Özgener'den asgari ücret yorumu: İyileştirmeyi memnuniyetle karşılıyoruz!

TAKİP ET

Asgari ücrete dair değerlendirmede bulunan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener,"Enflasyonun ücretli kesim üzerinde yarattığı olumsuzlukların giderilmesi, alım gücünün artırılması, işgücünün milli gelirden aldığı payın artması ve çalışanlarımızın refah düzeyinin yükseltilmesi amacıyla yapılan iyileştirmeyi memnuniyetle karşılıyoruz" dedi.

NUR DAYI/İZMİR GÜNDEMİ-İzmir Ticaret Odası (İZTO) Haziran ayı olağan meclis toplantısı gerçekleştirildi. İzmir Ticaret Odası  Binası'nda gerçekleşen meclise Selami Özpoyraz başkalık yaptı.

Oturumda, İZTO Yöneti Kurulu Başkanı Mahmut Özgener konuşma yaptı. Özgener konuşmasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından açıklanan asgari ücret hakkında değerlendirmelerde bulundu.

DESTEK VERMEYE HAZIRIZ!

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in göreve gelmesine ilişkin değerlendirmede bulunan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, "Yaşadığımız sıcak ve önemli gelişmeler ekseninde ekonomiye dair bekleyişimiz devam ediyor. Öncelikle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek önderliğindeki ekonomi yönetiminin ülkemiz için hayırlısı olmasını diliyorum. Sayın Şimşek’in göreve başladığı ilk gün itibariyle iş dünyasına verdiği mesajlar bizler için büyük önem taşıyor. Tutarlılık, şeffaflık ve öngörülebilirlik vurgusunu; ekonomide rasyonel politikalara ve uluslararası normlara dönülmesi konusundaki hassasiyeti, yeni ekonomi programlarının belirlenmesi açısından önemli buluyor, destekliyoruz ve kendisine teşekkür ediyoruz.Programın başarısında, hiç kuşkusuz, tüm kesimlerin desteğinin kilit rol oynayacağına inanıyoruz. İçinde bulunduğumuz koşullar göz önüne alındığında, ekonomik konuların önceliklendirilerek bir yol haritası oluşturulması gerekliliğine dikkat çekmek istiyorum. Bu bağlamda, açıklanacak olan Programın bir takım fedakarlıklar gerektirebileceğini düşünüyorum. Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek ve kuracağı ekibin bu süreçte, makroekonomik istikrar kurulana kadar iş dünyamızdan gerekli desteği alabilmesi önem arz ediyor.  Bizler, her zaman olduğu gibi, bu desteği vermeye hazırız. Türkiye ekonomisine duyulan yurtiçi ve yurtdışı güvenin; Sayın Bakanımızın verdiği olumlu mesajlar ve açıklaması beklenen Programa dair beklentiler doğrultusunda pekişeceğine inanıyorum" dedi.

RÜZGARIN HANGİ YÖNDEN ESECEĞİNİ…

Küresel ekonomideki görünümün, cari denge açısından yakından takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Özgener"Küresel ekonomideki görünümün, cari dengemiz açısından yakından takip edilmesi gerekiyor. Yurtdışındaki faizler, yurtdışı talep kanalıyla ihracatımız ve cari açığın finansman maliyetlerini etkiliyor.  Ekonomik ve finansal dengelerin sürekli değiştiği bu dönemde, rüzgarın hangi yönden eseceğini hesaplayarak hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum.  Bir süreden beri 2023 yılı küresel ekonomi büyümesinin 2022 yılı büyümesinin altında olacağını biliyoruz. Özellikle Avrupa Birliği ekonomilerinin yavaşlaması, ihracat rakamlarımıza da bir süredir yansımaya başladı.  Avrupa Birliği’nden daha önce ve hızlı bir şekilde faiz artırmaya başlayan Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen sinyaller, piyasalar tarafından bir süredir faiz artırım döngüsünün sonuna yaklaştığımıza işaret olarak algılanıyor" dedi

