Prof. Dr. Tanju Tosun, "14 Mayıs'ta İzmir'de dengelerin değişeceğini düşünmüyorum!"

TAKİP ET

Türkiye seçime geri sayarken seçime dair değerlendirmelerde bulunan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, "14 Mayıs'ta İzmir'de dengelerin değişeceğini düşünmüyorum. Bir sınırlı değişim olursa, bu sınırlı değişiminden en fazla yararlanacak ittifak Millet İttifakı ve partide Cumhuriyet Halk Partisi'dir." dedi.

NUR DAYI/İZMİR GÜNDEMİ- Türkiye seçime gün sayarken Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve seçim sürecini, 14 Mayıs günü Türkiye’de ve İzmir’de bizleri nasıl bir tablonun beklediğini anlattı. Seçimin ikinci tura kalma olasılığından, Memleket Partisi Lideri Muharrem İnce’nin adaylığı ve tutumlarına kadar birçok noktayı İzmir Gündemi'ne yorumladı.

Cumhurbaşkanlığı adaylıklarını nasıl değerlendiriyorsunuz? 14 Mayıs'ta bizi nasıl bir tablo bekliyor?

Cumhurbaşkanlığı konusunda aslında başta millet ittifakı içinde bir belirsizlik vardı. Kemal Bey'in aday olma isteğini biliyorum. Bunu çeşitli konuşmalarında dolaylı olarak ifade ediyordu kendisi. Cumhuriyet Halk Partisi içinde İstanbul ve Ankara'da Büyükşehir Belediye Başkanı iki tane çok popüler isim ve her iki isim de toplumun çok farklı kesimlerinden destek alıyor idi. İşte Ekrem Bey daha genç kesinden İstanbul'dan, Mansur Bey orta yaş üzeri muhafazakar seçmenden, Kemal Bey'le aslında birleştirici bir figür idi. Neden birleştirici? Bir kere çok ciddi bir siyasal kariyer geçmişi var. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı'ndan önce Cumhuriyet Halk Partisi içinde çok başarılı bir performans sergilemiş ve ondan sonraki süreçte de ,Baykal sonrasında da Cumhuriyet Halk Partisi'nin yenilenmesi konusunda önemli  başarılara imza atmış bir isimdi. Bu anlamda mesela üç adayı ortaya koysak, kimin hakkı idi? hak bir şekilde aday olarak sahnedeki yerini aldı, Kemal Bey idi. Bir takım eleştiriler geldi fakat özellikle Kemal Bey'in çizgisinde şimdiye kadar hiçbir kırılma olmadı. Politika da bir doğrusal bir çizgi üzerinde ilerlemek aktörler için son tahlilde çok önemli bir güven referansı ve Kemal Bey bu güven referansını hem sağladı hem birkaç aydan beri sergilemiş olduğu performansla özellikle Ekrem Bey ve Mansur Bey'i de yanına almasıyla birlikte Cumhur İttifakı karşısında Millet İttifakı'nın adayı olma konusunda seçmende soru işareti bırakmadı.

