Siyaset Bilimci Gülgün E. Tosun'dan yerel seçimler analizi!

TAKİP ET

Yerel seçimlere yaklaşırken CHP'nin kalesi İzmir'de partiyi ne bekliyor sorusunun yanıtını Siyaset Bilimci Prof. Dr. Gülgün Erdoğan Tosun verdi. Tosun, sandığa gitmeme eğiliminde olan seçmenin CHP'nin oylarında düşüşe sebep olabileceğine dikkat çekerken, Kılıçdaroğlu'nun Soyer'in adaylığı konusunda da arkasında durduğunu gösterdiğini belirtti.

Aylin BAYRAM UYĞUR/ İZMİR GÜNDEMİ- Türkiye’de siyasi partiler 14 Mayıs-28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra 31 Mart 2024’te gerçekleştirilecek yerel seçimlerine hazırlanıyor. Yerel seçim öncesi ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi, Ekim ayında kongre maratonunu bitirirken de önümüzdeki Kasım ayı gerçekleşecek olan kurultay için geri sayıma başladı. Kurultay sonrası siyasi haritanın çıkarılması bekleniyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nde Genel Başkan seçimi  4-5 Kasım olacak. 

Kurultay süreci, adaylıklar, İzmir’deki siyasi dengeler üzerine gazetemize konuşan Siyaset Bilimci Prof. Dr. Gülgün Erdoğan Tosun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve aday olan Özgür Özel’in kazanması ihtimalinin seçmenler açısından önemini tartıştı. 

KILIÇDAROĞLU'NDAN SOYER'E DESTEK Mİ VAR?

Türkiye yerel seçimlere doğru giderken CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’deki adayımız Tunç Soyer’dir dediği iddialarına yanıt veren Siyaset Bilimci Prof. Dr. Gülgün Erdoğan Tosun , “Eğer adaylık için ortaya Tunç başkanın ismi atıldıysa bu mevcut genel başkanın zaten kendisinin listeye koyduğu adayının arkasında olduğunu gösteriyor. Mevcut başkanın da seçildiğinden bu yana çalışmalarını beğendiğini gösteriyor. Bunun ötesinde spekülasyon yapmaya gerek yok çünkü önümüzde bir kurultay süreci var. Kurultaydan sonra oluşacak yeni parti meclisi nasıl kararlar alacak seçim sath-ı mailine girince göreceğiz” dedi. 

Şu ana kadar CHP Genel Merkezi’nden ya da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, gazetecilerin sorusu üzerine İstanbul ve Ankara adaylarına dair bir açıklama gelmişti. Sonra bu soru kendisine sorulduğunda ‘Gazeteciler sordu, ayaküstü bir cevaptı’ diyerek de sanki cevabı da birazcık geçiştirir bir karşı cevapla yanıt vermişti. Tunç Soyer ortaya atıldığı ve adayımız İzmir’de Tunç Soyer’dir söylemi bu kapalı bir toplantıda ortaya atılan bu fikir elbetteki ortama, ortamda nasıl gündeme geldiğine göre şekillenmiş olabilir. Elbetteki ana muhalefet partisi olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin mevcut başkanlarıyla seçime gitmesi yönünde eğilim içinde olacağı nedenlerini tahmin etmek zor olmayacaktır. Yerel seçimlere 5 aydan fazla bir zaman var. Belediye başkanlarının çalışma şevklerinin kırılmaması adına hiçbir zaman bir parti genel başkanı ‘hayır o aday olamaz, bir başkasıdır’ şeklinde bir açıklama yapması siyaseten de mümkün değil, moral ve ahlaki olarak da mümkün değil aslında. Henüz seçim sath-ı mailine girmedik. Ayrıca bir başka nokta daha var. Önümüzde kurultay süreci var ve bu kurultay sürecinde de biz biliyoruz ki medyaya yansıyan sayılardan biliyoruz ki Kılıçdaroğlu taraftarıyla, değişimciler arasındaki kurultaydaki oy dengesi de biraz kararsız görünümlü. Kurultay konusunda bile bir netlik yokken kurultaydan sonra oluşacak parti meclisinin karar vereceği  adaylar konusunda da Genel Başkan’ın ağzından bir söz, bir isim duymaya çalışmak da mantıklı gelmiyor. 

