ÖZEL HABER/ Murat Bakan ile A'dan Z'ye

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, gazetemize gündemi değerlendir. CHP'li Bakan, Türkiye'de her geçen gün daha da derinleşen yoksulluğu, zeytinlik alanların talana açılmasını sağlayacak yönetmeliğe karşın Danıştay kararını, 6'lı ittifak masasını ve yaklaşan seçimleri gazetemize değerlendirdi. CHP'li Bakan, 'Son araştırmalara göre iktidar değişikliği gözüküyor' dedi.

İZMİR GÜNDEMİ/ CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, gazetemizin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sorunları değerlendiren CHP’li Murat Bakan, AKP iktidarının zeytinlik alanları talana açmaya hazırladığı yönetmeliği Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararını, polis ve askerlerin sorunlarını, yaklaşan seçim öncesinde süreci gazetemize anlattı.

CHP’li Bakan, Danıştay’ın zeytinlik yönetmeliğine dur demesine ilişkin şunları söyledi: “Zeytin çok kadim bir ağaç. Barışın sembolü olan bir ağaç ve çok da verimli bir ağaç. Yağından, çekirdeğinden yararlanıyorsun. Anadolu’nun sembolü olan bir ağaç. Zeytini hep birlikte yaşatmak zorundayız. Bütün mücadelemiz onun içindir. Zeytinime dokunma diyerek mücadele ediyoruz. Danıştay’da halen namuslu, vicdanlı ve hukukun üstünlüğünden yana hakimler var. Siyasal baskı o kadar fazla ki ona karşı karar vermek çok zor. O yüzden alkışlamak lazım. Şimdilik zeytinler kurtuldu. Seçime kadar sürdürebilirsek eğer seçim sonrası zaten biz zeytinlerimize sahip çıkarız.”




‘İNŞAAT İLE ÜLKEYİ BİR YERE TAŞIYAMAZSINIZ’

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu değerlendiren CHP’li Bakan, “Türkiye’deki derin yoksulluk artarak devam ediyor. Çünkü Türkiye yeterince ihracat yapamıyor. Cari açığı da kapatamıyor. Ukrayna-Rusya savaşı da yazın gelmesi beklenen turistlerin de önüne geçti. Dolayısıyla turizm gelirlerinde ciddi bir düşüş olacak. İhracata yönelik bir ekonomi politikası benimsemezseniz inşaat ile ülkeyi bir yere taşıyamazsınız. İnşaatı bir kere yaparsınız ama ondan sonra size gelir getirmez. Ama fabrika öyle değildir. Sürekli kazandırır, döviz getirir. Türkiye’nin cari açığını kapatacak bir üretimi yok maalesef” diye konuştu.


‘İKTİDARA GÜVENİLMİYOR!’

Ekonomi politikasının kökten değişmesi gerektiğine vurgu yapan CHP’li Bakan, “Dumanı tüten fabrikalara ihtiyacımız var. Ekonomi politikası kökten değişmesi gerekiyor. Bir de Türkiye’ye yabancı sermaye artık gelmiyor. Neden gelmiyor? Çünkü güvenilir ülke olarak bulmuyor. Yabancıların borsaya yatırımı yok. Borsada birçok holding defter değerinin altında olmasına rağmen yatırım yapmıyorlar. Borsanın yüzde 50’den fazlasının yabancı sermayenin elinde olması gerekirken şu an Türk yatırımcılar var. Bunun sebebi Türkiye’deki iç politikadan kaynaklı olarak iktidara güvenmemesidir. Kendi malını güvencede hissetmemesidir. Türkiye’de yargının siyasallaştığını, hukukun olmadığını düşünmesindendir. Bir iktidar değişikliğinde Türkiye’de hukukun üstünlüğü yeniden sağlanırsa ki sağlayacağız, yargı bağımsız olursa yabancı yatırımcılar gelir. Ekonomi ancak bu durumda düzene girer. Türkiye’de ciddi anlamda bir dolara yatırım var. Mevduatın yüzde 50’sinden fazlası dolarda duruyor. İnsanlar kendi paralarına güvenmiyorlar. Bunu da tersine çevireceğiz” dedi.




‘İNSANLAR BİBER, DOMATES ALAMIYOR!’

