğerlerinden üstün değilsin. Ben buna yatay örgütlenme diyorum” diye konuştu.



‘BİR DÖNEM GÖREV YAPACAĞIM’

Görev süresine ilişkin konuşan Akyarlı, “Bu görevler süreli olmalıdır. Ben bir dönem yapacağım görevi. Konak ve Karabağlar’da da bir dönem yaptım. Yani bir toparlanmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in de yerel yönetim anlayışını destekleyecek yeni bir yapılanma olması gerektiğine inanıyorum. Bir dönem bu görevi üstlenmek istiyorum” dedi.

İŞBİRLİĞİ İLERİYE GÖTÜRÜR

Belediyelerin kent konseylerine bakışını ve aralarındaki ilişkiyi değerlendiren Akyarlı, “Kent konseyleri, belediyelerle organik bağları olan kuruluşlar. İlgili belediye personel sağlamak durumunda. Onların etkinliklerine parasal destek sağlamak durumunda. Tüzel bir kuruluş olmadığı için gelirleri yok. Bunları ilgili belediyelerin sağlaması gerekiyor.  Belediyelerden bu desteği almak için biat noktasında yaklaşımlar olabiliyor. Bazen bu desteği alamadığında ise kategorik zıtlaşma noktasına geliniyor. Kent konseyleri icra makamları değil. Amatörler ve profesyonellerin  düşünceleri uygulamaya sokuldukları takdirde kenti ileriye götürecek, yerel yönetimleri ileri taşıyacak bir işlevi var. Bunu ne kadar özgürce yaparsa yerel yönetime de o kadar fayda sağlar. Bana biat eden bir anlayış bir yerel yönetimci için en büyük tehdittir. Biatçı anlayış karşılıklı işbirliği içerisinde ilkeler içerisinde ileriye götürmeliyiz” dedi.


‘TÜRKİYE’DE BİR İLK’

Kent konseylerinin kurumsal yapısına değinen Akyarlı, “Bizim bir tane Kent Konseyi Şube Müdürlüğümüz var. Orada çok yetkin arkadaşlarımız var. Bizim onlarla çok iyi diyalog içerisinde olmamız gerekiyor. Onlar bizim sekretarya hizmetimizi yapan, sürecin bürokratik kısımlarına destek olan bir grup. Türkiye’de ilk defa oldu bizim kent belediyelerimizde kent konseyi komisyonlarımız var. Bu da demek oluyor ki yerel yönetimler kent konseylerine ilgi gösteriyor. Bir kent konseyinin kararı ilgili mecliste kabul ederse öyle yaşama geçebilir. O yüzden de o meclisle diyalogun sağlam olması gerekiyor. Karşılıklı saygı, güven ve ortak ilkeler üzerinden anlaşmaya bakıyor” diye konuştu.

‘KENDİN İÇİN DEĞİL TOPLUM İÇİN GÖREV’


Siyasi bir beklentisinin olmadığına dikkat çeken Akyarlı, “Sivil toplumda kendin için görev almazsın. Toplum için sivil toplumda görev alırsın. Benim hiçbir zaman politikada bir beklentim yok. Hiçbir siyasi hedefim yok. 2 yıllık görev süresinde bu yapısal dönüşümü sağlayacağız. Türkiye’de büyükşehirler içerisinde kent konseyi denetiminin en yüksek olduğu kent İzmir’dir. Çünkü İzmir, uzun zamandır çağdaş yönetiliyordu. İstanbul ve Ankara’da yeni kuruldu. Bir bilgi ve birikim yok. O yüzden buradaki sağlıklı yapıları bizim örnek olarak üretmemiz lazım. Bu da bizim için bir görevdir. Türkiye’ye dönüp bunu anlatabilmemiz gerekiyor. Bunu yapabilecek de çok büyük bir kütle var dedi.

YEREL, ULUSAL VE EVRENSEL HEDEF VURGUSU

Çalıştay yapacağını vurgulayan Akyarlı, “Benim birinci hedeflerimden birisi de herkesin katıldığı bir çalıştay yapmak. Kent konseylerinin dünden bugüne problemleri neydi ve bugünden geleceğe gitmeleri için yapmaları gereken nedir? Bu konuyla ilgili bir çalıştay yapmak istiyorum. Birtakım ortak akıl üretmemiz gerekiyor. Bunları da dönüp İstanbul’daki, Ankara’daki yapılara bunlar yapılarsa işlevler daha etkinleşir diyebiliriz.  Bir yerel bir de ulusal hedeflerimiz var. Bir de her şeyi aşan evrensel hedeflerimiz var.  Çevreye ilişkin bütün konularda ortak fikirler üretmemiz lazım. Bunların hepsi kendini iyi bilmesine bağlıdır. Kent konseyi ben söyledim yapılacak yeri değildir.  Biz söyledik, karar mekanizması kendi önceliklerine göre yapıyor ve yapmıyor. Yasama ile icra gibidir. Bunları içselleştirmek gerekiyor.

ÖNCELİKLİ KİTLEM ‘GENÇLER’

Akyarlı, “Gençlerin en güvendiği kurumların başında sivil toplumlar geliyor. Geçen yapılan bir araştırma bunu ortaya koyuyor. Ben sivil topluma güveniyorum. Bizim kent konseylerinin en önemli alanı gençlik meclisi olması lazım. Gençlik meclisinin bütünselliği içerisinde gençlerin problemleri çözülmeli. Mesela yurt sorunları çalışma grubu, müfredat sorunları çalışma grupları olması gerekiyor.  Onların sorunlarının ayrıntılarına inen örgütlenmeler olması gerekiyor. Koca bin metrekarelik alanın gençlerle doluyor olması lazım. Öncelikli kitlem gençler.”

Akyarlı, “Seçimde bir anahtar listem olmayacak. Bu göreve talip olan herkes saygındır. Hiçbirisi benim için ayrımsızdır. İlk toplantımda aday olan tüm arkadaşları toplayacağım.  Orada anlatma fırsatları olmuyor. Neden aday olduklarını soracağım. Onlarla nasıl işbirliği yapabiliriz diye kararlar vereceğiz. Onlar bizim çok değerli kütlemiz. Yürütme kurulları da asil ve yedeklerin katılımıyla devam edecek. Diğer listedeki arkadaşlarda isterlerse katılabilecekler. Katılım denen lafı ben pratiğe geçireceğim” diyerek sözlerini noktaladı.





 

Adnan Akyarlı Kent Konseyi İzmir Kent Konseyi Tunç Soyer Murat Bakan Seniye Nezik Işık Metin Erten İZELMAN İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Kent Konseyi genel kurulu seçim