ÖZEL HABER/Sarı, 'Krizin faturasını ödememek için sokaklarda olacağız'
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş, yaşanan ekonomik krizin faturasının işçilere yansıtıldığını belirterek, 'Krizi Biz Yaratmadık, Bedelini Yaratanlar Ödesin' sloganıyla sokağa çıkma kararı alacağız. Bunu da İzmir Gündemi, aracılığıyla kamuoyuna duyuruyoruz' dedi.
Yaşanan ekonomik krizle birlikte hükümetin tasarruf tedbirleri altında çıkardığı ve yerel yönetim gelirlerini azaltan KHK’ya DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı’dan tepki geldi. Krizin faturasının işçi sınıfına kesilmek istendiğini söyleyen Sarı İzmir Gündemi’ne açıklamalarda bulundu. İşçi sınıfının hakkını savunacaklarını ifade eden Sarı, “Krizi biz yaratmadık. Bedelini yaratanlar ödesin adı altında bir kampanya başlattık. Doğal olarak önümüzdeki günlerde konfederasyonumuzun ve bağlı sendikalarımızın alacağı karar doğrultusunda krizin faturasını biz ödemeyeceğiz diye sokaklarda olacağımızı ilk kez sizin aracılığınızla paylaşıyoruz” şeklinde konuştu.
‘MAAŞLARIN REVİZE EDİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ’
Sendika olarak işçilerin taleplerini sıralayan Sarı, “Özellikle asgari ücret üzerinden batığınızda yoksulluk sınırının 1740 TL olduğu ülkemizde asgari ücret 1604 TL. Biz tam bu noktada kurdaki fiyat artışlarıyla TL’nin erimesine karşı bizim aldığımız maaşlarda başta emekliler ve asgari ücret olmak üzere tüm maşların revize edilmesini talep ediyoruz. Bununla ilgili de söylediğimiz tek bir şey var. Krizi biz yaratmadık. Bedelini yaratanlar ödesin adı altında bir kampanya başlattık. Doğal olarak önümüzdeki günlerde konfederasyonumuzun ve balı sendikalarımızın alacağı karar doğrultusunda krizin faturasını biz ödemeyeceğiz diye sokaklarda olacağımızı ilk kez sizin aracılığınızla paylaşıyoruz. Eylül ayının sonu itibariyle İzmir’de de İstanbul ve Ankara dahil birçok yerde bununla ilgili eylem ve etkinlik çalışmalarını başlatıyoruz. Sebebi şu; yaz tatili içerisinde belki kredi kartlarını ve elindeki parayı kullanarak kendilerini krizin ortasında bulamadılar. Ancak önümüzdeki süreçte özellikle kışın da yaklaşmasıyla birlikte doğalgaz, elektrik, benzin gibi temel maddelere ve gıdalara gelen zamlar daha çok hissedilecektir. Krizin derinleştiğini asıl o dönem fark edeceğiz” dedi.
‘HAKLARIMIZI EN İYİ ŞEKİLDE SAVUNACAĞIZ’
Kendileri açısından sendikal çalışmaları gerçekleştirdikleri kısmı da dile getiren Sarı, “AKP Genel Merkezi’nin 8Ağustos’ta yapmış olduğu son kongrede sessiz sedasız bir KHK çıktı. Böylelikle Maliye Bakanlığı’nın belediyelere göndermiş olduğu tasarruf tedbirlerine istinaden, devlet kendinde tasarruf yapmadan kamu kurum ve kuruluşlarına bu tasarruf tedbirlerini gönderiyor. Kamu ve hükümet iç içe olduğu için ülke genelinde tasarruf tedbirleri adı altında sanki krizi çıkaran işçilermiş gibi mesailerden başlayarak işçi ücretlerinin ödenmemesine kadar gidecek bir genelge açıklanmıştır. Biz tabi ki buna uymayacağımızı, emek harcadığımız halde eriyen maaşlarımızla birlikte bunun da faturasının bize kesilmesini önlemek için örgütlü güç olarak haklarımızı en iyi şekilde savunacağız” dedi.