Artan fiyatlarla hem üreticinin hem de tüketicinin zor günler yaşadığını vurgulayan Bakan, “İnsanlar artık biber, domates alamıyor. Ama çiftçi de üretemiyor. Bu mazot fiyatıyla, yem, tohum, gübre fiyatıyla üretim yapamıyor. Anlaşmalı üretim yapıyorlar, sattıklarının paralarını alıyorlar fakat maliyeti karşılamıyor. Türkiye’nin en verimli toprakları bu bölge.  Ama çiftçi çocukları artık tarım yapmıyor. Tarım yapmak yerine fabrikalarda çalışıyorlar. Babadan oğula geçen bir meslek çiftçilik. İnsanlar domatesini biberini bakkaldan alır hale geldi. Tarım alanları her geçen gün daralıyor. Hobi bahçeleri doldu her yer. Bizim belediyelerimiz hobi bahçeleriyle mücadele ediyor. Çiftçi de tüketici de zor durumda” diye konuştu.



‘MİLLET İTTİFAKININ ARTAN OYU VAR’

6 partinin oluşturduğu Millet İttifakı’na ilişkin konuşan Bakan, “Elimizdeki verilere göre bugün seçime gidilse Türkiye’de bir iktidar değişikliği görünüyor. Yani muhalefet ile iktidar arasındaki kararsızları dağıttığınızda 60’a 40 gibi. Bu çok büyük bir oy farkı. Bu oy farkı da düşmüyor. Son bir ayın kamu araştırmalarına bakarak söylüyorum. Bunu bilimsel bir veri olarak ele alırsanız, son bir yılda tüm kamu araştırmalarının ortalamasını değerlendirdiğinizde Cumhur İttifakının giderek azalan, Millet İttifakının ise artan bir oyu var. Böyle baktığınızda bugün ki koşullarda Türkiye’de bir iktidar değişikliği görünüyor. Ama bu bir ay sonra başka bir şeye de dönüşebilir. O yüzden kamu araştırmalarının bir ay sonra tekrardan yapılması gerekebilir. Aday bazında değerlendirdiğimizde ise hangi adayı Cumhurbaşkanının karşısına koyarsanız koyun kazanıyor” ifadelerini kullandı.

‘GÖREVE DEVAM ETMEK İSTERİM’


Bakan, “Bugünkü koşullarda vekilliği yapmak isterim. Ama vekillik görevini aşkla yapıyorum. Elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum. Bugünkü koşullarda hayatımda bir majör değişiklik olmazsa tekrar milletvekili olmak ve kaldığım yerden göreve devam etmek isterim” dedi.

‘HAKLARINI SAVUMAYA DEVAM EDECEĞİM’

Asker, polis ve jandarmaların sorunları gündeme taşıyan CHP’li Bakan, “Asker çocuğuyum. Milletvekili seçildikten babama sonra ast subayların sorunlarıyla ilgilenmek istiyorum dedim. Babamda, sorunlar çok ama uzman çavuş ve jandarmaların, polislerin de sorunları çok. Bir emirle ölüme giden tüm evlatlarımızla ilgilen demişti. Bu söz benim kulağıma küpe oldu. 7 yıldır bu ülkede polis, asker ve jandarma personeliyle ilgili çalışıyorum. Bir üniformaları da kefenleri onların. Sorunlarını ayrıca dile getirmek gerekiyor. İktidar ne yazık ki sadece öldüklerinde hatırlıyor. Hayattayken onların sorunlarını görmezden geliyor. Polisler özellikle çok ciddi mobinge uğruyorlar. İntiharların baş sebeplerinden birisi de bu. Fazla mesai yapıyorlar. Normalde 240 saat çalışması gereken bir memur, 360 saatlere kadar çalışıyor. Dolayısıyla 1 ay içinde normalde fazla mesai alarak çalışacağı zamanı mesai almadan çalışıyor. Dolayısıyla onların özlük haklarını savunuyoruz. Onlara karşı yapılan haksızlıkların karşısında onlara siper olmaya çalışıyoruz. Ben milletvekili olduğum sürece bu ülkedeki askerin de polisin haklarını savunmaya devam edeceğim. Onların haklarına bir sol kimlikle sahip çıkmaya devam edeceğim. Sol kimlik diyorum çünkü; polis militarist değildir diyorum. Polislerin sendikası olması gerekir. İngiltere ve Almanya’da olduğu gibi onlara sahip çıkacak bir sendikası olması gerekiyor. Türkiye’de polis, asker, subay, jandarmaların anası babası villalarda yaşayan çocuklar değil. AKP’nin TOKİ’ye yaptırdığı lüks villalarda oturan ailelerin çocukları değil. Alt grup ailelerin evlatları. Anadolu’nun bir köyünde oturan, zor koşullarda çocuklarını okutmuş ailelerin çocukları. Sorunlarını onlar dile getiremiyorlar, o yüzden biz sorunlarını dile getirmeye devam edeceğiz” dedi.