Uzman isimden olası depreme karşı uyarı

TAKİP ET

OLASI büyük depremlere karşı hem vatandaşların hem de sağlık çalışanlarının deprem konusunda eğitilmesi gerektiğini söyleyen İEÜ Medical Park Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Cem Ertan, afet ölümlerinin yüzde 65'inin depremle ilişkili olduğunu söyledi.

Yunanistan'ın Sisam Adası açıklarında 30 Ekim'de meydana gelen deprem, Türkiye ve Yunanistan'da toplam 119 kişinin ölümüne ve 1053 kişinin ise yaralanmasına neden olmuştu. İEÜ Medical Park Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Cem Ertan, Türkiye'de yılda en az bir kez 5 ya da 6 büyüklüğünde deprem olduğunu belirterek tüm afet ölümlerinin yüzde 65'inin depremle ilişkili olduğunu söyledi. Deprem sonrasında ve öncesinde yapılması gerekenlerin çok iyi planlanması gerektiğinin altını çizen Ertan, "Depremle ilgili en kötü durum depremi önceden bilmek, tahmin etmek veya önlemek ne yazık ki mümkün değil. Diğer afetlerden biraz daha farklı kılıyor bu yüzden. Öyleyse ne yapacağız? Bireysel, kurumsal, il, ülke bazında planlama yapmamız gerekiyor. Bireysel olarak neler yapabiliriz? Deprem çantası hazırlayabiliriz. Bu deprem çantası içeriğini internette pek çok fazla sitede bulabilirsiniz. AFAD'ın sitesi bunların başında geliyor. Bunun içinde sağlık malzemeleri, su, gıda gibi şeyler saklamak gerekiyor. Kurumsal ve devlet açısından da sürekli sürdürülebilir kaynakların saklandığı, depreme karşı korunaklı alanlar ve deprem toplanma alanları planlamak gerekiyor" dedi.


'İLK 3 SAAT HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR'
Depremden en az hasarla kurtulmanın eğitimle olabileceğini söyleyen Ertan; "Sağlık personelinin çok ciddi şekilde deprem farkındalığının artırılması gerekiyor ve personelin afette neler yapacağı konusunda eğitilmesi gerekiyor. Hepimizin tahmin edeceği gibi çöken binaların, beton yığınlarının altında kalan yaralılar ezilmelerle ve kırılmalarla karşılaşıyor. Bunların bir kısmı anında öldürücü şeyler olabildiği gibi bir kısmı ise hafif yaralanmalar olabiliyor. Örneğin basit kırıklar, basit ezikler gibi. Depremden sonraki ilk 14 günlük süreç kurtarılabilir yaralanmalar olarak kabul ediliyor. Diğer taraftan baktığımızda en sık ölüm ilk 3 saatte. İlk 3 saatte hayatta kalmış olan deprem mağdurlarının kurtarılması için iki haftaya kadar zamanımız var. Bu bir rahatlık olarak değil ama çabaların 2 haftaya kadar sürdürebileceği anlamına geliyor. Bu kişilerde ezikler, kırıklar bunlara bağlı böbrek yetmezliği, yaralanan organlara bağlığı problemler söz konusu olabiliyor. Bu yaralıların hızlıca acil servise nakledilmesi ve burada tedavilerin düzenlenmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.


'SALGIN HASTALIKLARA DİKKAT'
Deprem sonrasında dışarıda kalan vatandaşların bir takım ihtiyaçlarının olduğunu anlatan Ertan, "En önemlisi bu insanların hijyene ihtiyacı var. Genel hijyen, temizlik, atıkların düzenli bir şekilde değerlendirilmesi, bireysel bakım, kişisel temizliğe ihtiyaç var. Bunun için çok miktarda temiz suyun ve temizlik malzemesinin bölgeye sağlanması gerekiyor. Aksi takdirde salgın hastalıklar deprem bölgelerinde ortaya çıkabiliyor. Peki, ne gibi sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyuluyor? Deprem bittikten sonra gündelik hangi sağlık hizmetine ihtiyaç varsa ona ihtiyaç duyuluyor. Üst solunum yolu enfeksiyonları, ishaller, diğer sağlık sorunları aynı şekilde devam ediyor. Kronik hastalığı olanlar, yaşlı bireyler, engelli bireyler en çok kırılgan durumdalar toplumda. Bu bireyleri deprem alanından taşımak, uzaklaştırmak ya da deprem sonrasında onlara yönelik sağlık hizmetini planlamak için önden değerlendirme yapılması gerekiyor" açıklamasında bulundu.

 

Tüm bunların hep birlikte değerlendirildiğinde her senaryonun yukarıdan aşağıya doğru planlanması gereken bir silsile halinde olduğunu söyleyen Ertan, "Ülke, bölge, şehir, mahalle bazında planlama yapılması gerekiyor. Her bir sağlık kuruluşu Sağlık Bakanlığı'ndan başlayarak özel hastanelere de aynı sorumluluk düşmek üzere deprem farkındalığını kendi personelinin üzerinde yaymalı ve hem halkı hem de sağlık çalışanlarını bilgilendirerek çalışmalar planlandırılmalı" diye konuştu.

deprem eğitim afet