ÖZEL HABER/ CHP'li Bakan'dan ön seçim mesajları, kredi çağrısı ve iktidar yorumu

TAKİP ET

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, siyasi gündemi gazetemize değerlendirdi. Başkan Tunç Soyer'in bekletilen kredi için yaptığı çağrıya değinerek, AKP, İzmir'de 'mış' gibi yapıyor diyerek 'İzmirlilerin hizmet almasını engelleniyor' dedi.

AYLİN BAYRAM/ iZMİR GÜNDEMİ- CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, gazetemize özel açıklamalarda bulundu.  CHP’li Bakan, ön seçimden, İzmir’in bekleyen kredisine, yangın söndürme uçaklarının yangınlarda kullanılmamasına ve iklim krizinde önemli rol oynayan Paris İklim Anlaşması’nın bir an önce imzalanmasına kadar birçok değerlendirmede bulundu.

Geçtiğimiz haftalarda tamamlanan ilçe danışma kurulları ve gelecek hafta yapılacak olacak il danışma kurulunun önemine dikkat çeken CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, "İlçe danışma kurulları yapıldı ve bu çok kıymetli.  Partililerin kendilerini ifade edebileceği bir ortamın parti kültürüne katkısı var. Entelektüel düzeyde bir şeylerin üretilebileceği, tabandan yukarı doğru, yani siyaset aşağıdan yukarı doğru yapılırsa kıymetli. O yüzden danışma kurulları çok önemli. Bizim danışma kurullarımız İzmir'de birçok ilçede tüzükteki gibi belirlenmiş sayıyla kalmayarak  isteyen herkes katıldığı bir ortama dönüştü. Dolayısıyla katılımcıları yüksek danışma kurulları parti örgütlerine hareketlilik getiriyor. Doğru ve yerinde buluyorum başka partilerde olmayan bir yöntem” açıklamasını yaptı.



‘ÖN SEÇİM TARTIŞMALARINI DOĞRU BULMUYORUM’
Ön seçimin olması gerektiğini belirten CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, “Ön seçim önemli. Tüm siyasi partiler için olması lazım. Ön seçimin yasal bir zorunluluk haline gelmesi lazım. Ben de ön seçimden çıkan bir milletvekili olarak tekrar girerim. Ön seçim olmazsa diye başlayan cümleleri doğru bulmuyorum. Ülkenin en önemli sorunu milletvekilinin nasıl seçileceği değil. Ülkenin en önemli sorunlarından birisi göç, ekonomi, dış politika, eğitim. Tüm bunlar dururken milletvekili ön seçimde mi seçilecek merkez yoklamasıyla mı seçilecek mevzusunu doğru bulmuyorum. Partide hangi yöntemi uygulayacağına en rasyonel şekilde karar vermeli. En rasyonel karar her zaman ön seçim değildir. Örneğin bir Washington’da büyükelçilik yapmış insanı getirip burada ön seçime sokamazsınız. Ben partinin köyündeki üyeyi tanırım o hiç kimseyi tanımaz burada. Ya da dünyaca ünlü bir ekonomisti partiye kazandıracaksınız, ülke yönetiminde önemli söz sahibi olacak, ön seçimden çıkaramazsınız onu. Demokratik merkezi partiyiz biz, ön seçimde merkez yoklaması duruma göre bir arada kullanılabilmeli. Bir de ittifak var. İttifak demek Cumhuriyet Halk Partisi ötesinde bir şey demek. Eğer iktidarı değiştirmeyi hedefliyorsak, CHP'deki en doğruyu değil, halk nezdindeki doğruyu aramamız lazım. Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu bunun iyi bir örneği. Ama CHP bir profil belirledi. Sadece CHP'lilerin değil toplumun her kesiminin teveccüh göstereceği adayı belirledi. Bu da ancak merkez yoklamasıyla mümkün. O yüzden ön seçim olmalı doğru, ama ön seçim olmazsa olmam ya da bütün dertlerimiz bitti ön seçim kaldı, ben bu yaklaşımı da doğru bulmuyorum” dedi.

‘ARADAKİ FARK ORANI YÜZDE 20’
Ön seçim olması durumunda Millet İttifakı’nın seçimi alacağını dile getiren CHP’li Bakan, “Bugün seçim olsa Millet ittifakı ve muhalefet seçimi kazanır. Türkiye'deki muhalefet iktidardan daha yüksek oy oranına sahip. Aradaki fark 20 puan civarında olduğunu görüyoruz. Bu kapanacak bir fark değil. İlk seçimde iktidar değişikliğini beklemek gerekir. Biz bunun sinyallerini bürokrasiden de hissediyoruz ” dedi.

