Oktay Güçtekin/ Muğla’da 5 gün önce kaybolan ve bugün cansız bedeni bulunan Pınar Gültekin için İzmir’de eylem düzenlendi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisi tarafından düzenlenen eylemde son günlerde gündeme getirilen İstanbul Sözleşmesi’ne tepki gösterilirken, öldürülen Pınar Gültekin için sloganlar attı. Eylemin başında ise öldürülen kadınların ismi okundu. Her isimden sonrası katılımcılar hep bir ağızdan buradayız diye bağırdı. Açıklama yapan Kadın Meclisi Üyesi Hilal Susuz, İstanbul Sözleşmesini gündeme getirenlerin bu cinayetlere ortak olduğunu söyledi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisi Üyesi Hilal Susuz şu açıklamalarda bulundu;
Daha iki gün önce burada İstanbul Sözleşmesi yaşasın eylemi yaptık. Bizler kadınlar için adalet isterken. Bir kadın cineyeti ile güne başlıyoruz. Bugün Bayraklı Adliyesi’ndeyken mahkeme görüldüğü sırada Pınar kardeşimizin öldürüldüğünü öğrendik. Pınar eziyet edilerek öldürüldü ve sanık cinayetin üstünü örtmeye çalıştı. Gözaltına alındığı zaman da cinayeti itiraf etti. İfadesinde ise bizim çok tanıdık olduğumuz, çok duyduğumuz cümleler yer aldı. Hep haksız tahrik indirimi almayı ezberlediler. Biz bu cümleleri tanıyoruz. Ezberledik artık. Bizler o mahkeme salonlarında öldürülmüş kendini savunamayacak kadınlar hakkında neler duyduk. Peki kim bu failleri cesaretlendiriyor?
İstanbul sözleşmesini tartışmaya açanlar işte bu cinayetleri işleyenlerin sırtını sıvazlayanlar. Kadınlar öldürüldüğünde, modern yaşantısını öldürülmesiyle bağdaştırıp öldürülüşünü meşrulaştıranlar. İstanbul sözleşmesini tartışmaya açanlar bu cinayetlere ortaklar. Biz artık giydiğimiz kıyafetler sebep gösterilerek öldürülmek istemiyoruz. Emine Bulut’un öldürülmek istemiyoruz çığlığı hala kulaklarımızda.
Biz asla İstanbul sözleşmesini bırakın kaldırmayı tartışmasına bile tahammülümüz yok. Biz burada eylem hazırlığı yaparken Antalya’da bir kadın kardeşimizin oğlu tarafından öldürüldüğü haberini aldık. Hem de nerede, kutsal saydıkları evlerimizde. Kadınlar en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Son 10 yılda 2983 kadın öldürüldü. Bu bir doğal afet değil. Kadın cinayetleri önlenebilir. Ancak İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açanlar bunu önleyemez. Pandemi sürecinde neden kadın cinayetleri arttı? Kadınlar haklarını anlatamadılar. Kadınlar cinayetler hakkında tekbir kelime dahil etmediler. Polise gittiğinde ise anlaşma yolu ile ölüme gönderildiler. Kadınlar kapılarına polis isterken “Her kadının kapısına polis dikemeyiz” dediler. Ama eylemlerine polis dikiyorsunuz.
Yasa var ama ellerinden bir şey geliyor deniyor ya. Aslında hiçbir şey yapmıyorlar. İstanbul sözleşmesi de öyle kolay çıkmadı. Hepsinde kadınların kanı var. Bizler İstanbul Sözleşmesine asla ama asla dokundurtmayacağız. Her gün kadınlar öldürülür ve çocuklar istismar edilirken asla kimse bizi mücadelemizden bir adım geriye attıramaz.”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisi Üyesi Hilal Susuz şu açıklamalarda bulundu;
Daha iki gün önce burada İstanbul Sözleşmesi yaşasın eylemi yaptık. Bizler kadınlar için adalet isterken. Bir kadın cineyeti ile güne başlıyoruz. Bugün Bayraklı Adliyesi’ndeyken mahkeme görüldüğü sırada Pınar kardeşimizin öldürüldüğünü öğrendik. Pınar eziyet edilerek öldürüldü ve sanık cinayetin üstünü örtmeye çalıştı. Gözaltına alındığı zaman da cinayeti itiraf etti. İfadesinde ise bizim çok tanıdık olduğumuz, çok duyduğumuz cümleler yer aldı. Hep haksız tahrik indirimi almayı ezberlediler. Biz bu cümleleri tanıyoruz. Ezberledik artık. Bizler o mahkeme salonlarında öldürülmüş kendini savunamayacak kadınlar hakkında neler duyduk. Peki kim bu failleri cesaretlendiriyor?
İstanbul sözleşmesini tartışmaya açanlar işte bu cinayetleri işleyenlerin sırtını sıvazlayanlar. Kadınlar öldürüldüğünde, modern yaşantısını öldürülmesiyle bağdaştırıp öldürülüşünü meşrulaştıranlar. İstanbul sözleşmesini tartışmaya açanlar bu cinayetlere ortaklar. Biz artık giydiğimiz kıyafetler sebep gösterilerek öldürülmek istemiyoruz. Emine Bulut’un öldürülmek istemiyoruz çığlığı hala kulaklarımızda.
Biz asla İstanbul sözleşmesini bırakın kaldırmayı tartışmasına bile tahammülümüz yok. Biz burada eylem hazırlığı yaparken Antalya’da bir kadın kardeşimizin oğlu tarafından öldürüldüğü haberini aldık. Hem de nerede, kutsal saydıkları evlerimizde. Kadınlar en yakınındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Son 10 yılda 2983 kadın öldürüldü. Bu bir doğal afet değil. Kadın cinayetleri önlenebilir. Ancak İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açanlar bunu önleyemez. Pandemi sürecinde neden kadın cinayetleri arttı? Kadınlar haklarını anlatamadılar. Kadınlar cinayetler hakkında tekbir kelime dahil etmediler. Polise gittiğinde ise anlaşma yolu ile ölüme gönderildiler. Kadınlar kapılarına polis isterken “Her kadının kapısına polis dikemeyiz” dediler. Ama eylemlerine polis dikiyorsunuz.
Yasa var ama ellerinden bir şey geliyor deniyor ya. Aslında hiçbir şey yapmıyorlar. İstanbul sözleşmesi de öyle kolay çıkmadı. Hepsinde kadınların kanı var. Bizler İstanbul Sözleşmesine asla ama asla dokundurtmayacağız. Her gün kadınlar öldürülür ve çocuklar istismar edilirken asla kimse bizi mücadelemizden bir adım geriye attıramaz.”