ÖZEL HABER - Dr. Sürenkök'ten AVM kararına tepki! Neden  Kemeraltı Çarşısı açılmıyor da AVM'ler açılıyor ?

TAKİP ET

COVİD-19 pandemisi ile ilgili alınan tedbirlerin gevşetilmesinin yankıları sürüyor. Konuyla ilgili gazetemize konuşan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Op. Dr. Fatih Sürenkök,AVM'lerin açılışından, sağlık çalışanlarının durumuna, geçmiş dönemlerde yapılan hatalardan, odaların seçim sürecinin değişimi tartışmalarına kadar birçok konuda özel açıklamalarda bulundu.

Oktay GÜÇTEKİN / İzmir Gündemi - Türkiye’de koronavirüs salgınından kaynaklı ölüm oranlarının 200’lerden 50’lere düşmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan “Normalleşme” planını açıklamıştı. Açıklanan planda AVM,berber ve kuaförlerin açılmasına karar verilmişti. Erdoğan tarafından duyurulan “Normalleşme” planlarının ardından Türkiye’nin birçok yerinde sokağa çıkan insan sayısında büyük oranda artış olduğu görülmüştü. Yaşanan gelişmeleri gazetemize değerlendiren İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Op. Dr. Fatih Sürenkök “Normalleşme” için aceleci olunduğunu söyledi. Dr. Sürenkök ayrıca Bilim Kurulu’nun sözcüsünün olmamasını da eleştirdi.

“Geçiş sürecinin biraz daha temkinli olması lazım”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı “Normalleşme” süreci sonrası yaşanan gelişmeleri değerlendiren İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Op. Dr. Fatih Sürenkök, normale geçiş süreci için temkinli olunması gerektiğini vurguladı. Sürenkök “ ‘Normalleşme’ süreci Bilim Kurulu’nun Türkiye’deki vaka sayıları ile orantılı olarak, hasta sayılarının azalması ve tedavi edilenlerin sayısının azalması kıyaslanması, hastanelere müracaat eden hasta sayılarının, yatarak ve ayakta tedavi edilen, artı olarak yoğun bakımda olan hastaların sayıları ile verilmiş bir karardır. Olması gereken bir karardı. Çünkü bu ülkede COVİD-19 dışında da hastalar mevcut, onlara da yönelinmesi gerekiyor. Bundan dolayı da bir geçiş süreci yaşanacaktır. Tabi bu geçiş sürecinde Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından verilen sayılara bakarak kaç tane hasta bundan etkilenmiş, hastalığa yakalanmış ancak bizim tespiti edemediğimiz,test yapılmamış hasta oranına baktığımız zaman Türkiye nüfusunun yüzde 10’una anca tekabül ediyor. Bu da salgının ikinci üçüncü dalgalarına hazır olmamız gerektiğini gösteriyor. Bundan kaynaklı olarak da geçiş sürecinin biraz daha temkinli olması konusunda fayda var” dedi.

“Neden Kemeraltı değilde AVM’ler açılıyor?”
AVM’lerin açılış tarihini de değerlendiren Op. Dr. Fatih Sürenkök, AVM’lerin havalandırma sistemlerinin virüs açısından risk teşkil edebileceğini söyledi.Sürenkök ““Ben halk sağlığı uzmanı değilim. Benim uzmanlık alanım ortopedi. Ancak hekimlik refleksi ile söylemem gerekirse bunun bulaşıcı bir hastalık olduğunu biliyoruz. Virüsün açık alanda güneşli alanda yaşama şansını biliyoruz. AVM’ler gibi merkezi havalandırma sisteminin olduğu yerlerde bulaşıcılık riski her zaman vardır. Çünkü merkezi havalandırma ve filtrasyon sisteminin olduğu yerlerde bu riski sürekli elinizin altında tutmuş oluyorsunuz. AVM kararı ve havalandırma sistemlerinin çok ciddi sorun yaratacağını biliyoruz. Tabii burada açılan AVM’lere bakmak lazım. Yöneticilerine, sahiplerinin kimler olduğuna bakmak lazım. Niye çarşılar pazarlar açılmıyor? Neden Karşıyaka Çarşısı, Kemeraltı Çarşısı’na öncelik verilmez de AVM’lere öncelik verilir? Bunları başka bir soru işareti olarak önümüze koyup düşünmemiz lazım” diye konuştu.
 