14 Mayıs seçimleri ikinci tura kalır mı?

14 Mayıs'a giderken Kemal Bey'in araştırmalarda geriden gelmesine rağmen bugün itibariyle seçime en yakın aday olduğunu görüyoruz ama yüzde 10 civarında da bir kararsız seçmen kitlesi var. Bu seçmen kitlesinin bu iki haftalık süre içinde nasıl bir pozisyon alacaklarını bugünden öngörmek zor.Yapılan bazı araştırmalara göre seçim eğer ikinci tura kalırsa Sandığa gitmeme eğiliminde olan yüzde 10'luk bir kitleden söz ediliyor. Hatta bu daha da artabilir. Normal koşullarda 14 Mayıs'ta birinci turda nispeten birbirine yakın bir sonuç çıkacağını ama birinci turda kazanan olursa Kemal Bey'in olacağını düşünüyorum ama seçimin ikinci tura da kalma olasılığı var. Bunun da temel nedeni Memleket Partisi'nin adayı Sayın İnce'nin hızlı bir giriş yapması, yarışa ortak olmalı anlamında değil ama yarışta sonucu tayin edici bir aktöre dönüşmüştü. Yani birkaç hafta öncesine kadar fakat birkaç günden beri yayınlanan kamuoyu araştırmalarını dikkate aldığımızda yaklaşık olarak İnce'ye ve Memleket Partisi'ne yönelik desteğin yüzde elli azaldığını görüyoruz araştır araştırma sonuçlarına göre. Şimdi bu ilk başta Kemal Bey'in birinci turda rahat kazanabileceği izlenimini verse de İnce'den kopan oyların Kemal Bey'e değil de ya öncelikli olarak kararsız ya da bir miktar Sinan Oğan'a doğru geçiş olduğu araştırma bulgularına göre gözleniyor. Bu açıdan bakıldığında her koşulda birinci turda sıkı bir seçim rekabeti yaşanacak. Kemal Bey bir adım önde böyle tamamlayabilir de ikinci tura da sarkabilir. İkinci tura sarkma olasılığı çok büyük ölçüde Sayın İnce'ye yönelik desteğin ne kadar azalacağıyla ilgili şu anda yapılan araştırmalarda mesela 3-4 hafta önce yaklaşık olarak 8-10 bandında olan desteğin 4 falan düştüğünden söz ediliyor. Bu 4 puanlık oy bile aslında seçimin ikinci tura kalıp kalamayacağını gösterir. Ama daha 15-16 günlük bu sürede eğer İnce'ye yönelik destek daha da azalır ise bu takdirde birinci turda Kemal Bey ipi göğüsleyebilir.

Muharrem İnce'nin adaylığı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Parlamentodaki sayısal dağılım açısından bakıldığında da orada da bir belirsizlik var. İster Cumhur İttifakı, ister Millet İttifakı parlamentoda çoğunluğu elde etsin muhtemelen bu çoğunluğun 301-310 milletvekili bandında olacağını, çoğunluğu elinde tutacak parti için öngörülüyor. Şimdi yapılan değerlendirmelere göre, Memleket oyunun yüzde 7 baraj altında bir miktar kalması halinde yani yüzde 5, yüzde 6 gibi bir oranda kalırsa bunun Millet İttifakı için avantaj olacağı, çünkü yüzde 6 civarındaki bir oyu hem Cumhur İttifakı partilerinden hem de Millet İttifakı partilerinden alması gerekiyor. Sadece CHP'den oy alarak oy oranına, o oy oranına gelmiyor. AKP'den de alması gerekiyor çok az MHP'den de dolayısıyla 7'nin altında beş, altı, altı buçuk, bandında bir oy Millet İttifakı lehine olur. Millet İttifakı'nın hem adayı lehine hem de Millet İttifakı'nın partileri lehine. Şöyle 3'te falan takılır ise bu takdirde bunun Cumhur İttifakı lehine olacağı söyleniyor. Çünkü bunun anlamı CHP seçmeninin kendi partisine geri döneceği ve büyük ölçüde İnce'ye gelecek desteğin AKP seçmeninden olabileceği önemli ölçüde iddia ediliyor. Burada tabii barajı geçerse, bu kez Cumhur İttifakı ya da Millet İttifakı'nın herhangi birisinin parlamentoda çoğunluğu elde etmesi çok zorlaşıyor kaçınılmaz bir biçimde çünkü barajı geçerse 20 civarında milletvekilliği elde edileceği söyleniyor. Memleket Partisi'nin bu durumda hem Cumhur İttifakı'nın milletvekili sayısını azaltıyor hem Millet İttifakı'nın burada tabii bu seçimin kaderini çok büyük ölçüde genç seçmen ilk kez oy kullanacak seçmenlerin tayin edeceği söyleniyor ki 5,5 milyon civarında bir genç seçmen var. Genç seçmenin tercihinde Memleket Partisi Sayın İnce birinci olmamakla birlikte potansiyel olarak CHP'ye ve Kemal Bey'e yönelme olasılığı daha fazla olan seçmeni absorbe edebiliyor ince ve memleket partisi ama sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla bu gençler yavaş yavaş İnce'ye Memleket Partisi'ne verilecek oyların, oyları böleceği düşüncesiyle yavaş yavaş CHP'ye doğru yönelmeye başladıklarını,  Kemal Bey'e doğru yönelmeye başladıklarını ifade ediyorlar. Bu yüzden ama her koşulda şu iki artı çok önemli.

