Geçtiğimiz hafta İzmir gündemine yansıyan ve tartışmaların halen sürdüğü iş bırakma eylemine yönelik CHP Lideri Özgür Özel’in de sözleri aslında yeni bir tartışmayı başlattı. İzmir’deki sendikalar AKP’nin kayığına mı bindi?
Yukarıdaki sorunun hem yanıtını hem de olayın kronolojisinden kısaca bahsedelim ve başlıkta da vurguladığım ‘Şeffaflık’ kavramını irdeleyelim istiyorum.
Geçtiğimiz hafta Pazartesi günü Büyükşehir Belediyesi’nin gelirlerinin önemli bir kısmının yatırılmayacağını ve emekçilerin de maaşlarını 3 gün gecikmeyle alacağını öğrendik...
Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın tüm şeffaflığıyla aktardığı bilgilerle birlikte belediye personeline Pazartesi günü maaş ödemeleri yapılamadı. Maaş ödenmedi fakat mağduriyet ortadan kalksın diye hem ikramiye hem de eğitim ödemeleri hesaplara yattı!
Maaşların 3 gün gecikeceğini öğrenen sendika yetkilileri adeta OHAL ilan edip, Büyükşehir Belediyesi ile vatandaşı karşı karşıya getirecek, AKP’nin uygulamaya koyduğu ‘Silkeleme’ hamlesine destek verecek bir tutum göstererek, başta ulaşım ve çöpler olmak üzere genel hizmetleri aksattı!
Büyükşehir’deki yetkili sendika tabir-i caizse iktidarın kayığına bindi!
Peki bu süreçte her eylemde ‘Birleşe birleşe kazanacağız’ ‘Sen, ben yok biz var’ diye mikrofonu elinden düşürmeyen sendika yöneticileri, neden böyle bir ayrışmanın önünü açtı?
3 gün maaşların geç yatırılacağı açıklaması idare edilebilir, vatandaşla belediye karşı karşıya getirilmeyebilirdi. Sendika yöneticilerinin kişisel egoları bence bu durumun önüne geçti!
Ardından CHP İzmir İl Başkanlığı’nın düzenlediği çalıştaya katılan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’i kilitleyen sendikanın tavrına yönelik aslında birçok kesimin de düşüncelerini dile getirdi.
Özgür Özel, “Normalde dost gözüken işler yolunda gidince halaya birlikte duranların o gün nasıl karşımıza geçtiğini bir kenara yazdığımızı İzmir’in bilmesini isterim. Bize karşıdan ok atanların kayığına binenleri ayrıca not ettiğimiz bilinsin” dedi.
İzmir’de binlerce üyesi olan sendika yöneticilerinin bu durumu ‘Şeffaflık’ ile açıklamasını bekliyoruz,
Hazır açıklama yapmışken de şeffaflık kelimesi gereği yıllardır değişmeyen yöneticilerin aldıkları huzur haklarını, işçinin her ay maaşından kesilen ücretlere karşın yaptıkları harcamaların hesaplarını vermelerini bekliyoruz!
Hali hazırda Memur- Sen başkanının maaşının 500 Bin TL olduğu iddiaları devam ederken, İzmir’deki yöneticiler ‘Şeffaflık’ gereği bunları kamuoyuyla paylaşmaları hem kendileri hem de çok sevdikleri emekçiler için faydalı olacaktır!
Dipnot: İzmir Büyükşehir işçilerinin bir kuruş alacağının olmadığının da altını çizmek gerekiyor.