“Sağlık Bakanı Bilim Kurulu’nun değil hükümetin sözcülüğünü yapıyor”
Bilim Kurulu’nun sözcüsünün olmamasını eleştiren İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Sürenkök, Sağlık Bakanı’nın Bilim Kurulu’nun değil de iktidarın sözcülüğünü yaptığını söyledi. Dr. Sürenkök “İnsanlarımız sokağa çıkmak için çok acele ediyor. Bizde sorun şu. Bilim kurulu kararları bir şekilde bakanlık tarafından halka aktarılıyor. Ancak bilim kurulunun kararlarını halk çokta önemsemiyor. Çünkü Bilim Kurulu’nun kararlarını halk direkt olarak bilmiyor.  Çünkü Bilim Kurulu’nun bir sözcüsü yok. Bilim Kurulu’nun sözcülüğünü Sağlık Bakanı yapıyor. Sağlık bakanı çıkıyor ama o bilim kurulunun değil hükümetin sözcülüğünü yapıyor, hükümetin Sağlık Bakanı olarak orada açıklama yapıyor. O nedenle de bizim halkımız da Sağlık Bakanı’nın yaptığı açıklamalara ve sayılara bakıyor. Kaç tane ölüm var ona bakıyor. Sayı azalmış, ‘250 çıkmıştı şimdi 60’ın altına düştü demekki ortalık iyi ben çıkabilirim’ diye düşünüyor.  Aynı bir borsa gibi bizde orada virüs borsasına bakıyoruz.  Saat 19-19.30 arası bizde o borsaya bakıyoruz ve o borsaya göre hareket ediyoruz. Ancak bu çok yanlış. Çünkü birden bire, ilk sokağa çıkma yasağında 250-300 bin kişi sokağa çıktı. Bunun etkilerini çok daha kötü görebilirdik ancak şükür ki korkulan olmadı” dedi.
 
“Bağışıklık kazanana kadar oldukça fazla kayıp verilecek”
İlerleyen süreçte koronavirüs kaynaklı ölümlerin tam olarak tespit edilemeyeceğini söyleyen Dr. Fatih Sürenkök toplumun bağışıklık kazanana kadar büyük kayıplar vereceğini söyledi. Sürenkök “Şuan “normalleşme” denmesi  vaka sayılarının yükselmesine neden olacak. Beklenilen gibi 60’dan 600’a çıkmayacak ama 70’ler 80’ler olacak ve bu rakamlar uzun süreli gidecek. Yani bir gün iki gün değil haftalarca bu rakamlar görülecek. Biz de Türkiye’nin olağan karmaşası içinde, normal ölenler ile COVİD-19’lu bireyleri  neyden öldüğünü bilmeden gömeceğiz. Ancak gerçekten koronavirüslü ise Sağlık Bakanı’nın filyasyon dediği olayı yapamadan gömeceğiz.  Böylece yavaş yavaş toplumun bağışıklanma süreci oluşacak. Türkiye’de halk sağlığı uzmanları tarafından bu olayın aylarca hatta yıllarca süreceği söyleniyor. Toplum yavaş yavaş kendi içerisinde bağışıklık kazanıncaya kadar epeyce bir kayıp vererek bu süreci bitireceğiz” ifadelerini kullandı.
 