Muharrem İnce'nin programa çıkmış olması, programdaki tavrın bir etkisi olmuş olabileceğini söyleyebilir miyiz?

İnce ilk kez oy kullanacak genç seçmenler için, kendileriyle aynı zamanda yaş değil belki ama ruh olarak özdeşleştirecek bir lider arıyor seçmen. Ruh özdeşliği yakalamış idi İnce, o genç seçmenle. Fakat bu ruh özdeşliğini özellikle çıkmış olduğu bazı yayınlarda mesela orada bir genç kızımızın bir ifadesi vardı,' Biz bize rest çeken bu sert politik dilden bıktığımız için bir anlamda arayış içindeyiz'. İnce  o arayışa karşılık geliyordu ama özellikle bu izleyicilerle girmiş olduğu sert diyalog ya da birebir çıktığı haber programlarındaki zaman zaman sert söylemi yani içimizden biri olma yerini o da onlardan birine bırakmaya bıraktı. Böyle bir bağ zayıflama aşamasına geldi. Oy kaybının en temel nedenlerinden bir tanesi bu diye düşünüyorum ben.

İzmir'deki tabloyu nasıl görüyorsunuz? Önceki dönemlerde de CHP İzmir'in kalesiydi, bu dönem bir farklılık olacak mı? Millet İttifakı olarak girdiği ilk seçim, ne gibi bir artı, eksi görebiliriz?

Matematiksel olarak bakıldığında Millet İttifakı içindeki diğer partilerin Millet İttifakı'na oy gücü anlamında çok fazla katkısı olmayacak. Yani artı bir milletvekili elde etmesinde bile Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir katkısı olmayacağını düşünüyorum ben. Ama mesele sadece matematiksel olarak çizgisine varmak değil aynı zamanda yani Türkiye'de geçmişte çatışan gelenekleri bir şekilde uzlaşı temelinde yan yana getirmek, işte bu Kemal Bey'in aslında Millet İttifakı'ndan en temel beklentisiydi. Saadet Partisi'ne bakalım, işte Milli Nizam geleneğinden Milli Görüş, Refah Partisi mukaddesatçı, muhafazakar bir kökten geliyor ve Cumhuriyet Halk Partisi ile aralarında her zaman bir mesafe vardı. Refah Partisi mukaddesatçı muhafazakar bir kökten geliyor ve Cumhuriyet Halk Partisi'yle her zaman aralarında bir mesafe vardı. Ecevit'le Erbakan'ın koalisyonunda bu kırıldı. 70'lerde de kırılmış idi. Bugün tamamen kırılmış görünüyor. Bu anlamda Deva'da muhafazakar bir gelenekten Babacan, Davutoğlu, Gelecek Partisi bu muhafazakar geleneği daha böyle modernist bir siyasal hareketin temsilcisi partiyle yan yana getirme anlamında, Millet İttifakı'nın üreteceği bir şey var sinerji var. Ama  matematiksel olarak değil uzlaşı adına bir arada yaşayabilme adına değerli buluyorum ben. Oy olarak etkisini oy olarak etkisi olacağını düşünmüyorum. En  azından bu seçimde ama cumhurbaşkanlığı seçimini Millet İttifakı alır,parlamentoda çoğunluğu elde eder ise o takdirde Deva'nın da Geleceğin de Adalet ve Kalkınma Partisi'nden çekebilecek seçmenin birinci adres olacağını düşünüyorum Türkiye siyasetinde. Bu  İzmir'de de karşılığını bulur. Bu seçim için onu beklemek kolay değil ama politik, psikolojik, pozitif etki sinerjinin önemli olduğunu düşünüyorum. 14 Mayıs'ta İzmir'de dengelerin değişeceğini düşünmüyorum. Bir sınırlı değişim olursa bu sınırlı değişiminden en fazla yararlanacak ittifak Millet İttifakı ve partide Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Kimi aday listelerindeki eleştirilere rağmen çünkü bu seçim seçmenin listedeki isimlere bakacağı bir seçim olmayacak. Listede o ittifak adına bakacak ve partilerin amblemlerine bakarak oy kullanacak çok fazla değişim olmayacak ama ben bu seçimde Millet İttifakı'nın toplamının 2018 ve 2019 yerel seçimleri İlçe Belediye Meclis Üyeliği toplam oylarıyla karşılaştırıldığında hem CHP oylarının hem de Millet İttifakı oylarının artacağını gösteriyorum. Bu durum milletvekili sayısına artı bir şeklinde yansıyabilir. Burada da tayin edici faktör bir Memleket Partisi iki TİP.  Buradan TİP'i milletvekili çıkaracağı anlamı ulaşmıyorum ama TİP'in CHP'den alacağı her oy Cumhuriyet Halk Partisi'nin o artı bir ya da artı iki olabilir mi? Seçmenin sandıktaki ruh haliyle ilgili olan bir durum. Böyle bir tablo ortaya çıkabilir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sağlık nedenleri sebebiyle mitinglerini erteledi. İzmir içinde bu durum sizce söz konusu olur mu? Olursa sahada bunun oy sayısına etkisi nasıl olur?

