ÖZEL HABER/ İzmir'de artan orman yangınları sonrası ÇMO ve OMO'dan kritik uyarı!

TAKİP ET

İzmir'de bu yıl yaşanan ve özellikle Ağustos ayında artış gösteren orman yangınları tüm vatandaşları derin bir üzüntüye boğmuştu. Ciğerlerimiz diye tabir ettiğimiz ormanlık alanların kül olması sonrası önlemlerin yeterli olup olmadığı ise tartışmalara neden oldu. Konuyla ilgili gazetemizin sorularını yanıtlayan İzmir Orman Mühendisleri Odası ve İzmir Çevre Mühendisleri Odası Başkanları, orman yangınları için dikkat edilmesi gereken konuları açıkladı.

Oktay Güçtekin / İzmir’de son günlerde artan orman yangınları sonrası gözler İzmir Orman Mühendisleri Odası ve İzmir Çevre Mühendisleri odasına çevrilmişti. İzmir’in bir çok ilçesinde özellikle kurban bayramı döneminde yaşanan yangınlar sonrası yaklaşık olarak bin 500 hektarlık alan küle döndü. Geçtiğimiz sene yaşanan ve İzmir tarihinin en büyük yangını olarak nitelendirilen yangın sonrası bu yıl yeniden yangınların artması sonrası akıllara neden ders almıyoruz sorusunu getirdi. Son dönemlerde İzmir’de yaşanan yangınlar ile ilgili gazetemizin sorularını yanıtlayan İzmir Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Başkanı Helil İnay Kınay ve İzmir Orman Mühendisleri Odası (OMO) Başkanı Sabahattin Bilge sıcak havalara ve alınacak tedbirlere dikkat çekti.
 
“İnsan kaynaklı”
Ülke genelinde özellikle de İzmir Orman Bölge Müdürlüğü içerisinde Kurban Bayramı sürecinse dikkate değer orman yangınları meydana geldi. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı 9 işletme müdürlüğünde 17 si ormanlık alan 11’i ormanlık alan dışı olmak üzere toplam 28 yangın meydana geldi.  Bunların tamamı kontrol altına alındı ve söndürüldü. Bu yangınların çıkış nedeni konusunda henüz net bir sonuç ortada olmasa da sabotaj iddiası üzerinde duruluyor ancak bunları destekleyecek herhangi bir kanıt şuanlık mevcut değil. Şimdiye kadar ki çıkan yangınlara  baktığımız zaman bunların insanlardan kaynaklı olarak çıktığı görülmekte” diye konuştu.
 
“Yangınların büyük nedeni mangal”
Yangınların nedenin mangallar olabileceğini söyleyen OMO Başkanı Sabahattin Bilge sıcak havalara da dikkat çekti. Bilge “Bunun nedenini de uzun süredir pandemi nedeniyle evlerinde kalan insanların  enfes alama ve gezme hevesi doğrultusunda diye düşünüyoruz. Tabi buna Kurban Bayramı ile birlikte insanların gezme ve mangal yapma hevesi de eklenmiş oldu. Bu yangınların nedeni de büyük ihtimalle mangal, ateş yakmak veya tütün ürünlerinin söndürülmeden yere atılmasından kaynaklı. Tabii ki bir anda yoğunlaşan sıcak havaları da ekleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
 
“Bazı önlemler alınabilir”
Orman yangınlarına bazı önlemlerin alınabileceğini söyleyen Bilge, önlemleri şöyle sıraladı; “Gelinen noktalarda bazı önemler alınabilir. En basitinden yangın konusunda daha hassas bulunan bazı noktalara bu süreç içerisinde giriş ve çıkışlar yasaklanabilir. Bu alanlarda hiçbir şekilde ateşli pikniğe izin verilmemeli. Ormanlık alanlarda risk grupları mevcuttur. Bunların içerisinde özellikle en yüksek riski taşıyan birinci derecede yangın alanları içerisinde acil müdahile araçlarının devriye atması sağlanabilir. Bu sayede olası bir yangında hızlı bir ön müdahile sağlanabilir. Tabi bunda da yerel yönetimlerden destek alınmalı. Orman Bölge Müdürlüğü, bu durumda bulunduğu il veya ilçe yerel yöneticisi ile iletişime geçerek bu alanlarda atılacak devriyeleri daha rahat kontrol edebilir” dedi.
 
