Aylin BAYRAM/ İZMİR GÜNDEMİ- İzmir’in Doğa ile Uyumlu Yaşam Stratejisi 2021-2030 programı gerçekleştirildi. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleşen etkinliğe, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, milletvekilleri, ilçe başkanları ve çok sayıda partili katıldı.
İzmir’in Doğa ile Uyumlu Stratejisi lansmanında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bugün İzmir’in doğayla uyumlu yaşam stratejisini sizinle paylaşmaktan onur duyuyorum. Şehir hızlı, kabuğuna çekilmiş, kendi kültürünü yaratmış, meskûn bir alandı. Doğa ise uzaktı. Yaşadığımız iki büyük felaket insanın kendisi ve doğasıyla yüzleşmesini sağladı. İnsanları bitki ve hayvanları, dağları ve denizlerle birbirimize yaşam ağıyla bağlıyız. Yaşadığımız afetler birbirimize nasıl bağlandığımız bize net bir şekilde gösterdi. Yaşadıklarımızdan çok şey öğrendik. Öğrendik ki bunun tek çözümü doğaya uyumlu yaşamak. Bu şehirde biz insanlarla beraber, binlerce canlı türü yaşamaya devam ediyor. İzmir makilikleri ve doğal ortamlarıyla kendi il sınırlarıyla birlikte yaşıyor. İzmir’in yüzlerce yıllık limanı dünyaya açılan kapısı olmuş. Bugün burada sunduğumuz stratejinin ana gayesi ekosistemle birlikte uyum içinde yaşamak. Ekolojiyi ve ekonomi arasındaki karşıtlığı kaldırmak. Kent ve kır geçiş hattını kaderine terk etmek yerine ekolojiyle birlikte büyük bir kent haline getirmek.”
İKLİM KRİZİNE KARŞI 4 TEMEL ADIM
4 temel adımı açıklayan Başkan Soyer, “İklim eylem planı ve yeşil şehir eylem planını bir araya getirirken 4 temel adım belirlerdik. İlki doğanın şehirle bir araya getirmek. İzmir’de biz bunun tam tersini yaparak ‘Doğal Yeşil’ projemizle birlikte İzmir’imizi doğal florasını kullanıyoruz. Biz İzmir’in peysajında bu bitki örtüsünü kullanmaya başlayarak o ekosistemi kentimize taşımaya başlayacağız. 2021’den başlayarak peyderpey İzmir’in bitki örtüsüne dönüştürülecek. Bu ilkeyle başladığımız Mavişehir’deki rekreasyon alanı olacak. İkincisi ise insanların ekosisteme zarar vermeden iç içe olmasını sağlayacak. Yaşayan parklar, insanların ihtiyacını karşılayacak. Üçüncü başlığımız, İzmir tarımı ile İzmir’in ekonomisini canlandırmak. Yoksulluk pandemiyle birlikte çok derinleşti. Türkiye’de ilk kez döngüsel ekonomiyle bir tarım üretiyoruz. Son uyguma başlığımız, şehir merkezinden kırsal alanlara uzanan 5 rotayı inşa ederek bağ kurmayı hedefliyoruz. Şehir içinde dinlenme alanları oluşturarak mahalle kültürünü yeniden kazandırıyoruz. Cittaslow felsefesinin kentlerde kullanılmasını hedefliyoruz. Nisan sonunda bunu paylaşacağız. Dünya ekonomik raporuna göre, karşılaşacağımız krizin 4’ü iklim krizi ve doğayla ilgili. Yeşil alt yapıyı en temel vatandaşlık haklarından biri olarak tanımlıyoruz. On yılların sorunun bir ayda çözülmesi imkânsız. 2020 sonunda mecliste onaylanan iki önemli çalışmayı tamamladık. İklim eylem planıyla, İzmir’de 2030 yılına kadar sera gazını yüzde 40 azaltmayı hedefliyoruz. 25 proje örneği sunuyoruz. Tüm bu çalışmalarımız sonucunda şu üç noktaya ulaşmayı hedefliyoruz; Doğal afetlere dirençli bir şehir olmak, adil paylaşımı sağlamak ve biyolojik çeşitliliği korumak.
DOĞAYLA UYUM VURGUSU
Doğayla uyumun hayal etmekle başladığını vurgulayan Soyer, “Biz dişimizle tırnaklarımızla, kararlı duruşumuzla sağlayacağız. Biliyoruz ki her şey hayal etmekle başlıyor. Doğayla uyumlu, adil şehirlerin inşası ancak hayal eden ruhların birbirine kenetlenmesiyle mümkün. Yol üzerinde daha güzel bir dünya hayalini kuran herkesle birlikte yürümek. İzmir’de doğayla ilgili atılan adımların ülkemize ve dünyaya ilham vermesini diliyorum” dedi.