Sayın Erdoğan'a geçmiş olsun diyoruz. Ankara'da ve İstanbul'da büyük kent, İzmir'de büyük kent. İstanbul ve Ankara'ya kıyasla,İzmir'de seçmen tercihlerinin son derece ideolojik olduğunu biliyoruz. Bu ideolojinin referansı da bir CHP geleneğine olan bağlılık var, Atatürkçülük var, Laiklik var,modernlik var,yaşam tarzı var. Dolayısıyla bu faktörler İzmir seçmeninin özellikle CHP de konsolide olmasında çok önemli bir etken. AKP örneğinde bakıldığında AKP de şunu yaptı İzmir'de yani 2002'den itibaren kademeli olarak klasik muhafazakar seçmen ki oy oranı 7-8 civarındaydı. Bunu özellikle geçmişte ANAP'a oy vermiş ılımlı milliyetçi muhafazakar seçmeni de bu sosyolojisine eklemleyerek ya da ekleyerek büyüdü AKP. Özellikle iktidar olmanın avantajları iktidar olmanın avantajları ,bir takım sosyal yardım politikaları AKP'nin de yüzde 25 üzerinde bir seçmene ulaşması ve bu seçmeni kontrol etmesini Konsolde etmesine imkan tanıdı,İzmir örneğinde. Ne zamana kadar? Ekonomik krize kadar. Ekonomik kriz AKP'nin yüzde 25 ve üzeri hatta işte 32-33'e kadar seçimden seçime bu oy gücü değişiyordu. Bu ekonomik kriz konsolide etmede, başarılı olduğu bu merkez sağ gelenekten gelen seçmenin bir kısmının partiden çekilmesine yol açabilir. Böyle bir durum gerçekleşirse AKP bir miktar oy kaybı yaşayabilir. Bunun birinci nedeni herhangi bir ideolojik, herhangi bir siyasal değer referansları değil sadece ve sadece ekonomik krizlerin nedeniyle olacağını düşünüyorum. Mitingler İzmir'de çok fazla etki yapmıyor. İstanbul'da yapan, Ankara'da yapar ama İzmir'in kararsız seçmeni dahi aslında zihninde bir parti eğilimi var onu netleştiremeyen bir seçmen. Dolayısıyla bu mitinglerle değil, partinin performansı, partiye ilişkin gidip gelen negatif, pozitif algıyla ilgili olan bir şey. İzmir'de bu mitinglerin matematiksel etkisi olmaz ama itibar etkisi olur. Yani itibar etkisi hangi anlamda? O meydan ne kadar doldurulursa ne yapıyor? Parti yerel teşkilatları İzmir'de patron biziz, güç bizde mesajını veriyorlar.