‘TÜRKİYE'NİN BİR REHABİLİTASYONA İHTİYACI VAR’
Erken seçim beklentisine de değinen CHP’li Bakan, “Ülke bu koşullardayken erken seçime gitmemesi şaşırtıcı olur. Ekim ayı parlamento açısından biraz hareketli geçecek gibi gözüküyor. Seçim barajını yüzde 7'ye indiren bir değişiklik için uzlaştıkları anlaşıyor. DEVA ve Gelecek Partisini sistemin dışında bırakacak ve MHP'yi sistemin içinde tutacak sistem değişikliği bekliyoruz. Seçim yasasında yapabilecekleri değişikliği bir yıl içinde uygulayamıyorlar. Dolayısıyla Kasım, Ekim'den sonra 2022 Kasım'dan önce bir seçim olacağını düşünmüyorum. Cumhurbaşkanının üçüncü defa seçilemeyeceği için erken seçim isteyebilirler. Erken seçim olacağını ve iktidarın değişeceğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı adayını ise Millet İttifakı belirleyecek. Ama her siyasi partinin üyesi gibi bende kendi genel başkanımı layık görüyorum. Ama ben bunu söylerken somut gerekçelerim var. Türkiye'nin bir rehabilitasyona ihtiyacı var. Bu yüzden olgun bir siyasi lidere ihtiyaç var. Bu anlamda en doğru kişinin Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu düşünüyorum. Eğer Millet İttifakı da Kılıçdaroğlu'nda uzlaşırsa Cumhuriyet'in 100'üncü yılına 1'inci yılında olduğu gibi Cumhuriyet Halk Partili bir Cumhurbaşkanı'yla gideriz. Hayalimiz, umudumuz O'dur” diye konuştu.

İKTİDARA KREDİ ÇIKIŞI
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmirli depremzedeler için Dünya Bankası’ndan aldığı kredinin Cumhurbaşkanı’nın onayına takılmasının tartışmaları AKP’li ve CHP’liler arasında büyürken CHP’li Bakan iktidarın bu konuda toplumu yanıltmaya yönelttiğini dile getirdi. CHP’li Murat Bakan, “İktidar konuyu bir devlet meselesi olarak görmediği için bu sorunu yaşıyoruz. 'Devlette devamlılık esastır' diye bir söz vardır, devlette devamlılık demek bu demek. Siz iktidarda olmayabilirsiniz yerel yönetimde ya da genel iktidarda olmaya bilirsiniz. Ama seçilmiş insanlar birbiriyle uyum içinde halkın yararına çalışmak zorunda. Şimdi böyle bir kredi olanağı sağlanmış, mutabakat yapılmış ancak bununla ilgili gerekli onay süreçleri, prosedürleri sümen altı ediliyor, başlatılmıyor. Yani AKP'li arkadaşlar diyorlar ki imzalanmış bir sözleşme yok, çünkü sözleşmenin imzalanması için ön onaya ihtiyaç var. Sen o yetkiyi vereceksin ki o sözleşme imzalanacak. Yani böyle top çeviren, toplumu yanıltmaya yönelik ve bir yandan da İzmirlinin hizmet almasını engelleyen bir tutum içinde AKP. Yeni de değil bu tutumları 19 yıldır aynı tutumu gösteriyorlar. onların cephesinde değişen bir şey yok. Son derece yadırgıyoruz. Tabi bu Büyükşehir Belediyesi'nin hizmet etmesine engel değil. Büyükşehir bir şekilde yapması gereken işlerin finansman kaynağını buluyor. Hatta Türkiye'deki tüm yerel yönetimler içinde finansmana en ucuz ve en kolay ulaşan, altyapı projeleri için bilhassa, İzmir Büyükşehir Belediyesi. O yüzden Tunç Soyer, ayrıca bir tebrik ve takdiri hak ediyor” açıklamasını yaptı.

AKP’LİLER -MIŞ GİBİ YAPIYOR!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kredi onayı sürecinin hızlandırılması için AKP’li İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’yi ziyaret etmelerini değerlendiren CHP’li Bakan, “AKP'lilerin yaklaşımı -mış gibi yapmak... Aslında ben ne AKP İl Başkanı'nın ne milletvekillerinin takdir hakkı, yetkisi olduğunu düşünmüyorum. Ne süreci hızlandırabilirler ne de yavaşlatabilirler. Tek bir irade var, o da Cumhurbaşkanı iradesi. Hepsi o iradeyi uyguluyor. Bizdeki gibi ortak akıl, birlikte karar verme gibi bir süreç yürümüyor orda. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı İstanbul'a da aynı bakıyor, otobüs alımına tasarruf tedbirleri gerekçesiyle ama Cumhurbaşkanlığı yeni uçak alabiliyor. İzmir’deki kredi içinde aynı şey geçerli. Şehir hastanelerinin paralarını, otoyolların, köprülerin geçiş garantili ödemekte tereddüt etmiyor ama depremzedelere yapılacak konutlarla ilgili krediyi onaylamakta imtina ediyor. İki yüzlü bir siyaset anlayışları var. Burada da asıl halkı yanıltan kendileri. Ve muktedir olmadıkları bir şeyi -mış gibi yaparak toplumu yanıltmaya çalışıyorlar” açıklamasını yaptı.