Şu an hangi belediye de hangi başkan görevli ise onların isminin telaffuz edilmesi doğaldır, etiktir diye düşünüyorum.  Süreci böyle değerlendirmek lazım. Eğer adaylık için ortaya Tunç başkanın ismi atıldıysa bu mevcut genel başkanın zaten kendisinin listeye koyduğu adayının arkasında olduğunu gösteriyor. Mevcut başkanın da seçildiğinden bu yana çalışmalarını beğendiğini gösteriyor. Bunun ötesinde spekülasyon yapmaya gerek yok çünkü önümüzde bir kurultay süreci var. Kurultaydan sonra oluşacak yeni parti meclisi nasıl kararlar alacak seçim sath-ı mailine girince göreceğiz” dedi. 

“PARTİLER ARASI İŞBİRLİKLERİ DE DEĞİŞECEKTİR”

CHP Genel Merkez’de gerçekleştirilecek kurultayda Genel başkanlığa adaylığını koyan Özgür Özel’in kazanması ihtimalinde sadece adayların değil yerel seçimlerde partiler arası işbirliklerinin de değişebileceğini dile getiren Prof. Dr. Gülgün E. Tosun, “CHP kurumsallaşmış bir siyasi partidir. Bugüne kadar seçim, aday belirleme süreçlerini kendi kurumsal yapısı içinde devam ettire gelmiş bir partidir. Kurultay sonrasında Özgür Özel ve değişimciler ağırlığı alırsa, delegelerinin oyunun büyük çoğunluğunu alırsa partide bir genel başkan değişimi de yaşanırsa bu sadece CHP’li adayları değil, benim tahminimce yerel seçimlere yönelik partiler arası işbirliklerini ihtimallerini de değiştirecektir. Çünkü biz bu yönde benzeri bir olasılığı sayın Meral Akşener’in de telaffuz ettiğini duyduk. Belki CHP’de bir genel başkan değişimi yaşanırsa işbirlikleri ile ilgili tekrar müzakere masalarının kurulabileceği yönünde bir öngörüsü ya da olasılığı ortaya koymuştu. Sadece CHP içindeki adaylarla  ilgili değil bütün 2019 yerel seçimlerinde muhalefet partilerinin sahip olduğu belediye başkanlıkları düzeyinde  bir etki yaratacak bir değişimi de belki gözlemleyebiliriz. Bundan İzmir’de bağışık olmayacaktır, Ankara’da, İstanbul’da, Eskişehir’de dahil illerde demek gerekiyor.”

 

İZMİR’DE CHP OYLARINDA DÜŞÜŞ OLABİLİR

CHP’de lider değişimi olmamasının seçmenlerin sandığa gitmemesine neden olabileceği ihtimali yaratacağını dile getiren Siyaset Bilimci Gülgün E. Tosun, “Yerel seçimlerde belediye başkanlarının performansları partinin geneli, üst düzeyi, genel başkanı, ideolojisi gibi bazı faktörlerden daha çok etkili olabilir. İzmir örneğinde Kılıçdaroğlu’nun kazanması halinde, seçmenin bir kısmı eğer 14 Mayıs ve 28 Mayıs sonrasında kendisini Özgür Özel’in ve Ekrem İmamoğlu’nun ifade ettiği duygusal kopuş içinde hisseden bir seçmen varsa, bir kısmı sandığa gitmeme eğiliminde olabilir. Ama sandığa gitmeme eğilimi, biliyorsunuz o zaman geçerli oyların dağılımı dikkate alınacağından İzmir örneğinde CHP oylarında bir miktar düşüşe yol açabilir. Türkiye genelinde de düşünürsek 28 mayıs sonrasında partilerin genel oy oranlarına bakmak lazım o günden bu güne bir değişim olduysa mutlaka  yerel seçimde de etkileyecektir. Bunun önüne geçebilecek tek faktör aday belirleme süreçlerinde halka sorma, halkın talep ve beklentilerini dikkate alma yönünde partilerin göstereceği performans olacaktır. Eğer partiler aday belirleme süreçlerinde halkın taleplerini dikkate almazlarsa, o zaman bu aday belirleme süreçleri onlar açısından başarısızlıkla sonuçlanabilir. Bunun seçmenlerdeki karşılığını da adaylara oy vermeme yönünde görebiliriz. CHP açısından lider değişiminin olmaması ülke genelinde de bazı seçmenlerin sandığa gitmemesine neden olabilir. Siyasete yabancılaşma, siyasetten uzaklaşma 14 ve 28 Mayıs seçmeninin genel olarak yaşadığı bir durumdu bu. Bir de yaşadığımız uluslararası koşulları da göz önüne aldığımızda, ekonomik koşullarımızı da göz önüne aldığımızda, halk bazen yerel siyasete de yabancılaşma içinde olabilir, bu beklenir bir durum”dedi.

