ÖZEL HABER - Tarihçi Prof. Dr. Engin Berber'den kritik çağrı: "İzmir'e acilen iki müze yapılmalı"

TAKİP ET

Geçmişinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan İzmir'de, tarihçi ve müzecilik alanında yaptığı çalışmalarla ismini duyuran Prof. Dr. Engin Berber'den önemli bir çıkış geldi. Gazetemize, çok acil iki müzenin yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Berber, kaybedilen her anın söz konusu müzelerin yapımını zorlaştırdığını ifade etti.

Oktay Güçtekin / İzmir Gündemi – Benzersiz coğrafi konumundan ötürü, öteden beri önemli bir yere sahip olan İzmir, birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Köklü tarihinin kültür turizmi bağlamında önemini katladığı İzmir’de mevcut müzelerin yeterlilik seviyesi, akıllarda soru işareti yarattı. Konuyla ilgili Gazetemize konuşan İzmirli Tarihçi ve Müzeci Prof. Dr. Engin Berber, kente acilen iki müzenin yapılması gerektiğini söyledi. Yapılacak müzelerden birinin, kentin yükselişinde oynadığı itici rolden ötürü ticaret odaklı olması gerektiğini vurgulayan Berber; diğerinin ise, Milli Mücadele dönemi ve sonrasıyla ilgili olması gerektiğini söyledi. Bu müzelerin özellikle yabancı turistlerin İzmir’in merkezinde daha çok geceleme ve zaman geçirmesine aracılık edeceğinin altını çizen Berber, İzmir ve İzmirlilerin bunu hak ettiğini ifade etti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, tarih ve kültüre olan ilgisinin bir şans olduğunu düşünen Berber, bu tür kültür-sanat yapılarının EXPO ve benzeri organizasyonların kente taşınması ve UNESCO’nun daimi listesine dahil olmada olumlu bir rol oynayabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Engin Berber’in sorularımıza verdiği cevaplar şu şekilde;

İzmir’de yeni müzelerin kurulması şehir için ne gibi artılar getirecek?  İzmir’de Kemeraltı Çarşısı  UNESCO’nun geçici listesine dahil oldu. Sizce sözünü ettiğiniz müzelerin taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarımızın korunması ve tanıtımı açısından hangi katkılarda bulunurlar?

Bugün İzmir, ilçeleriyle birlikte nüfusu 4,5 milyona dayanmış büyük bir metropol. Daha 19’uncu yüzyıl ortalarında, Doğu Akdeniz’in en önemli kenti haline geliyor. Böyle olmasında başat neden ticarettir ki, benim Ticaret Müzesi yapılmasına olan vurgum bundandır. Başta Ticaret Odası ve Borsa olmak üzere, bu yükselişin doğal sonucu olan kurumlar İzmir’de hala çok etkinler. Müze ve sergicilik alanındaki çalışmalarımdan ötürü, bu kurumlarda görevli ve önerimin değerini anlayabilecek değerli insanları tanıma fırsatı buldum. Üstelik ilgili olanların gayet iyi bildiği üzere, Dünyanın en önemli üzüm ve incir Tüccarı İzmirli Şerif Remzi (Reyent) Bey’in arşiv ve eşyalarının tümü hala bu kentte. EXPO almaya çalışan bu kentin bir ticaret müzesi olmalıdır. Bunun için en doğru yer, İzmir İktisat Kongresi’nin de yapıldığı Kemeraltı’dır diye düşünüyorum. İş Bankası’nın Ulus’taki (Ankara) eski binasının bir katının İzmir İktisat Kongresi’ne ayrıldığını görmekten hem mutlu oldum, hem de üzüldüm. Daha Cumhuriyetin adı bile konmamışken, yurttaşı olduğumuz devleti kuran kadro, izleyeceği iktisadi yol haritasını İzmir’de şekillendirmiş. Biz İzmirliler için bunun bir anlamı olmalı. Böyle bir müzeyi yapan, yaptıran, katkı koyan herkes, ortaya çıkacak eserde onur payına sahip olur. 

Milli Mücadele müzesinin İzmir’de yapılması neden bu kadar önemli?

Kim ne derse desin, Milli mücadele 15 Mayıs 1919’da İzmir’de başlayıp 9 Eylül 1922’de İzmir’de bitmiştir. Bu kent, kurtarıcısının “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” dediğinde hedef gösterdiği, hem Ankara’daki devrimci iktidarın, hem de halkımızın gönlündeki yerdir. O sebeple Milli Mücadele, bağımsızlık, kurtuluş gibi sözcükler telaffuz edildiğinde bu milletin aklına İzmir, 9 Eylül gelir. Bu çok açıktır. Adı, Milli Mücadele Müzesi”, “Ulusal Bağımsızlık Müzesi” veya bir başka uygun şey olabilir, ancak bu güne kadar yapılmamış olması büyük bir ayıptır, olmayışında önceki tüm belediye başkanlarının günah payı vardır. Süratle doldurulması gereken bir boşluktur.