İzmir’in Doğa ile Uyumlu Stratejisi lansmanında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Bugün İzmir’in doğayla uyumlu yaşam stratejisini sizinle paylaşmaktan onur duyuyorum. Şehir hızlı, kabuğuna çekilmiş, kendi kültürünü yaratmış, meskûn bir alandı. Doğa ise uzaktı. Yaşadığımız iki büyük felaket insanın kendisi ve doğasıyla yüzleşmesini sağladı. İnsanları bitki ve hayvanları, dağları ve denizlerle birbirimize yaşam ağıyla bağlıyız. Yaşadığımız afetler birbirimize nasıl bağlandığımız bize net bir şekilde gösterdi. Yaşadıklarımızdan çok şey öğrendik. Öğrendik ki bunun tek çözümü doğaya uyumlu yaşamak. Bu şehirde biz insanlarla beraber, binlerce canlı türü yaşamaya devam ediyor. İzmir makilikleri ve doğal ortamlarıyla kendi il sınırlarıyla birlikte yaşıyor. İzmir’in yüzlerce yıllık limanı dünyaya açılan kapısı olmuş. Bugün burada sunduğumuz stratejinin ana gayesi ekosistemle birlikte uyum içinde yaşamak. Ekolojiyi ve ekonomi arasındaki karşıtlığı kaldırmak. Kent ve kır geçiş hattını kaderine terk etmek yerine ekolojiyle birlikte büyük bir kent haline getirmek.”
İKLİM KRİZİNE KARŞI 4 TEMEL ADIM
4 temel adımı açıklayan Başkan Soyer, “İklim eylem planı ve yeşil şehir eylem planını bir araya getirirken 4 temel adım belirlerdik. İlki doğanın şehirle bir araya getirmek. İzmir’de biz bunun tam tersini yaparak ‘Doğal Yeşil’ projemizle birlikte İzmir’imizi doğal florasını kullanıyoruz. Biz İzmir’in peysajında bu bitki örtüsünü kullanmaya başlayarak o ekosistemi kentimize taşımaya başlayacağız. 2021’den başlayarak peyderpey İzmir’in bitki örtüsüne dönüştürülecek. Bu ilkeyle başladığımız Mavişehir’deki rekreasyon alanı olacak. İkincisi ise insanların ekosisteme zarar vermeden iç içe olmasını sağlayacak. Yaşayan parklar, insanların ihtiyacını karşılayacak. Üçüncü başlığımız, İzmir tarımı ile İzmir’in ekonomisini canlandırmak. Yoksulluk pandemiyle birlikte çok derinleşti. Türkiye’de ilk kez döngüsel ekonomiyle bir tarım üretiyoruz. Son uyguma başlığımız, şehir merkezinden kırsal alanlara uzanan 5 rotayı inşa ederek bağ kurmayı hedefliyoruz. Şehir içinde dinlenme alanları oluşturarak mahalle kültürünü yeniden kazandırıyoruz. Cittaslow felsefesinin kentlerde kullanılmasını hedefliyoruz. Nisan sonunda bunu paylaşacağız. Dünya ekonomik raporuna göre, karşılaşacağımız krizin 4’ü iklim krizi ve doğayla ilgili. Yeşil alt yapıyı en temel vatandaşlık haklarından biri olarak tanımlıyoruz. On yılların sorunun bir ayda çözülmesi imkânsız. 2020 sonunda mecliste onaylanan iki önemli çalışmayı tamamladık. İklim eylem planıyla, İzmir’de 2030 yılına kadar sera gazını yüzde 40 azaltmayı hedefliyoruz. 25 proje örneği sunuyoruz. Tüm bu çalışmalarımız sonucunda şu üç noktaya ulaşmayı hedefliyoruz; Doğal afetlere dirençli bir şehir olmak, adil paylaşımı sağlamak ve biyolojik çeşitliliği korumak.
DOĞAYLA UYUM VURGUSU
Doğayla uyumun hayal etmekle başladığını vurgulayan Soyer, “Biz dişimizle tırnaklarımızla, kararlı duruşumuzla sağlayacağız. Biliyoruz ki her şey hayal etmekle başlıyor. Doğayla uyumlu, adil şehirlerin inşası ancak hayal eden ruhların birbirine kenetlenmesiyle mümkün. Yol üzerinde daha güzel bir dünya hayalini kuran herkesle birlikte yürümek. İzmir’de doğayla ilgili atılan adımların ülkemize ve dünyaya ilham vermesini diliyorum” dedi.