KILIÇDAROĞLU SÜRECİ İYİ YÖNETEMEDİ

Cumhurbaşkanlığı seçiminden bugüne Kılıçdaroğlu’nun halkla iletişimini değerlendiren Prof. Dr. Tosun, “İşbirliği arayışlarının 28 Mayıs’ta istediği sonucu getirmemesi sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nda da şok etkisi yaratmış olmalı ki uzunca bir sessizlik oldu. Arkasından iletişim sürecinin iyi yönetilemediğini bir siyasal iletişimci yönümle söyleyebilirim. Çünkü iktidarın en fazla eleştirilen yanı hesap verme yönünün eksik olmasıydı. Muhalefet seçimden sonra ortak bir açıklama yapacağını söyledi ama o ortak açıklama hiç gelmedi. Seçmenin burada büyük bir beklentisi vardı. Kılıçdaroğlu halkla iletişimi açısından, evinin mutfağında bir video çekebilirdi veya CHP Genel Merkezi’ndeki ofisi olurdu. Burada seçmenine karşı içini dökebileceği ve kendisinin başarılı olduğu, başarısız olduğu noktaları samimiyetle vurgulayabileceği bir video olabilirdi. Bu olmadı. Bir sürü televizyon kanalı var, gazetecilerin sorularına cevap vermek yerine ‘ben bana oy veren halkıma, seçmenime seslenmek istiyorum’ diyebilirdi. Bu yapılmadı ve bunun yerine seçimden sonra çıktığı açık oturumda sorulara verilen yanıtlar da iyi hazırlanmamış, iyi düşünülmemiş bir noktada gerçeklikle de bağını koparmış bir görüntü verdi ne yazık ki. Bu seçmendeki beklentinin tamamen dibe düşmesi, azalması, yabancılaşma düzeyinin artması gibi bir sonuç doğurdu. Yine kendisinin, partinin halka iletişiminde belirlediği stratejinin de çok doğru olmadığını düşünüyorum. Bu strateji halkı dikkate alan, taleplerini ve beklentisini dikkate alan tarzda, içerikte belirlenmiş olmalıydı. Burada çok önemli stratejik hatalar yapıldı diyebilirim”dedi.

“YEREL SEÇİMLERİ OLUMSUZ ETKİLEBİLİR”

Muhalefetin seçimin ardından oluşturduğu tablonun yerel seçimlere etkilerinin olumsuz olabileceğini söyleyen Tosun, “Ortada bir tablo var mı ona bakmak lazım. Seçim gecesi biz kendi partilerimizde sonuçları değerlendirip halkın karşısına çıkıcağız denilip halkın karşına topluca çıkılmadı. Arkasından hemen 6’lı masayı oluşturan partilerin birbirilerini suçlayıcı tarzda yaptığı açıklamalar yapıldı. Tekrar birlikte olma gücünü 28 Mayıs’tan bu güne sergileyemediği için o paralize olmuş görüntüyü toparlayamadıkları için de şu an halkın gözünde blok bir muhalefet algısı ne yazık ki yok. Oysa popülist yönetimlerin karşısında muhalefetin en güçlü olduğu nokta birlik kurabilme becerisi. Kutuplaşmış bir toplumdayız, bu kutuplaşma karşısından, kutbun bir tarafındaki partiler ne olursa olsun birbirinden ayrılmamaya çalışan partiler görüntüsü varken bu tarafta seçim sonrasında dağılmış ve bir daha da bir araya gelememiş partiler görüntüsünün olması muhalefetin elini zayıflatmakta ve bu da kuşkusuz önümüzdeki yerel seçimleri olumsuz etkileyecek önemli bir faktör olarak karşımızda durmakta. Çünkü bu muhalefetin elini zayıflatır ve seçmen tercihleri açısından da düşündüğümüzde seçmenin güçlü olanın yanında yer alma eğilimini belki de arttırabilir. Bu bir tehlike, muhalefet partilerinin zayıflama tehlikesini görüp hep birlikte yeniden işbirliği koşullarını araştırmaları gerekir. Yerel seçim olduğu için bölgesel ve yerele dönük işbirliği arayışları olacaktır. “


 

tunç soyer gülgün erdoğan tosun kemal kılıçdaroğlu yerel seçim chp chp izmir oy kararsız seçmen özgür özel