Millet İttifakı'nın seçimi kazanması durumunda ittifak arasında kaos çıkmasını bekliyor musunuz?

Millet İttifakı'nın bileşenleri bir buçuk yıldan beri çalışıyorlar. Güçlendirilmiş parlamenter sistem raporuyla başladılar ,ardından anayasa değişikliği, geçiş süreci yol bu iş birliği Türkiye'nin mevcut rekabetçi, otoriter sistemini demokratikleştirme, Türkiye'de bozulan gelir dağılımı adaletsizliğini düzeltme aynı zamanda gelirin satın alma gücünü arttırmak , Türk devletini yeniden inşa etme, sadakat yerine liyakati ham bürokrasisine hakim kılma, yargıyı bağımsız hale getirme…  Bu iddialar üzerine bu iş birliği devam etti ve somut bir takım metinlere, protokollere, raporlara yansıdı. Çağdaş  devlet hukukla işler, bir anayasası vardır, bir yasası vardır. Bir koalisyon şeklinde işliyorsa iktidar bunun birtakım protokolleri vardır. Millet İttifakı iktidara gelmeleri halinde neyi nasıl yapacaklarına ilişkin topluma bir söz verdiler. Bu  söz ortada durur iken iktidar olmaları durumunda bürokraside liyakatin yerine partizanlığı bugün olduğu gibi hakim kılma, kamu kaynaklarını bir şekilde taraftarlara dağıtma temelli bir süreç işletmezler. 21 yıldır bunun Türkiye siyasetine, demokrasine, ekonomisine ne gibi zararlara yol açtığını en başta kendileri deneyimleydi, yaşadı. Biz yaşadık ki bunun için zaten Millet İttifakı adı altında bir araya geldiler. Tabandan,  yerel teşkilatlardan, bu kaynak tahsisi, bürokraside bir şekilde istihdam edilme temelli talepler olacaktır. Burada temel kriter liyakat olduğu takdirde bunun herhangi bir Problemi de yoktu. Ama liyakat yerine tamamen sadakati öne alıp kaynakta aslında parti referansını öne çıkarırlarsa o takdirde seçmen affetmez öyle bir riski göze almaları pek kolay değil.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimi kaybetmesi durumunda ittifak bozulur mu?

Burada bir ittifak dediğimiz şey Millet İttifakı örneğinde güçleri matematiksel fayda elde etmek için birleştirme ve bu güç birleştirmesinin de birtakım sağlam vizyonuna oturtma yani bu vizyonda işte güçlendirilmiş parlamenter sistem demokratikleşme, insan hakları hukuk devletine, ekonominin yeniden yapılandırılmasına kadar büyüyor. Şimdi parlamentoda çoğunluğu elde edemez. Kemal Bey seçilemezse bu partiler ayrı tüzel kişiliği olan partiler. Her parti kendi içinde başaramamanın nedenlerini sorgulayacaktır  ve bu sorgulama neticesinde kendi yol haritalarını çizecekler. Kalkıp  bunu başaramadık,  bunun sorumlusu sizsiniz, dolayısıyla siz olmasaydınız biz başarırdık böyle bir tartışmaya gireceklerini düşünmüyorum. Çünkü istisnasız bütün Millet İttifakı bileşiğini partiler Genel Başkanları bu konuda başarmak için olağanüstü bir çaba sarf ediyorlar.

tanju tosun 14 mayıs izmir chp ak parti kemal kılıçdaroğlu millet ittifakı cumhur ittifakı