ENFLASYONDAKİ DÜŞÜŞÜN YAVAŞLAMASINI ENGELLEMEYE ÇALIŞIYOR

FED tarafından verilen mesajlar olduğunu söyleyen Özgener,"FED bu konudaki yorumların hızlı bir şekilde gevşemeye yol açmaması için mesaj vermeye devam ediyor. 14 Haziran’da politika faiz oranının yüzde 5 ile yüzde 5,25 aralığında bırakılması yönünde karar aldı. Alınan kararın parasal sıkılaşma döngüsünün kesin olarak sonlandırıldığı şeklinde yorumlanmaması gerektiğinin altı çizildi. Ekonomik aktivite ile işgücü piyasasına ilişkin verilerin olumlu bir görünüm sergilediği, fakat enflasyondaki gerilemenin arzu edilen seviyede olmadığı da ayrıca vurgulandı. Üstelik aylık enflasyon yüzde 0,4’ten yüzde 0,1’e, yıllık enflasyon da yüzde 4,9’dan yüzde 4’e inerken bu uyarıları yapıyor. Faizlerde erken bir indirim beklentisinin önüne geçerek, enflasyondaki düşüşün yavaşlamasını engellemeye çalışıyor. Avrupa Merkez Bankası (AMB) ise, Amerika Birleşik Devletleri’ne göre faiz ve enflasyon döngüsünde daha geride.  Yıllık TÜFE, yüzde 7’den yüzde 6,1’e geriledi ve son toplantısında,Avrupa Merkez Bankası faizleri 25 baz puan artırdı ve faiz artırımlarının bitmediği mesajı verildi. Banka, 2023 için enflasyon tahminini yükseltirken büyüme tahminini düşürdü. Euro bölgesinde bulunan 20 ülkenin, 2022'nin son çeyreğinde daralmasının ardından yılın ilk çeyreğinde de yüzde 0,1 daralmasını, ihracatımız açısında dikkatle takip etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yılın ikinci yarısında FED ve daha sonra Avrupa Merkez Bankası faiz artırım süreçlerini bitirseler bile, bu gelişmenin büyüme verilerine ve ihracatımıza olumlu yansıması için bir süre gerekecek gibi görünüyor" ifadelerini kullandı.

EKONOMİ DE RİSKLERİ DOĞRU ALGILAMAK GEREKİR

Türkiye ekonomisinin büyüme verilerinde yukarı yönlü revizyonlar gördüğünü söyleyen Özgener,"Küresel ekonomide bu görünüm ve beklentiler ışığında, ülkemiz ekonomisi ile ilgili riskleri doğru anlamak ve gerekli tedbirleri almak önemli olacak. Şu anda Türkiye ekonomisinin büyüme verilerinde yukarı yönlü revizyonlar görüyoruz.  En son yüzde 4 olarak açıklanan ilk çeyrek Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) büyüme verilerinden sonra, Dünya Bankası ülkemize yönelik daha önce sırasıyla yüzde 2,7 ve yüzde 4 olarak açıkladığı 2023 ve 2024 büyüme öngörülerini  yüzde 3,2 ve yüzde 4,3 seviyesine yükseltti. Fakat makroekonomik politikaların gelişiminin yüksek enflasyon zemininde belirsiz olduğuna işaret edilen aynı raporda, döviz kurundaki değer kaybının yanı sıra yüksek cari açık ve düşük net döviz rezervlerinin de önemli zorluklar oluşturduğu ifade edildi. Kredi risk primlerindeki (CDS)güncel durum, algılanan riskin cari işlemler tarafında fiyatlandığına işaret ediyor.Seçimlerden sonra Kredi Risk Primlerinin (CDS) gerilemesindeki ana sebep, Sayın Şimşek ve ekibine duyulan güven ve Sayın Bakanımızın işaret ettiği faiz artış ihtimaline karşın cari açığın azalmasına dair beklentilerden oluştu" şeklinde konuştu.

BEKLENTİMİZ FAİZ ARTIŞ MALİYETİNİN EN AZA İNDİRİLMESİ

Para Politikasına dair açıklamada bulunan Özgener,"Yarın gerçekleşecek Para Politikası Kurulu kararı, ekonomik maliyetlerin ne ölçüde şekilleneceğini belirleyecek. Yeni açıklanacak programdan beklentimiz ve önerimiz;tutarlılığı yüksek ve bütüncül politikalarla faiz artış maliyetinin en aza indirilmesi yönünde. Enflasyonun ve cari açığın azaltılması konusunda ne kadar hızlı ve ciddi adımlar atılırsa, büyümedeki maliyetin o kadar azalacağını öngörüyoruz. Faizin ne kadar yükseleceğine bağlı olarak kurda da bir dengelenme muhakkak oluşacaktır. Yapılması gereken miktarda bir faiz ayarlaması piyasanın güvenini sağlayacak ve maliyetleri azaltacaktır. Bu vesileyle, faiz artışın yanısıra, reel sektörü ve makroekonomik istikrarı desteklemesini beklediğimiz yeni dönem ekonomi politikalarına ilişkin önerilerimizi ve beklentilerimizi de aktarmak istiyorum"dedi