BAKAN: “BECERİKSİZLİK, BASİRETSİZLİK”
Orman yangınlarında Türk Hava Kurumu’na ait yangın söndürme uçaklarının 2 yıl önce de kullanılmaz durumda olduğunu ve bu sorumluluğun iktidara ait olduğunu ifade eden Bakan, “Yangın olayını 2 sene önce Menderes'te çok acı bir şekilde yaşadık. Ne sıkıntı yaşadıysak o sıkıntının, 2 yıl sonra aynısını önce Manavgat'ta, Marmaris'te, Milas'ta, Muğla'da aynısını yaşadık. Yaşadıklarından ders çıkartmayan bir siyasi bakış açısı var. Bekir Pakdemirli 2 sene önce Menderes'te ne söylediyse 2 yıl sonra da aynı şeyi söylemeye devam etti. Bu arada olan bizim ormanlarımıza oldu. O zamanda THK uçakları uçamaz diyordu, 2 sene geçti yine hurda diyor. O uçaklar uçabilir hale gelebilirdi. 2019'da yapılan ihalede, ihaleyi THK'nın Gökçen Havacılık’ın kazandığı verdiğim soru önergesindeki cevapta ortaya çıktı. Yani Gökçen Havacılık’ın ihaleyi kazandığı ve uçakları da uçuşa elverişli olduğu halde fiyatı yüksek olduğu diye vermemiş. 2021’de 177 bin 476 hektar ormanlık alanımız yandı. Bu 18 yılda yanan orman alan, 1 yıl içinde yanmış. Bunun bedeli nedir? Oradaki canlı yaşamın bedeli nedir? 1 dolar daha ucuza kiralayacağım diye THK uçaklarını uçurmadılar. Bunun vebali büyüktür. Ben bunun bile isteye yapıldığını düşünüyorum. Vatan toprağının yanmasına sebep oldular. Her sene ormanların yanmasına sebep oluyorsan, engelleyemiyorsan, gerekli önlemleri alamıyorsan vatana ihanet ediyorsun. Muğla'da da Antalya’da da Tunceli'de de aynı şeyi yaşadık, gördük. Beceriksizlik, basiretsizlik! Sorumluluk iktidara ait" açıklamasını yaptı.


İKTİDARA İKLİM KRİZİ ÇIKIŞI
İklim krizi ve kuraklıkla ilgili Paris İklim Anlaşması’nın imzalanması gerektiğini vurgulayan CHP’li Murat Bakan iktidarın bunu yapabilecek bilgide vizyonda olmadığını dile getirdi. Bakan, “Dünya hızla ısınıyor. Sanayi devriminden bu yana 1.2 °C ısınmış. Şu an daha da hızlı ısınıyor. Eğer dünyanın ısınmasının 1.5 ve 2 °C arasında tutmayı başaramazsak kritik eşikleri aşacak ve canlı yaşamı için tehdit edici bir noktaya gelecek. Eğer gerekli tedbirleri alamazsak, başka gezegenlerde koloni kurmak zorunda insanlık. Bu derecede vahim problemle karşı karşıyayız. İklim krizi sıcak hava dalgaları yaratıyor ve her şeyden önce iklimi değiştiriyor. Nem oranı düşüyor ve yangınların sayısını ve hızını arttırıyor. Bu problem önemli. Ama devlet dediğin şey bunu biliyor olmalı ve buna hazırlık yapmalı. Devlette böyle bir akıl böyle bir bilgi ve vizyon yok. Niye yok, Paris İklim Anlaşması diye bir anlaşma var. Bu anlaşma dünyanın ısısını 1.5 ve 2 °C arasında tutmayı hedefleyen, 187 ülke taraf ve sadece 5 ülke kaldı. Onaylamayan 5 ülkeden 1'i biziz. İklim kriziyle ilgili tedbir almak zorundayız, Paris İklim Anlaşmasını imzalamak zorundayız, Türkiye’nin kömürden çıkışını bir an önce sağlamak ve bunula ilgili yol haritamızı ve ülkemizin ne zaman karbon nötr hale geleceğini belirlememiz gerekiyor. Ama maalesef bunu yapabilecek zekada, yetenekte, bilgide bir iktidara sahip değiliz” açıklamasını yaptı.


 

chp chp izmir milletvekili murat bakan chpli murat bakan iktidar ön seçim kredi izmir büyükşehir belediyesi cumhurbaşkanı adaylığı