YAZI DİZİSİ- İzmir'de barınma sorunu çığ gibi büyüyor -1

TAKİP ET

Üniversiteliler için kayıt dönemi başladı. İzmir'de barınma sorunu ise gittikçe derinleşiyor. İktidarın 'ek ranza' çözümüne tepki gösteren Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şubesi Başkanı Ümit Akıncı, 'Bakanlığın 'ek ranza çözümü', iktidarın geçen yıldan beri barınma sorununa dair hemen hemen hiçbir şey yapmadığının itirafıdır aslında. Kapasite ve nitelik acilen artırılmalıdır' açıklamasını yaptı.

Aylin UYĞUR/ İZMİR GÜNDEMİ- 2022 yılı üniversite yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından 22 Ağustos’ta başlayan kayıt süreçleri 26 Ağustos’a kadar devam edecek. Bu süreç dâhilinde kayıt aşamalarını tamamlayan öğrencileri ise büyük bir engel bekliyor: Barınma sorunu…

Öğrencilerin büyük bir kısmı üniversiteyi şehir dışında okumak için harekete geçti fakat KYK yurtlarının yetersizliği bir kez daha barınma problemini de beraberinde getirdi. Son dönemde artan konut ve yurt fiyatları nedeniyle öğrenciler endişeli. Bugün ki yazı dizimizde İzmir'de yaşanan barınma sorununu Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şubesi Başkanı Ümit Akıncı ile birlikte ele aldık.

“HENÜZ DOĞRU BİR YOL ALINMIŞ DEĞİL”

Ekonomideki kötü gidişat ve artan derin yoksulluk yeni bir yaşama atılacak üniversite öğrencilierini belini büktü. Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şubesi Başkanı Ümit Akıncı da konuyla ilgili devletin bedelsiz olarak nitelikli barınma sorununa acilen kalıcı bir çözüm üretmesi gerektiğinin altını çizdi.

Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şubesi Başkanı Ümit Akıncı, “Barınma kavramı sadece öğrencilerin gece uyumasına indirgenmiş durumda. Yurtlarda ders çalışabilmenin, sosyal aktiviteleri gerçekleştirebilmenin olanakları maalesef uzunca bir süredir yok. Hal böyle olunca öğrenciler özel yurtlar ya da ev kiralama gibi çözümler üretmeye çalışıyor. Bunların da çözüm olmadığını, gerek özel yurt bedellerinin gerekse kira bedellerinin özellikle son zamanlarda korkunç bir şekilde arttığını görüyoruz. Bu noktada devlet bir an önce yurtların kapasitesini ve niteliğini artırılmalı. Her ile iki üç bina dikip, etrafını çevirip girişine “üniversite” tabelası asmakla yazık ki üniversite yapılmış olunmuyor. Bu çözüm yöntemine göre sorun gün geçtikçe daha da içinden çıkılamaz hale geliyor. Aslında buradaki temel nokta -yıllardır söylediğimiz gibi- üniversite öğrencilerine yönelik barınma hizmetinin kamusal bir hizmet olduğu, dolayısıyla devlet eliyle bedelsiz olarak sunulması gerektiği. Tıpkı öğrencilere sunulan beslenme ve kütüphane hizmeti gibi. Ancak görüyoruz ki kamusal kaynaklardan bedelsiz olarak sunulması gereken bu hizmetler uzunca bir süre öncesinden beri üniversiteler için “gelir getirici” faaliyet haline gelmiş durumda. Bunu barınma hizmeti için öğrencilerden talep edilen bedellerden görebiliyoruz. Yazık ki yıllardır gerek barınma kapasitesi gerekse niteliği açısından olumluya doğru bir yol alınmış değil. Yurtlardaki koşullar gün geçtikçe daha da kötüye doğru gidiyor. Öğrencilerin bu koşullar altında devlet yurtlarında barınabilmesi mümkün değil” dedi.

 

“EK RANZA ÇÖZÜMÜ BİR İTİRAFTIR”

Geçen yıldan bu yana iktidarın barınma sorununa yönelik olarak üretmiş olduğu ek ranza çözümünün mevcut sorunları daha da derinleştirebileceğini belirten Akıncı “Bakanlığın “ek ranza çözümü”, iktidarın geçen yıldan beri barınma sorununa dair hemen hemen hiçbir şey yapmadığının itirafıdır aslında.  Kapasite ve nitelik acilen artırılmalıdır. Ancak kapasite artırımından anlaşılması gereken, alt yapıyı geliştirmeden, yatak sayısını artırmak, masa sandalye sayısını artırmak değildir. Bu nedenle, “ek ranza” fikri çözüm olmaktan çok sorunun daha da derinleşmesi anlamına gelmektedir. Öğrencilerin dinlenebileceği, derslerini çalışabileceği, beslenme ihtiyaçlarını nitelikli bir şekilde karşılayabileceği, üniversite yaşamının gerektirdiği sosyal aktivitelerini gerçekleştirebileceği olanaklar zaman kaybetmeksizin yaratılmalıdır.”dedi