YENİDEN DÜZENLENMESİ GEREKLİ

Vergi oranlarının günün koşullarına ve ekonomik gerçeklere uygun olarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Özgener,"Öncelikle bir süredir gündemde olan Vergi Reformu’nun hayata geçirilmesi ile doğrudan ve dolaylı vergilerin oranlarının günün koşullarına ve ekonomik gerçeklere uygun olarak yeniden düzenlenmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Kayıt dışılığın azaltılması ve vergilendirilmeyen ekonomik faaliyetlerin kapsam içine alınması, bütçe açıkları ve ekonomik dengeler açısından olumlu etkiler yaratacaktır. Ayrıca açıklanacak Program kapsamında; ülkemizin artan döviz ihtiyacı nedeniyle ekonominin dinamikleri arasında sürükleyici güçlerden olan ve ülkemize döviz geliri getiren turizm, ihracat ve doğrudan yabancı yatırımlara ağırlık veren çalışmalara hız verilmesini bekliyoruz. Özellikle KOBİ’lere yönelik desteklerin daha ulaşılabilir olmasının ve firmaların öz sermayelerini destekleyici teşviklerin oluşturulmasının rekabet güçlerini destekleyeceğine inanıyoruz. Ülkemizde gereksiz harcama alışkanlıklarının doğru yönlendirilmesiyle, vatandaşın tasarruf eğilimini artırmak; sürdürülebilir bir ekonomi yönetiminin sağlanması adına yaşamsal önem taşıyor. Bu nedenle; yüksek katma değer yaratma potansiyeli olan e-ihracat, hizmet ihracatı, oyun, finansal teknolojiler, yazılım gibi inovasyon ve girişimcilik çalışmalarına verilen değerin ve desteğin Yeni Program ile daha da artırılması gerektiğine inanıyoruz" ifadesini kullandı

BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ DEĞİL

Ekonomide bütün parametrelerin birbiri ile bağlantısının olduğunu söyleyen Özgener,"Ekonomideki hiç bir parametre birbirinden bağımsız değil. Şu anda bütün risk göstergeleri; enflasyonun ve cari açığın düşürülmesi, ithalatımızın yavaşlaması ve rezervlerin tekrardan yükseltilmesi gerektiğine işaret ediyor.  Ayrıca, iç tüketimin yavaşlatılması gereği de ortaya çıkıyor.  Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, bu yılın birinci çeyreğinde yüzde 4 artarken,  gelir yöntemi ile Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerinin seyrinde önemli bir ayrıntı bulunuyor. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın birinci çeyreğinde yüzde 31,1 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 38; net işletme artığı/karma gelirin payı ise geçen yılın birinci çeyreğinde yüzde 47,6 iken, 2023 yılı birinci çeyreğinde yüzde 38,2 oldu.Asgari ücretteki reel artış ile işgücü ödemelerinin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya oranla daha hızlı artmasının yanı sıra, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemelerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte, kıdem tazminatı ödemelerinin önemli ölçüde artış göstermesi, işgücü ödemelerinin milli gelir içerisindeki payını artırdı.  Rakamlar analiz edildiğinde, şirketlerden çalışanlara bir gelir transferi yapıldığı, EYT, asgari ücret ve tazminatların bunda belirleyici olduğu, sonucunda ise iç tüketimin hızla artmaya devam ettiğini görüyoruz" dedi.

İYİLEŞTİRMEYİ MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ

Açıklanan asgari ücrete dair açıklamada bulunan Özgener,"Bildiğiniz üzere dün, Temmuz ayından geçerli olmak üzere yeni asgari ücret; brüt 13 bin 414, nette ise 11 bin 402 olarak belirlendi. Bayram öncesinde açıklanan yeni asgari ücretin tüm paydaşlarımız için hayırlı olmasını diliyorum. Öncelikle enflasyonun ücretli kesim üzerinde yarattığı olumsuzlukların giderilmesi, alım gücünün artırılması, işgücünün milli gelirden aldığı payın artması ve çalışanlarımızın refah düzeyinin yükseltilmesi amacıyla yapılan iyileştirmeyi memnuniyetle karşılıyoruz. Öte yandan, işveren üzerindeki maliyetlerin azaltılması için, asgari ücret desteğinin güncellenerek yukarıya çekilmesini ve asgari ücrete kadar olan tutardan vergi alınmaması uygulamasının devam edecek olmasını da olumlu değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı

