ÖZEL HABER/ İzmir'in kadın cinayetlerindeki utanç raporu!

TAKİP ET

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre bu yıl 421 kadın, erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdi. İzmir'de ise tabloda ise 19 kadın erkek şiddeti sonucu öldürüldü. İzmir, 2020 yılında en çok kadının katledildiği 2'nci şehir olurken kadınlar mücadeleye devam ediyor. İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasına dikkat çeken kadınlar 'Asla yalnız yürümeyeceksin' diyerek mücadeleyi büyütüyor.

Aylin BAYRAM/İZMİR GÜNDEMİ- Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi Hilal Susuz ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Toplumsal Cinsiyet Komisyonu Başkanı Av. Nilay Kökkılınç gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. 2020 yılında yaşanan kadın cinayetlerini gazetemize değerlendiren isimler İstanbul Sözleşmesi’nin önemine dikkat çekti.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre bu yıl 421 kadın, erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdi. 152 kadının da şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiği bildiriliyor. Kadınlar en ‘güvenilir’ yerlerde ve yakınları tarafından öldürüldü. Kadınların 143’ü evinde ölürken, failler erkek akrabalar ve partnerleri oldu. Her yıl giderek artan bu rakamlar yalnızca buz dağının görünen yüzü. Kadın cinayetlerinin 2020 yılında 269 kadın cinayeti işlenmiş, 152 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Öldürülen 269 kadından 89 kadın ekonomik nedenlerle, 54 kadın boşanmayı istemek, barışmayı reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 43 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucu olarak yansıdı.

KADIN CİNAYETLERİNİN EN ÇOK GÖRÜLDÜĞÜ 2’NCİ ŞEHİR ‘İZMİR’
Tüm dünyada ve Türkiye’de koronavirüs ile birlikte olağanüstü dönemden geçmeye devam ediyoruz. Dünyanın pek çok yerinde olağanüstü koşullara, olağanüstü önlemler de alınmaya devam ediyor. Ancak herkesin bir önlem olarak evde kalması gereken bu süreçte, bu koşullar kadınlar için hala ayrı zorluklar ortaya çıkarıyor. Kadınlar en çok şiddet gördükleri evlerde kalmak zorunda. 2020 senesinde diğer illere göre refah seviyesi yüksek olan İzmir’e baktığımızda, 19 kadın cinayeti işlenmiş ve 6 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Verilere göre, kadın cinayeti olarak kayıtlara geçen ölümlerin en çok görüldüğü ikinci il İzmir.
İzmir’de 2019 yılında 31 kadın erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirmişti. Geçen yıla göre kadın cinayetlerinde azalma görülse de hala en çok kadın cinayetinin işlendiği 2’nci şehir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Üyesi Hilal Susuz, İzmir’de kadın cinayetleri vakalarının daha fazla yaşanmasını, şu sözlerle değerlendirdi.
“Önceden şöyle bir tutum vardı, tabi zamanla kırıldı. İzmir’in büyük şehir ya da karma bir şehir olması ‘İzmir’de cinayet oluyor mu?’ gibi bir şaşkınlığa sebep oluyordu. İzmir bazı aylar en çok kadın cinayetinin işlendiği yer olabiliyor. En çok büyük şehirlerde yaşanıyor bu cinayetler. İzmir ve diğer büyük şehirlerde kadınlar, modern haklarına daha fazla ulaşmak istiyor fakat ulaşmak isterken erkek şiddetiyle karşılaşıyor. Tabi bu erkek şiddetinin artık en son boyutu kadın cinayeti oluyor. Kadınlar modern haklarına ulaşmak isterken öldürülüyor. Fakat İzmir’de kadınlar öldürülüyor ama İzmir de mücadele eden kadınlar da var.”
‘ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİN’ SADECE BİR SLOGAN DEĞİL
Kadın mücadelesinin İzmir’in her yerinde sürdüğünü dile getiren Kadın Cinayetlerini Durdurma Platformu Üyesi Susuz, “Bize bir kadının bile öldürülmesi fazla gelirken bu rakamlar endişe verici. Biz İzmir’de elbette ki bu cinayetler ve istismarlarla mücadele ediyoruz. Kadına yönelik şiddet davalarında kadının tarafındayız ve ailelerle, kadınlarla mücadele ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki yasa yapıcılar elbette var ama yasayı uygulayanlar da o adliye salonlarında olanlar. Bizim orada olmamız hem kamuoyu yaratmak açısından hem de o kadınların yalnız olmadığını ve onlarla birlikte mücadele eden kadınlar olduğunu göstermek açısından önemli buluyoruz. Çünkü bizim için ‘Asla yalnız yürümeyeceksin’ yalnızca bir slogan değil” dedi.

