ÖZEL HABER/ Yücel ve Aksay'dan 2'nci baro için sert "Eylül ayı" çıkışı

TAKİP ET

Baroların yapısını değiştirilmesini sağlayan ve 'Çoklu baro' sisteminin önünü açan tasarının meclisten geçmesinin ardından, İstanbul, Ankara ve İzmir'de 2'nci baronun kurulması için muhalif isimler harekete geçti. Konuyla ilgili gazetemize konuşan İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ve İZAV Başkanı Atalay Aksay önemli açıklamalarda bulundu.

Oktay Güçtekin /Gerçekleştirilen eylemler ve yaşanan büyük tartışmaların gölgesinde kabul edilen ‘Çoklu Baro'  değişikliği için Ankara, İstanbul ve İzmir'de hazırlıklar başladı. İzmir'de AKP eski milletvekili Ali Aşlık 2'nci baroyu kurmak için hazırlıklar yaptığını açıklayan isim olmuştu. Geçtiğimiz günlerde bir gazeteye konuşan Aşlık henüz imza toplama aşamasına geçmediklerini ancak çalışmalarını sürdürdüklerini belirtmişti.

Aşlık’ın açıklamalarının ardından gazetemize konuşan İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel ve İZAV Başkanı Atalay Aksay, Aşlık’ın Eylül ayını göstermesini sert bir dille eleştirdi. İzmir Baro Başkanı Yücel, Aşlık ve 2’nci baro için “İktidar yandaşı bir baronun İzmir’de kurulabilmesi hayalden başka bir şey değil” ifadelerini kullanırken, İZAV Başkanı Aksay ise İzmirlilerin 2’nci baro için imza verenleri iyi niyetli görmeyeceğini belirtti.
 
“Algı yaratma çabası”
Gazetemizin sorularını yanıtlayan İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, Ali Aşlık’ın Eylül ayını işaret etmesini algı yaratma çabası olarak değerlendirdiğini söyledi. Yücel “İzmir’de iktidar yandaşı 2000 avukat bulamayacaklarını, İzmir de ikinci baronun kurulamayacağını daha ilk gün söylemiştik. Değişikliğin hemen ardından ikinci baro için iddialı açıklama yapanların şimdi ikinci baro için eylül ayına işaret etmeleri aslında içinde bulundukları çaresizliğin göstergesi. Aslına bakarsanız 2020 değil 2022 Eylül’üne kadar da bekleseler İzmir’de arzu ettikleri sonucu elde edemeyecekler.

Unuttukları, anlamadıkları, gözden kaçırdıkları şey İzmir kentinin, İzmir Barosu’nun, İzmirli avukatların Cumhuriyet değerlerine, demokrasiye, hukuk devletine ve insan haklarına olan bağlılıkları ve hiçbir egemen karşısında teslim olmamalarıdır.

Cumhuriyet değerlerine saldırının sürdüğü, demokrasinin rafa kaldırıldığı, adil yargılama ve yargı bağımsızlığının tümüyle yok edildiği bir ortamda iktidar yandaşı bir baronun İzmir’de kurulabilmesi bir hayalden başka bir şey değildir. Yeterli sayıya ulaşamamış olmalarına rağmen sanki Eylül ayında 2. baro mümkün olacakmış gibi açıklama yapıyor olmaları algı yaratma çabasından başka bir anlam taşımaz” ifadelerini kullandı.

“Asıl ölçülmesi gereken siyasi iktidara karşı organik bağı”
Özkan Yücel ayrıca madımak sanıklarının avukatı olduğu söylenen Ali Aşlık’ın bu davalara bakmasının hukuki olarak herhangi bir sorun oluşturmayacağını söyledi. Başkan Yücel “Temel olarak şunun söylenmesi gerekiyor; bir avukat aldığı davalarla, savunduğu müvekillerle özdeşleştirilemez. Ancak ortaya koyduğu ilişkiler, siyasi iktidarla organik bağları ve hukuka aykırılıklar konusunda gösterilen tepki asıl ölçülmesi ve değerlendirilmesi gereken husustur. Bu nedenle hangi davalarda avukatlık yaptığından bağımsız olarak siyasi iktidara yakınlık ve siyasi iktidarla olan organik ilişkilerin eleştirilmesi gerekir. Sayısı 5000’den fazla olan barolarda ikinci baro kurma girişimini AKP il örgütlerinde çalışan, AKP’de daha önce çeşitli görevlerde bulunmuş kişiler tarafından gerçekleştiriliyor olması bizim başlangıçta yaptığımız tespitin ne kadar doğru olduğunun da bir göstergesidir.” dedi.
 
“İzmir avukatları böyle bir güce teslim olmaz”
Yeni baro kurulması için Eylül ayının işaret edilmesini sert bir dille eleştiren İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, bu tarihin verilmesinin altında sembolik bir hesaplaşma olduğunu belirtti. Yücel “Eylül ayı yalnız İzmir için değil tüm Türkiye için özel bir anlam ifade ediyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki milli mücadelenin son noktası İzmir’de konulmuş, ülke emperyalist güçlerden İzmir’in alınması ile tam anlamıyla kurtulmuştur.

