Esra Açıkyıldız/ İzmir Gündemi Orange Marine adlı Fransız şirkete ait asbest yüklü kablo döşeme gemisi Raymond Croze, İzmir'de Aliağa Gemi Söküm Tesisleri’nde sökülmek üzere getirildi. 18 Aralık’ta Fransa'nın Toulon Limanı'ndan ayrılan gemi 27 Aralık'ta Aliağa’ya ulaştı. Uzmanlar gemiden yayılacak zehire karşı uyarılarda bulundu. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası, DİSK ve ÇMO, gemi söküm tesisine getirilen Raymond Croze gemisi hakkında ortak basın açıklaması düzenleyerek tepki gösterdi.
“GEMİ BÜTÜNÜYLE TEHLİKELİ ATIK”
Açıklamasında geminin bütünüyle tehlikeli atık olduğunu ifade eden Akdemir, “Geminin, Asbestin Fransa'da gemi inşa endüstrisinde hala yaygın olarak kullanıldığı 80'li yılların başında Fransa'da inşa edildiğini, o dönemde Fransa'da inşa edilen gemilerin hepsinin asbest içeren boyayla (Bitulatex) kaplandığını biliyoruz” dedi. Ardından şöyle devam etti, “Söküm için Aliağa’ya gelen Fransız kablo döşeme gemisi Raymond Croze ile ilgili benzer iddialarla karşı karşıyayız. Geminin, Asbestin Fransa'da gemi inşa endüstrisinde hala yaygın olarak kullanıldığı 80'li yılların başında Fransa'da inşa edildiğini, o dönemde Fransa'da inşa edilen gemilerin hepsinin asbest içeren boyayla (Bitulatex) kaplandığını biliyoruz. Dolayısı ile geminin bütünü ile tehlikeli atık olması ile birlikte, geminin her yerinde asbest kullanıldığı gemiye ait Tehlikeli Madde Envanter Raporunda (IHM) da doğrulanıyor. Gemide 5 bin metrekare'den fazla alanda asbestli boya olma ihtimali olmasına karşın, İHM de boya numunesi alınmamış olması soru işaretlerini büyütüyor. Biz bu süreci, bu gemiyi, bu iddiaları ilk kez yaşamıyoruz. Daha önce de Otopan, Kuıto, Ethan, Sao Paulo ve nicelerinde olduğu gibi yine bir atık gemi ve ülkemizin atık çöplüğü olduğu gerçeği ile mücadele ediyoruz”
“ÇEVRESEL MEVZUATA AYKIRI”
Aliağa'da bulunan ağır sanayi tesislerinin işletim koşulları etkin bir şekilde denetlenmesi gerektiğine dikkat çeken Akdemir “Türkiye'nin tek gemi söküm tesisinin bulunduğu yer olan Aliağa, hem de ağır sanayinin bulunduğu bölge olması nedeniyle çok hassas bir bölgedir ve kapasitesini doldurmuş durumdadır. Bu nedenle özel işletim koşullarının gerekli olduğu bir yerdir. Bu nedenle de şeffaf, çalışan sağlığı, çevre ve halk sağlığı ile doğayı koruyan bir perspektifle süreç yürütülmelidir. Yaşanan olumsuzlukların tekrarlanmaması için, gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, hem gemi söküm tesislerinin hem de tüm Aliağa'da bulunan ağır sanayi tesislerinin işletim koşulları etkin bir şekilde denetlenmelidir. Ayrıca kapasite artışı ve yeni tesislerin açılmasına izin verilmemelidir. Aliağa’da çevresel mevzuata aykırı işlem yapan, çevre ve halk sağlığı sorunu yaratan işletmelerde gemi sökümüne son verilmelidir. Gemi Sökümü sürecinin bilimsel ve teknik değerlendirmeleri ile etkin bir kamusal denetimle yürütülmesi için gerekli çalışmaların ivedilikle gerçekleştirilmesi gerekmektedir” ifadelerinde bulundu.
“ALİAĞA ATIK ÇÖPLÜĞÜ DEĞİLDİR”
Son olarak Aliağa’nın atık çöplüğü haline gelmesiyle mücadele edeceklerini vurgulayan Akdemir, “İzmir’de meslek odaları, sivil toplum örgütleri, yaşam savunucuları; Gemi Söküm Tesislerinde gerçekleştirilen usulsüz işlemler, çevre ve halk sağlığını tehdit eden, sektör emekçilerinin yaşamına mal olan usulsüz işlemler ve uygulamalara karşı, ülkemizin ve Aliağa’nın atık çöplüğü haline gelmemesi mücadelesine vazgeçmeden devam ediyoruz. Aliağa bölgesindeki gemi söküm çalışmaları başta olmak üzere, kentte insan ve çevre sağlığını tehdit eden tüm çalışmaların bilime, hukuka, kamu ve çevre sağlığına uygun hale getirilmesi nihai hedefi ile kararlılığımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz” sözleriyle açıklamayı sonlandırdı.