YENİ DÜZENLEMELER HAYATA GEÇİRİLMELİ

Asgari ücretin açıklanması ile vergi diliminin yeniden düzenlenmesi gerektiğini altını çizen Özgener,"Yanı sıra, asgari ücret artışına paralel olarak, gelir vergisi dilimlerinin yeniden düzenlenmesinin önemine de dikkat çekmek istiyorum.Düşük ücretli kesimin geçim koşullarını iyileştirmeye yönelik adımlar atılırken, diğer yandan enflasyonla mücadele ve cari açığın azaltılması yönünde açıklanan güçlü ve kararlı duruşu destekliyoruz.Bunun yanında; reel sektörün rekabetçiliğinin korunması en az refah seviyesinin artırılması kadar önemli. Kamu mali dengesi gözetilerek özel sektörün rekabet gücünü güçlendirmesi için yeni düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Rekabet gücünün düşmesi beraberinde istihdamın olumsuz yönde etkilenmesinin önlenmesi, önümüzdeki dönemde en çok dikkat edilmesi gereken hususların başında gelmelidir.  Bu düzenlemeler, ekonomideki tüm paydaşlar gözetilerek yapıldığı taktirde, çalışan kesimin refah seviyesi yükselirken ülkemizin üretiminin ve rekabet gücünün de artacağına inanıyoruz" dedi.

BÜYÜK BİR ENGEL HALİNE GELDİ

Dış ticarette vizenin önemli olduğuna fakat ret sayılarının arttığına değinen Özgener,"Hepinizin bildiği gibi, kentimiz geçmişten beri yoğun bir şekilde dış ticaret yapan, ülkemizin dışarıya açılan en önemli kapılarından biri. İzmir olarak her yıl ithalatımızın üzerinde ihracat yaparak ülkenin dış ticaret açığıyla mücadelesinde önemli bir görev üstleniyoruz. Yakın zamana kadar yurt dışına giderken vize bizler için sadece yerine getirilmesi gereken bir detayken, maalesef son zamanlarda işimizi yapmanın önünde büyük bir engel haline geldi. Schengen vizesi başvurularında aylar sonrasına randevular verilmeye başladı. Pasaportun bekleme süresi uzadı. Buna karşın, ret sayıları arttı ve kısa süreli veya tek girişli vizeler gelmeye başladı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut, vizelerde olağan dışı bir durumun olmadığını, vize hizmetinin askıya alınmadığını, 2022 yılında Türkiye’den vize başvurularının üç kat arttığını ve Türkiye'den yapılan vize başvurularının kısıtlanmasına yönelik bir politikalarının olmadığını ifade ediyor" dedi

VİZE ALINAMADIĞI İÇİN...

Vize randevu başvurularında sorun yaşandığını söyleyen Özgener,"Ancak yaşadığımız durum farklı. Bugün yapılan vize randevusu başvurusuna Eylül’ün ilk haftasına randevu alabilirken, bazı ülkelerde vize randevu sistemi tamamiyle kapalı.  Vize alınamadığı için yurtdışı fuar organizasyonlarımıza katılamayan üyelerimiz var. 41. Turizm Seyahat Acenteleri ve Oto Kiralama Grubu Meclis Üyelerimiz vize alamadıkları için yurtdışı turlarını iptal etmek zorunda kalıyorlar.Vize sorunu maalesefbüyük ve Türkiye genelinde bir mesele haline gelmiş durumda. Devletimizin en üst organları durumun bilincinde ve en üst düzeyden bu meselenin çözümü için çalışıyorlar.  Biz de Ticaret Odası ve TOBB olarak bu işe büyük önem veriyor, konuyu sık sık ülke gündemine taşıyoruz.Umarım yakın zamanda çözülür ve ticaretin önündeki bu büyük engel kalkmış olur" dedi.

İZMİRLİLERİN REFAHINA OLUMLU

İnciraltı'nın turizm ve ticaret alanında önemli bir konuma sahip olduğunu söyleyen Özgener,""Kentimizin kalkınması açısından önemli fırsatlar barındırdığına inandığımız İnciraltı’ndan da bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz üzere, İnciraltı Turizm Merkezi 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı uyarınca onaylandı. Kent merkezinde yer alan, yeşil ve mavinin aynı alanda buluştuğu İnciraltı, turizm ve ticaret alanındaki potansiyeliyle tüm İzmirlilerin refahına olumlu etki edecek. Termal ve sağlık turizmi, kentimiz turizmi açısından önemli potansiyele sahip bir alan. Bu nedenle, İnciraltı’nın özellikle termal, sağlık ve spor turizmi odağında “iyi yaşam” temasıyla yatay mimari gözetilerek oluşturulan imar planlarının kısa sürede yürürlüğe girmesi ve yatırımcıya sunulur hale getirilmesi konusunu önemsiyoruz" ifadesini kullandı.

izmir ticaret odası mahmut özgener