Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İmamoğlu'nun siyasi bir figür olduğu gerçeğinin yargı kararıyla değiştirilemeyeceğini belirtirken, Babacan'ın Kürt meselesiyle ilgili çıkışlarını da cesur bulduğunu söyledi.Kasım 2016'dan bu yana Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla 2 yıl 7 ay hapis ve siyasi yasak cezasına çarptırılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili konuştu."Yasal açıdan resmen kesinleşmiş karar olmadan kimse siyasi yasaklı olmaz. Dolayısıyla hukuki pencereden bakıldığında Sayın İmamoğlu halen siyasetin resmi aktörüdür ve belediye başkanıdır. Ancak siyasi değerlendirme açısından bakıldığında, kendisinin bir seçenek olup olmadığına Altılı Masa karar verecek.Bu konuda bizim müdahil olmamız siyaseten doğru olmaz" diyen Demirtaş, şöyle devam etti:"Fakat netice itibariyle Sayın İmamoğlu artık bir siyasi figürdür. Bu tür realiteler mahkeme kararlarıyla değiştirilemez. Kendisinin siyasi serüveninin nasıl olacağını ise zaman gösterecektir. Biz parti olarak da kişisel olarak da tüm hukuksuzluklara, adaletsizliklere karşı net bir demokratik tutum sahibi olduğumuz için kendisi şahsında İstanbul’un iradesine yapılan hukuk dışı saldırının karşısında olduk, olmaya devam ederiz."Demirtaş, Medyascope'tan Ferit Aslan'ın sorularına şu yanıtları verdi: - Cumhur İttifakı’nın özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP ve Kürt seçmenden umudunu kestiği görülüyor. Bu kapsamda HDP’ye açılan kapatma davası, hazine yardımına tedbir konulması gibi talepler değerlendirildiğinde iktidar, HDP ile ilgili seçim öncesinde ne yapmak istiyor?Her şeyden önce olağan dışı, normal olmayan, atipik bir seçim süreci yaşadığımızı tespit etmemiz gerekir. Aslında Türkiye tarihinin hiçbir seçimi tam demokratik ve eşitlikçi bir ortamda geçmemiştir. Ancak bu seçim dönemi kadar olağandışı bir süreç de yaşanmamıştır.Önceki seçimlerin tamamında bir tarafta devlet partileri, sistem partileri olurdu; diğer tarafta da sistem dışı muhalefet partileri olurdu ve yine eşitsiz bir yarış olurdu. Ne yazık ki bu seçimde bu durumu da aşan bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bu defa bir tarafta devleti ele geçirmiş, devletleşmiş bir parti ve onun ittifakı varken diğer tarafta bu devlet gücünün orantısız ve sistematik baskısı altında seçime hazırlanan partiler, ittifaklar var.Baskı altında olan partiler arasında en fazla saldırılan ise HDP’dir. Bunun da bir anlamı, bir nedeni var elbette çünkü HDP en direngen güçtür. HDP’nin direnişi tüm muhalefetin ayakta kalmasını, umudu korumasını sağlıyor. HDP dağılsaydı, tasfiye olsaydı veya boyun eğseydi bunun tüm muhalefete olumsuz yansıması olurdu. Dolayısıyla iktidarın HDP’ye yönelimi çok özel ve sistematiktir. Bu yönelimin en önemli nedenlerinden biri de Kürt halkının varlığından, iradi duruşundan duyulan rahatsızlıktır.Yani HDP’ye yönelimin altında sinsi bir ırkçılık, Kürt düşmanlığı da vardır. İktidarın tüm saldırılarına, HDP’nin içine de oynanan bölme ve çatıştırma girişimlerine rağmen HDP büyük bir demokrasi gücü olma, seçimin kaderini belirleme misyonunu kararlılıkla sürdürüyor.İşte HDP’yi kapatma girişiminin altında yatan öfkenin nedeni bunlardır. HDP teslim olsaydı Saray’da HDP’ye özel ofis açılırdı ama HDP direndiği için Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası açıldı. Bu şekilde HDP’yi siyaset dışına itmeyi, kitlesini örgütsüz bırakmayı, öncüden yoksun hale getirmeyi, muhalefeti de HDP kapatma kararı karşısında çelişkiye düşürmeyi hedefliyorlar.Bir diğer amaç da HDP’yi kapatarak şoven milliyetçi oyları geri kazanmaktır. Bu türden hukuk, ahlak ve siyaset dışı hamlelerin yapıldığı bir sürece “seçim süreci” demek eksik veya yetersiz kalır. Seçim demek seçmenlere, eşitçe yarışanlar arasında seçme fırsatı sunmak demektir. Oysa burada seçmene eşitler arasında bir seçim yapma imkânı sunulmuyor. Tam bir adaletsizlik, eşitsizlik, zulüm ve baskı ortamında seçmenin iradesi gasp edilmek isteniyor.Dolayısıyla muhalefet de olağan bir seçim psikolojisiyle sürece hazırlanmak yerine her türlü hileye, baskıya, provokasyona karşı tedbirli, örgütlü, hazırlıklı bir şekilde meseleye yaklaşmalıdır. Tüm muhalefet gücü, toplumsal ve siyasal muhalefet; ortak bir sandık örgütü, sandık güvenliği ve seçim takip programında birleşmeli, hazırlığını bu şekilde yapmalıdır.- Kobani davasına bazı isimlerin de eklenmek istemesi (Meral Danış Beştaş) girişimlerine bakıldığında HDP’ye kapatma davasından nasıl bir karar bekliyorsunuz? Kapatma mı, yoksa siyasi yasak ve Hazine yardımının kesilmesi mi ağırlık basıyor?Doğrusu Anayasa Mahkemesi’ne hangi kararı dayatacaklarını bilemiyoruz. Ama görünen o ki, hangi karar iktidarın çıkarına olacaksa Anayasa Mahkemesi’nden o kararı çıkaracaklar. Tabii biz de karar ne olursa olsun hukuki ve siyasi çerçevede mücadeleye devam edeceğiz.
Gündem
05 Ocak 2023 - 11:58
Demirtaş: İmamoğlu siyasi figürdür, bu realite mahkeme kararıyla değiştirilemez
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İmamoğlu'nun siyasi bir figür olduğu gerçeğinin yargı kararıyla değiştirilemeyeceğini belirtirken, Babacan'ın Kürt meselesiyle ilgili çıkışlarını da cesur bulduğunu söyledi.
Gündem
05 Ocak 2023 - 11:58
İlginizi Çekebilir