Önerdiğiniz müzeleri ivedilikle yapmanın yolu nedir? Bunlar kurulurken nelere dikkat edilmesi gerekli?

Bunların gerçekleştirilmesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin lokomotif olması gerektiğine inanıyorum. Az önce sözünü ettiğim meslek odaları ve STK’ların desteği alınabilir. Merkezi yetkililerin katma değer yaratacak bu tür projeler destek olması beklenir. Zira bunlar parti işlerinin dışında ve üzerindedir. Olması gereken, eğer mümkünse güç birliği yapmaktır. Dikkat edilecek konulara gelince, bu müzelerde sergiye çıkacak eserlerin taşınır kültür varlığı olması ve sahte olmaması birincil önemdedir. Ne yazık ki, bu bağlamda İzmir, yakın geçmişte sıkıntılı bir organizasyona ev sahipliği yapmıştır. İkinci olarak, bu müzeler kolay ulaşılabilir olmalıdır. Benim önerim tarihi Kemeraltı Çarşısı ve Limana olan yakınlığı nedeniyle bunlar Konak civarında konumlandırılmalıdır. Son olarak söylemek istediğim, bu müzelerde sergilenip depolanacak taşınır kültür eserlerinin, daha ziyade İzmir Antikacı ve sahaf esnafının elinde olmasıdır. Bu varlıklar ticarete konu olduğu için sürekli el değiştirmekte, daha ziyade İstanbul’a kaçmaktadır. Müze yapılma kararı verilir verilmez, sergiye çıkarılacak eserler toplanmaya başlanıp depolanmalıdır. Tarihi eserler ve koleksiyon objelerinin sahiplerine en çok kazandıran yatırım oldukları unutulmamalıdır. Söylemek istediğim, beklendikçe, zaman kaybedildikçe maliyetin yükseldiğidir.

İzmir’de böyle bir müzenin yapılma ihtimalini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz yıl, İzmir’in işgali ve Milli Mücadele’nin başlamasının 100. Seneyi devriyesiydi. Tarihimizin o zor günlerini anımsamak için, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, İzmir Sanat’ın Sergi Salonu’unda, benim küratörlüğünü yaptığım iddialı bir sergi açmıştık. Binlerce İzmirlinin ziyaret ettiği bu sergi sırasında Tunç Bey, serginin geliştirilerek bir müzeye dönüştürülmesini istemiş ve bu bağlamda benden bir taslak çalışma rica etmişti. Söz konusu çalışmayı tamamlayıp kendisine sunduk. Genellikle işvereni belediyeler olan müzelerde küratörlük yapan bir akademisyen olarak, deneyimlerimden süzdüğüm bir gözlemimi paylaşmak isterim. Müze projeleri, Başkanın kararlılığı ve bütçe varsa hakkıyla yapılabiliyor. Bir de, nasıl yapılacağını “ortak akıl” falan deyip herkese değil, sadece bilenlere sormak gerek. Aksi takdirde kıymeti kahve çekirdeğini doldurmayan, sadece benlik mücadelesi ürünü bir yığın zırvanın savuşturulması gerekiyor.  

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin satın aldığı tablo büyük tartışmalara yol açmıştı. Sizce Başkan Soyer, İmamoğlu’na karşı yapılan eleştirileri görüp projeden vazgeçebilir mi?

Hiç sanmıyorum. İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi çok doğru bir kararla İstanbul’da sürekli sergilenmesi gereken bir sanat eserini, oldukça iyi bir fiyata satın alıp Türkiye’ye getirdi. Tabloyu açık artırmaya çıkaran müzayede şirketi o kadar itibarlı ki, sahte bir eseri satışa çıkarmaz/çıkaramaz. Sayın İmamoğlu’nun yaptığını, Türkiye’de hangi belediye başkanı yapsa, sadece alkışlanması gerekir. Bu tür sanat eserlerinin, Türkiye’ye getirilmesi bir itibar meselesidir. Dolayısıyla Sayın Soyer’in, bu konuda benden farklı düşündüğünü sanmam. Bu tartışmanın nedeni, aynı İzmir’in flaması tartışmasında olduğu gibi, muhalefetin adayı bir belediye başkanını zor durumda bırakmaktır. Gerçek gündemi çarpıtmayı amaçlayan bu türden tartışmaların, hedeflenen sonucu üretmeyeceğini düşünüyorum.

tarih engin berber profesör doktor izmir müze acilen yapılmalı kritik çağrı özel haber ticaret müzesi milli mücadele