‘İZMİR MÜCADELE EDEN BİR ŞEHİR’
Kadın cinayetlerini durdurmanın yolunun örgütlü mücadele ve İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatmak olduğunu dile getiren Hilal Susuz, “Biz kadınların yapacağı tek şey örgütlü bir şekilde mücadele etmek. Kadın cinayetlerini durduracak şeyde bizim mücadelemiz olacak. İzmir mücadele eden bir şehir. Kentte şiddet var ama mücadele eden kadınlar da var. Kadınlar 6284 sayılı yasa ile İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması için mücadele ediyor. İstanbul sözleşmesi imzalandı ama onun uygulanması eksik. Biz hep birlikte mücadele edersek İstanbul Sözleşmesi’ni uygulatacağız” açıklamasını yaptı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de kentteki kadın cinayetleri ve kadın haklarıyla ilgili yaptıkları çalışmaları İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Av. Nilay Kökkılınç konuyla ilgili gazetemize konuştu.

YILDA 400 KADIN KATLEDİLİYOR!
2020 yılında İzmir’de 19 kadının öldürülmesini değerlendiren İzmir Büyükşehir Belediyesi Toplumsal Cinsiyet Komisyonu Başkanı Av. Nilay Kökkılınç, “Maalesef çok üzülüyoruz bu haberleri aldıkça. Biliyorsunuz Özgecan’dan öncesi de vardı ama bütün yurt olarak Özgecan’dan çok etkilenmiştik. Özgecan’la son olsun istedik ama ne Özgecan ilkti ne de Özgecan son oldu. Ondan sonra 2000 cinayet olmuş 2020 yılı hariç. 2018 yılında 440 kadın, 2019 yılında 474 kadın katledilmiş. Ortalama yılda 400 kadın katlediliyor. Pek çok sivil toplum örgütü bununla ilgili çalışmalar yürütüyor.  Pek çok meslek odası da bu alanda çalışmalar yapıyor. Merkezi idare adına bakanlığında yaptığı çalışmalar var. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü altında yürüyen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu ve bir de bu dönemde kurulan Aile Ve Çocuk Komisyonu ile birlikte bu çalışmaları yürütüyoruz ve hassasiyetle yapıyoruz. Kadına şiddetin boyutu çok farklı. Dolayısıyla her boyutuna cevap verecek hizmetler üretmek zorundayız, engeller bizi yıldıramaz, çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

ENGELLER BİZİ YILDIRMADI!
Şiddete uğrayan, ekonomik özgürlüğü olmayan şiddet mağduru kadınlarla ilgili çalışmaları açıklayan Toplumsal Cinsiyet Komisyonu Başkanı Nilay Kökkılınç, “18 ayı geçkin süredir yerel yönetimlerde yetki sahibi olduk. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak öncelikle pandemiyle karşılaştık. Sonra depremle karşılaştık. Ondan sonra aşırı yağışlarla gelen doğal afetlerle karşılaştık. Biz kadın çalışmalarımızı hiç bırakmadık. Bizi engeller yıldırmadı. Pandemi sürecinde de Fuar’da açık alanlarda sivil toplum örgütleriyle, baroyla, meslek odalarıyla, kent konseyleriyle kadın çalışma şube müdürlüğümüz bir araya gelerek neler yapabileceklerini değerlendirdiler. Şiddet mağduru kadınlarımız için iki sığınma evimiz var. İkincisi de bu yıl hizmete girdi. Aile Bakanlığı’nın da 4 sığınma evi var. İlçe belediyelerimizin de bazılarında sığınma evleri var” dedi.

BU ÇALIŞTAY İZMİR’İN SESİ OLACAK!
Kadınlar için düzenlenecek olan Kadın Çalıştayı’nın 25 Aralık’ta yapılması planlanmıştı. Pandemi nedeniyle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ertelendiğini dile getiren Kökkılınç, “Biz bu konuda meclis kararı almıştık. İhtisas Komisyonu’ndan gelen bir öneriydi. Meclis kadın alanında kadın çalışmalarıyla ilgili bir çalıştay yapılmasına karar verdi. Bu meclis kararının uygulanma noktasında bir çalışma içerisindeyiz. Kadın Çalışma Müdürlüğü’müzün yürüttüğü bir organizasyon olacak. 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Uluslararası gününe denk getirmeyi hedefledik ama pandemi izin vermedi. Erteleme karar verdik. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde gerçekleştirmeyi umuyoruz. Önce uluslararası boyutta olsun dedik fakat pandemi nedeniyle sadece yerel düzeyde yapabileceğiz. Daha sonrasında 4 ayda bir online çalıştay yapacağız. İlki kent ölçeğinde olacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi ilçe belediyelerine rehber olsun istiyoruz. Hem STK’ların hem meslek odalarının ve akademisyenlerin ve buradan çıkan sonuçlarla milletvekillerinin eğer bir mevzuat değişikliği gerekiyor ise İzmir’in sesi olmalarını istiyoruz. Bu açıdan çok geniş boyutları olan önemli bir çalıştay olacağını düşünüyorum” dedi.