İlk kurşunun ve kurtuluşun adresi olan İzmir’de Eylül ayına randevu verilerek Cumhuriyet değerleriyle ve Cumhuriyet değerlerinin yılmaz savunucusu İzmir Barosu ile sembolik bir hesaplaşma amacını da taşımaktadır. Ancak en başta söylediğim gibi ilk kurşun ve kurtuluşun adresi İzmir avukatları hiçbir güce teslim olmazlar, hele ki Cumhuriyet değerleri ve demokrasiye düşman bir siyasi iktidara asla" ifadelerini kullandı.

“Medyatik bir şov”
Aslık’ın 2’nci baro girişimini siyasi bir şov olarak gördüğünü belirten İZAV Başkanı Atalay Aksay İzmir’de 2 bin imzanın toplanma ihtimalini küçük gördüğünü söyledi. Aksay “İzmir’de ben ikinci baronun kurulabileceğini düşünmüyorum. Çünkü sayısı 5 bin geçen Türkiye’de 4 tane baro var. Bu barolar arasında 2 bin ıslak imzayı bulanlar için yeni baronun kurulabilmesi ihtimali doğuyor. Fakat sıkıntı şu. İzmir’de seçimlerde son başkan seçilen Özkan Yücel bin 900 oy ile başkan oldu. Madem 2 bin imza topluyorlar, böyle bir potansiyelleri var, seçime girip baro başkanı olurlar. Yani birinci baronun başkanı olabilecekken ikinci bir baroya ne ihtiyaç var?  Bu hareketler bana medyatik bir şov olarak görülüyor. Ali beyde bu konunun yasalaştığı günün ertesi çıkıp söyledi. Bu biraz siyasi bir ön alma oldu. Şuan hala da bunu gündemde sıcak tutarak, baro siyasetinde bir şekilde yer edinme siyaseti olabilir. Ben böyle bir baronun kurulabileceğini zannetmiyorum” diye konuştu.

“Fayda sağlanacak bir kurum değil”
Baronun kişilere doğudan faydası olmayacağı söyleyen Aksay, Aşlık’ın “30 yılık meslek yatımda bir faydasını görmedim” sözlerini eleştirdi. Aksay “Baronun sana doğrudan doğruya fayda sağlayacak bir kurum değil. Baro mesleki anlamda meslektaşlar anlamında total bir fayda güdüyor. Ayrıca 71’inci madde  kapsamında vatandaşlara doğrudan fayda sağlayan bir şey. Barodan bir kişiye doğrudan faydası en fazla adliyede içtiği çay olur. Kendisi barodan başka ne bekliyor ki? Sen barodan bireysel menfaat ve çıkar istersen tabi bulamazsın. Yaz o zaman isteklerini bakalım kaçı hukuksal.” dedi.

“Önemli olan amaçladığı şeyi açıklamasıdır”
2’nci baro için girişimlerini sürdüren Ali Aşlık’ın Madımak sanıklarının avukatı olduğu söylentilerini de değerlendiren Aksay, avukatlar arasında bunun bir öneminin olmadığını ancak vatandaş tarafından antipatik karşılanabileceğini söyledi. Aksay “Bu söylemler vatandaşta bir antipati uyandırabilir ancak, avukatlar arasında kimin avukatlığını yaptığınız bir önem arz etmiyor. Bizler profesyoneliz ve herkesi savunuyoruz. Bu anlamda hukuka, yargıya ve adalete ihtiyacı olan herkesi savunuyoruz. Bu anlamda avukat meslektaşlar bu söyleme çok fazla önem vermezler. Fakat avukatların dikkat edeceği şey amaçladığı şeyi açıklamasıdır.  Zaten bu 2 bin imzayı bulma ihtimali yok. Eğer bunu izah edemezse seçimlere girdiğinde 400-500’den fazla oy alamaz. İzmir o kadar kolay itibar etmez sözlere. İzmir genellikle sorgular” diye konuştu.

“Ahlaki bulmuyorum”
Aşlık’ın yeni baro için Eylül ayını işaret etmesine de değinen İZAV Başkanı Atalay Aksay meslektaşlar arasında bir ayrışma olabilir diye konuştu. Aksay “Bence Eylül ayında başlayacak olmasının anlamı Ekim ayının 3’üncü haftasında seçimler var. Eylül ayındaki bu hareketlilik belki Ekim ayındaki seçimlerde taraflar arasında bir pazarlık söz konusu olabilir benim hissettiğim bu. Bu yılki seçimler mevcut başkanla Cumhuriyetçi aday arasında geçecektir. Eylül ayını işaret ederek, iki adaya da aslında “Kapım açık” çağrısı yapıyor olabilir. Ben bu tarihin Eylül ayı olarak belirlenmesini çok ahlaki bulmuyorum. Bu tarihi Kasım ayı olarak açıklamış olsaydı iyi niyetli olarak görebilirdim ancak, Eylül ayını işaret etmesi Ekim ayı içindir. İzmir 2 bin imzaya imza verenleri de bu anlamda çok iyi niyetli görmeyecektir. Bu imzacılarında deşifre olması halinde kendi meslektaşları arasında bir ayrımlaşmaya gidebilir. ” dedi.