“Belki de birçok insanı geciken düzenlemeler yüzünden kaybettik”
Sağlık çalışanlarının vakaların ilk başlangıcına oranla şuan biraz daha rahatladığını söyleyen İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Sürenkök, ülkemizde alınan önlemler açısından geç kalındığının altını çizdi. Dr. Sürenkök “Şuan salgın azaldıkça sağlık çalışanlarındaki kısmı olarak rahatlama gerçekleşti. İkinci olarak da ilk aylarda ve haftalarda ciddi bir karmaşa söz konusuydu. Üçüncü olarak da ilk haftalarda kişişel koruyucu ekipman eksikliği söz konusuydu, ancak onun eksiği artık hissedilmiyor. Bugün, 10 Mart’ı milat olarak alırsak, yaklaşık 60 güne yaklaşmış bir süreç söz konusu. Ancak bu kadar süre sonra bunların normalleşmiş olduğunu söylemekte güzel bir şey değil. Tam tersine İzmir’de koronayayakalanmış sağlık çalışanının sayısı 600’ün üzerinde, Türkiye’de de sayın bakanın açıkladığına göre son açıklamalarından bu yana o rakamlarda 9 bine yaklaşmış durumdadır. 30’a yakın sağlık çalışanınıda kaybettik. Evet şuan daha iyiyiz ancak bu önlemleri gevşetmek rahatlamak anlamına gelmiyor. İzmir için söylüyorum burada yapılması gereken bazı hastanelerin normal hastalara hizmet eder şekilde temiz hastane haline getirilmesi lazım. Şuan 4 milyon nüfuslu İzmir’de kalp krizi geçiren, beyin kanaması geçiren, ayağı kırılan insanların tedavisinin görüleceği hastanelerin biran önce kurulması gerekiyor. Bu gerçekten büyük bir sıkıntı. 10 Ocak’ta Bilim Kurulu’nun ilk vaka görüldüğü anda önceden planlanması gerekliydi. İlk hasta görüldüğü anda kim ne yapacak bu bilinmesi gerekliydi. Salgının önceden analiz edilmesi ve görev tanımının belirlenmesi, olağan üstü durumlar gibi tanımların belirlenmeli ve buna göre hareket edilmeliydi. Ancak biz böyle yapmadık. Biz hasta çıktıkça karar almaya başladık. Bu nedenle de birçok yanlışımız oldu. Belki de birçok insanı önceden düzenleme yapılmaması nedeniyle kaybettik. Bir süre sonra tarih bunları gösterecek ve yeniden görüp değerlendireceğiz. Şükür ki komşularımıza baktığımız zaman Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre çok iyi durumdayız. Ancak bu rahatlığa girdiğimiz zaman tekrar ataklar görülebilir. Ancak küçük ataklar olacağı için kamuoyuna yansımayan, yapılan yanlışların görülmediği ve öz eleştiri çıkarılmayan yanlışlar olacaktır” diye konuştu.
 
“Müdahile edilmesini anlamak mümkün değil”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu ve odaların seçim süreçlerinin değiştirilmesinin hedeflendiği yeni düzenleme ile ilgili da konuşan Dr. Fatih Sürenkök, hekimliği özgürce yapmak istediklerini söyledi. Sürenkök “Tüm bunların yanında sağlık çalışanları için alkış tutanların, onların odalarının bağımsız, demokratik bir şekilde seçimle gelmesine müdahele etmesini anlamak mümkün değil. Bunu şiddetle kınıyoruz. Bıraksınlar biz hekimliğimizi özgürce bu ülke içerisinde halkın sağlığı için yapalım “ ifadelerini kullandı.
 

Başkan Soyer'den AVM değerlendirmesi! AVM'lerin açılması için erken, zorunlu değilseniz evde kalın

Flaş iddia! Sağlık çalışanlarından nöbet ücreti çağrısı: Hemşireler günü öncesi tüm moralleri sıfırlamıştır

coronavİrÜs koronavirüs fatih sürenkök avm kararına tepki kemerlatı çarşısı alışveriş merkezi covid-19 izmir tabip odası sağlık çalışanı sağlık bakanı bilim kurulu