"İş birliği sağlanması önemli"
Yanan ormanların yaşlı orman olduğunu ve bunların yeniden yeşermesi için yaklaşık olarak 10-15 yıl süreye ihtiyaç olunduğunu söyleyen OMO Başkanı Sabahattin Bilge, orman yangınları için bakanlıkların yerel yönetimler ile işbirliği içinde olması gerektiğini vurguladı. Bilge “Yanan ormanlara sonrasında gidip baktığımızda buraların genel anlamda yaşlı ormanlar olduğunu gördük. Bu ormanlarda çok ciddi bir emek kaybının olduğunu söyleyebiliriz. Bulunan bölgenin karşıdan yeşil olarak görülebilmesi için en az bir 10-15 yıllık zaman söz konusu olacaktır. İzmir’de yangına hassas yerlerde ormanlara giriş çıkışların kontrol altına alınması lazım. Burada yerel yönetimlere de görev düşüyor. Burada valilik kontrolünde bir işbirliği olması gerekli. Bu seviyelerde İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne de görevler verilmelidir. Ancak maalesef ki gördüğümüz kadarıyla bu işbirliği sağlanmıyor ve Büyükşehir Belediyesi’ne bu görevler verilmiyor” diye konuştu.


"Oman varlığı sürekli olarak tehdit altına alınmıştır" 
Gazetemizin sorularını yanıtlayan İzmir Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Helil İnay Kınay ise. 04.2018 tarihinde çıkartılan 6831 sayılı Orman yasasına eklenen Ek 16. Maddeye dikkat çekti. Kınay “28.04.2018 tarihinde 6831 sayılı Orman yasasına eklenen Ek 16. Madde ile Türkiye`deki orman varlığı sürekli olarak tehdit altına alınmıştır. Orman içindeki ağaçsız, taşlık, kayalık alanlar orman ekosisteminin önemli bir parçasıdır. Bu alanlar özellikle yaban hayatı için son derece önemlidir. Bu kayalık alanlar dağ keçileri, yırtıcı kuşlar gibi birçok havyan türü için özel habitatlar oluşturmaktadır. Hatta bu alanların AB Habitat Direktifine göre korunması gerekmektedir. Bu uygulamanın devam etmesi halinde bu habitatlar tahrip olacaktır. Buraların orman rejimi dışına çıkarılarak yerleşime açılması, taraf olduğumuz Biyolojik Çeşitlilik Yasası`na da açıkça aykırıdır. Ayrıca kanunun sonuna eklenmiş olan "Orman sınırları dışına çıkartılan alanın iki katından az olmamak üzere Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar Orman Genel Müdürlüğüne orman tesis etmek üzere tahsis edilir" şeklindeki hüküm, algı oluşturma amaçlı ve yanıltıcıdır. Çünkü orman; ağaçlar, hava, su, toprak, otsu-odunsu bitkiler, mikroorganizma ve hayvanlarıyla kendine özgü ekolojik bir sistemdir. Yani ormanlar sadece ağaçlardan ibaret değildir. Ormanlar flora ve faunasıyla birlikte birçok halkanın birlikte oluşturduğu sistematik bir yapıdır. Bu yapının oluşturulması yüzlerce yıl alan bir süreçtir” diye konuştu.

"Tahribat hızlanarak devam ediyor"
Kınay ayrıca mangalların yasaklanmasının tek basına orman yangınlarının önüne geçemeyeceğini vurguladı. Kınay “Orman İnsan ilişkisinin artması ile birlikte özellikle yaz aylarında yangın sayı ve alan büyüklüklerinde ciddi artışlar söz konusu. Bu süreçler orman alanlarında piknik, mangal vb. faaliyetler sonucu insan kaynaklı ihmaller olduğu gibi; Orman mevzuatı kapsamında orman alanlarında izin verilen tesisler de yangın riskini büyütüyor. Orman yangınlarının önlenmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirilse de maalesef yangınların sıfır olma ihtimali ile karşılaşmıyoruz. Bu noktada Özellikle Orman Bakanlığı yapılanması sürecinde deneyimli uzman personel sayısındaki  ve yangın müdahale süreçleri ve planlamasında yaşanan eksiklikler yangınlar sonucu büyük hasarlar ile karşılaşmamıza da neden oluyor. Bir taraftan büyük çoğunluğu ihmal kaynaklı yangınlar,diğer taraftan yapılan mevzuat düzenlemeleri ile orman  alanlarında izin verilen madencilik projeleri, enerji tesisleri,enerji nakil hatları,turizm tesisleri vb. bir çok tesisin yarattığı riskler ile orman alanlarındaki tahribat hızlanarak devam ediyor" dedi.
 
"Kaygılarımızı arttırmaktadır" 
Orman yangınları sonrası yapılaşmaya dikkat çeken Helil İnay Kınay, yapıların bu konudaki kaygılarını arttırdığını söyledi. Kınay;  "Bu nedenle Kurumlar tarafından yapılan ağaçlandırma çalışmaları ya da yana alanların yeniden rehabilitasyonu çalışmaları maalesef kaybın yerini tutamamaktadır. Orman Yangınları kapsamında kasten yakma şüpheleri, yakılan alanlarda rehabilitasyon  çalışmaları yerine  yaşadığımız yapılaşma örnekleri kaygılarımızı arttırmaktadır" diye konuştu.