Yaşı 50'nin altında olan ve horlayanlara kötü haber

TAKİP ET

Amsterdam'da gerçekleşen Avrupa Kardiyoloji Derneği Kongresi'nde 50 yaşın altında horlayan insanlarla ilgili kötü haber geldi.

Yaşı 50'nin altında olan ve horlayanlara kötü haber geldi. Profesör Sanjiv Narayan'den o kişilere uyarı geldi.

KALP RİTİM BOZUKLUĞU GELİŞTİRME OLASILIĞI 5 KAT DAHA FAZLA

Doktorlar, 50 yaşın altındaki yetişkinlerde horlamanın "tehlike işareti" olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Çalışma, horlayan genç yetişkinlerin orta yaşa geldiğinde felç geçirme olasılıklarının yüzde 60, kalp ritim bozukluğu geliştirme olasılıklarınınsa 5 kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.

Araştırmacılar bulgularını Amsterdam'da gerçekleşen Avrupa Kardiyoloji Derneği Kongresi'nde sundu.

Araştırmacılar, 20 ile 50 yaş arasındaki 766 bin Amerika'lı yetişkinin verilerini inceledi. Bunlar arasında uyku esnasında normal solunumun kesintiye uğramasına yol açan bir rahatsızlık olan tıkayıcı uyku apnesinden mustarip 7 bin 500 yetişkin yer aldı. Bu rahatsızlık yüksek sesli horlamaya ve hastaların nefes almakta zorlanarak uyanması nedeniyle uykularının bölünmesine yol açabiliyor.

FELÇ GEÇİRME OLASILIĞI YÜZDE 60 DAHA FAZLA

10 yıllık bir takip süresini kapsayan çalışma uyku apnesi olan hastaların, o kadar sık horlamayanlara göre felç geçirme ihtimalinin yüzde 60 daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Bu grubun, kalbin düzensiz ve genellikle anormal derecede hızlı atmasına yol açan bir kalp rahatsızlığı olan atriyal fibrilasyon geliştirmeye de 5 kat daha yatkın olduğu tespit edildi. Atriyal fibrilasyonun belirtileri arasında kalp çarpıntısı, baş dönmesi ve nefes darlığı yer alıyor.

Stanford Üniversitesi'nden makalenin baş yazarı Profesör Sanjiv Narayan şöyle dedi: Uyku apnesi gerçekten yaygın olsa da önemsiz olduğunu ya da sadece biraz sıkıntı verdiğini düşündüğümüz için bunu görmezden geliyoruz. Şimdiye kadar hiç kimse kalp hastalıkları açısından riskin boyutunu gerçekten ortaya koymamıştı. Bizi asıl şaşırtan da buydu. Profesör çalışmanın, risk altında olduğunu bilmeyebilecek "nispeten genç kişilere" odaklandığını da sözlerine ekledi. Bu kişilerin felç geçirmesi, genç aileleri perişan eder. Bu durum onları iş ortamlarından koparabilir. Felç kalmaları, hayatlarını sonraki 40 yılını mahveder.

Araştırmacılar, pratisyen hekimlerin hastalarına düzenli olarak horlayıp horlamadıklarını sormasını ve bunun, daha çok teste ve ilaca ihtiyaç duyduklarını gösterebilecek bir kalp sağlığına dair "tehlike işareti" olup olmadığının üstünde durmasını öneriyor.

Amsterdam Avrupa Kardiyoloji Derneği Profesör Sanjiv Narayan