ŞİDDETİN HER BOYUTUNA ÇÖZÜM ÜRETMEK ZORUNDAYIZ!
Adli vaka haline gelmemiş şiddet olaylarında kadınlara geçici barınma hizmeti verdiklerini dile getiren Toplumsal Cinsiyet Komisyonu Başkanı Kökkılınç, “İzmir Türkiye’nin 3. Büyük kenti olarak sığınma evleri noktasında en çok sığınma evi olan kentlerden biri diyebiliriz. Sığınma evlerinin bazı prosedürleri var. Adli vaka haline gelmiş şiddet olaylarında Merkezi İdare’nin de onayıyla bu evlere yerleştiriliyorlar. Ama adli vaka haline gelmemiş barınma ihtiyacı duyan pek çok kadın var. Biz pandemi sürecinde ihtiyaç duyan kadınlara geçici barınma evleri tahsis ettik. Yine de kalıcı çözümler üretmek, biraz mevzuat üzerinde de çalışmak gerekiyor. Çünkü yerel yönetimler bir yere kadar, bir yerden sonra merkezi idareye bağlı ve merkezi idarenin çıkardığı yasa ve yönetmeliklerle yol alabiliyor. Dolayısıyla daha geniş inisiyatif sahibi olabilirse, daha fazla geniş yetkilerle donanabilirse, kalıcı çözümler üretebilme imkânını bulabilir. Barınma oldukça önemli, özellikle şiddetle karşı karşıya kalan kadınlar için. Bu sadece yaşamını yitiren kadınlar noktasında değil, fiziki, ekonomik, psikolojik olarak da şiddete maruz kalan kalan kadınlar için oldukça önemli. Şiddetin boyutu çok farklı. Dolayısıyla her boyutuna cevap verecek hizmetler üretmek zorundayız” dedi.

KADINLARIN ÖZGÜRLEŞMESİ ÇOK ÖNEMLİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü çalışmaları aktaran Nilay Kökkılınç, “Masal evleri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in seçim öncesi vaatlerinden biriydi. Sanırım altı masal evini hizmete soktuk. 20’sinin projesi var. 2021 yılında bu sayıyı 20’ye çıkarmayı planlıyoruz. Masal evleri, küçük çocukları olan kadınlar için bir imkân. Meslek edinme noktasında bilgi ve becerilerini arttırmak hem de bunu yaparken küçük çocuklarını bırakabilecekleri bir aktif eğitim verilen bölümleri olması, masal evi tam olarak bunun karşılığı. Bu yüzden çokta ilgi gördü. Her ilçeden talep var açılması noktasında. İzmir’in nüfusunun yarısı kadın, dolayısıyla kadınların her anlamada özgürleşmesi, ekonomik bağımsızlıklarını kazanması, güçlü olması bizim için çok önemli” dedi.

TÜRKİYE’YE ÖRNEK, AVRUPA’YA DA ÖRNEK
Bir sosyal yaşam merkezi olarak İzmirlilere hizmet veren Anahtar Hizmet Merkezi’nin ikincisinin Konak’ta açılacağının müjdesini veren Kökkılınç, “İzmir Büyükşehir Belediyesi yeni bir isimle yeni bir hizmet merkezi daha kazandırdı. “Anahtar” isminde olan bu merkezin ilki Örnekköy’de açıldı. Bir kampüs gibi, bir sosyal yaşam merkezi gibi. Burada da hem masal evi var hem engelli bireyleri olan kadınlara yönelik hizmet imkânı var. Yani engellilerini bırakabilecekleri farkındalık merkezi olan bir yer. Aynı zamanda performanslarını sergileyebilecekleri performans sanatlarıyla ilgili bölümleri var. Spor yapılabilecek alanları var. Meslek fabrikasının bir birimi var. Yine burada hem beceri kazanabilecek, hem meslek edinebilecek bir hizmet alanı. Misafirhanesi var, bir de yeme-içme alanı var. En önemli özelliklerinden birisi de sivil toplum örgütlerinin burada çalışma alanlarının olması. Onlara burada özel bir bölüm ayırdık. İstedik ki bu merkezden hizmet alan kadınlarla, kadınlar yararına çalışan STK’ların bir araya geldiği, birbirleriyle buluştuğu bir yer olsun istedik. Türkiye’ye örnek, Avrupa’ya da örnek. Bu da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ilklerinden birisi ve bir marka. Devamı gelecek ve masal evleri gibi bir zincir oluşturacak. İkinci Anahtar hizmet merkezi Konak’ta gerçekleşeceğinin müjdesini vermiş olalım” dedi.


 

izmir kadın cinayetleri kadına şiddet 2020 raporu