‘KRİZİN FATURASI EMEKÇİLERE YÜKLENİYOR’
24 Haziran’daki seçimlerden sonra ekonominin daha da kötüleştiğini vurgulayan Sarı, “Seçimlerden sonra hükümetin kurulması, tek adam rejimine geçilmesiyle birlikte ekonominin düzeleceği ifade edilmişti. Altını çizerek söylüyorum. O günden bu yana açıklanan tüm reformlarda ne hikmetse kartellerin, şirketlerin, büyük patronların vergi borçları ve devlete olan borçları silinmiştir. Örneğini hepimiz duyduk. Başta Sabancı olmak üzere Turkcell’in Telekom’un, Cengiz Holding’in veya buna benzer birçok kurumun borçları silinmiştir. Yani bir yandan ekonomik kriz var diyoruz. Bir yandan da bu büyük kartellerin borçlarını bir kalemde silerek krizin faturasını biz emekçilere yüklemeye çalışıyorlar. Eğer aynı gemideysek bu kartellerin borcunu siliyorsanız gelin bizim de yüzde 15’lik vergi dilimiyle başlayan yüzde 35’e çıkan vergi dilimlerini yüzde 5’e indirelim. O zaman aynı gemide olduğumuzu hissederiz. Eğer bunu yapmayacaksanız, sadece yüzde 1’in borcunu silip yüzde 99’u yine o gemiyle birlikte batırmaya çalışacaksanız biz aynı gemide değiliz. Önümüzde süreçte de işçi sınıfının hak ve menfaatleri doğrultusunda eylem ve etkinliklerle kamuoyuna duyuracağız” diye konuştu.
‘1397 BELEDİYE HİZMET YAPAMAZ HALE GELECEK’
Yerel seçimler açısından bakıldığında, ekonomik krizle ilgili söylenenler ve AKP Genel Kurulu’nda çıkarılan KHK’nın eşdeğer olduğunu belirten Sarı, “Örneğin önceden yerel yönetimler tek merkez olan İçişleri Bakanlığı’na bağlıydı. Şu anda belediyeleri 3 bakanlığa bağladılar. Ekonomik tedbirler üzerinden Maliye ve Hazine Bakanlığı’na, mahalli işler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, soruşturma ve denetlemeyi de İçişleri Bakanlığı’na bağladılar. Toplamda 1397 belediyeyi de hizmet yapamaz hale getirecekler. Ama burada en çok yarayı muhalif olan belediyeler alacaktır. Sebebi ise paranın tek elde toplanmasıdır. Yani siz istediğiniz ücreti bana bir ay öncesinden bildireceksiniz. Kime ne kadar ödeneceğini ben belirleyip göndereceğim diyor. Parayı eskisi gibi kullanamayacaklar. Bu da belediyeler arasında ayrımcılığı getirecektir. Daha sonraki süreçte de kim olursa olsun seçilmiş belediye başkanlarıyla hizmet götüremediği için vatandaşı karşı karşıya gelecekler. Ücretleri ödeyemediği için işçisiyle karşı karşıya gelecekler. Ama kendisinin hakim olduğu belediyelere istediği yardımı sağlayabilecektir. Ayrıca belediyelere daha kolay bir şekilde kayyum atanabilecektir” dedi.
‘AVRUPA YEREL YÖNETİM ŞARTI’NA UYUNUZ!’
Son olarak Türkiye’nin 1988 yılında Avrupa Yerel Yönetim Şartı’nı imzalamış bir ülke olduğunu söyleyen Sarı, “Madem yüzümüzü Avrupa’ya döndük diyoruz. O zaman sözleşmede yer alan ve altına imza attığınız ‘yerel idarelerin güçlendirilmesi, yerinden yönetim ve demokrasi ilkelerine dayanan yerel yönetim anlayışına’ maddesine uyunuz. O yüzden bu kararname, önümüzdeki süreçte özellikle emekten, demokrasiden, laiklikten, cumhuriyetten yana tavır alan belediyeler ve başkanlarının da zapturapt altına alınarak yaşam hakkımızı yok etmenin KHK’sıdır” diyerek sözlerini noktaladı.