Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O’nun şu sözü çok anlamlıdır: “Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir. Günümüze baktığımızda jenerasyon son 5 yılda büyük bir değişim geçirdi.
Değişen gelişen dünyanın genç beyinlere, gelecek vadeden, ağzından bilimi, ilimi düşürmeyen karanlığa karşı aydınlık için korkmadan cesurca yürüyen süreklilik için gençlere sahip çıkmıştır. Nedeni anlamsız bir gençlik yetişmemesidir.
Mustafa Kemal bunu Bursa Nutkunda da “Vatanı gerekirse taşla sopayla koruyacaklarının direktifini gençlere yüklemiştir, aynı şekilde gençliğe hitabe dede dile getirmiştir. Peki şimdi toplumun her katmanına bakalım;
1- Gençler eğitimde ne durumda
2- Gençler iş hayatında ne durumda
3- Gençler siyasette ne durumda
4- Gençlerin toplumdaki özgüven eksikliği nedeni nedir?
Atatürk bu kadar önem verirken onun kurduğu Cumhuriyet ülkenin geleceği olan gençlere son 50 yılda ne kadar sahip çıktı ne planlama yaptı? Uluslararası arenaya dünya standartlarına uyum için ne destek verdi ne planlama yaptı?
Devletin, ülkenin bekası buradan geçmez mi? Beka sadece İstanbul mu?
Anlamsız bir gençlik neden oluştu?
Bir anekdot ile bitireyim,
Okuduğum bir kitapta 1944 yılında on yıl süren savaşın ardından Japonya neredeyse Asya’nın yarısından fazlasına yayılmıştı. Ama her şey tersine döndü. Bir anda Pasifik’te kazandıkları topraklar tek tek Amerikan kuvvetlerini teslim oluyordu ve Japon ordusundan genç 26 yaşında Teğmen Hiro Onoda Filipinlerdeki bir adaya indi.
Aldığı emir Amerikan ordusunu her ne pahasına olursa olsun durdurmaktı asla teslim olmamaktı ve intihar göreviydi bu ama ölümden korkmuyordu önemli olan ülkesiydi. 1945’te Amerikalılar adaya geldi baskın bir güçlü adayı aldı Japon askerlerin çoğu ya öldüler ya da teslim aldılar. Ama Onoda ve 3 askeri ormana kaçabildi. ABD kuvvetlerine yerel halkla birlikte bir gerilla mücadelesi başlattı. İkmal hatlarına saldırdılar askerleri vurdular yapabildikleri her şeyle Amerikalılara karşı çıktılar. Altı ay sonra ABD Hiroşima’ya atom bombası attı ve Japonya teslim oldu. Ve insanlık tarihinin en ölümcül savaşı sona erdi. Fakat Onoda ve 3 askeri savaşın bittiğinden habersiz ormanda saklanıyorlardı. Mücadeleye devam ediyorlardı. Doğu Asya kurulurken Onoda sorun oldu hala daha savaşıyorlardı. Amerikan ordusu her yeri savaşın bittiği şeklinde bildirilerde atıyordu. Onoda buna inanmıyor tuzak olduğunu düşünüyordu. Bildirileri yırtıyordu. Beş yıl geçti ilanlar kesildi, Amerikan kuvvetleri evlerine döndü yerel halk normal hayatına döndü. Fakat Onoda ve adamları hala oradaydılar. Yerel halkı öldürmeye çiftçilerin ürünlerini yakmaya devam ediyorlardı. Hükümet yeni ilanlar bastırdı havadan ormana attı çıkın deniyordu. Savaş bitti siz kaybettiniz.
Onoda inanmıyordu son bir kez bu askerlerin ailelerinin fotoğrafları olduğu bildirileri ormana attılar. Onoda yine savaşın bittiğine inanmadı savaşın bitmesinden 15 yıl sonra bile Onoda inançla ilk gün aldığı emri uyguluyordu ve tek başınaydı ormanda yapayalnız ve bir gün bir gezgin ormanda Onoda İle karşılaştı. savaş bitti neden hala da savaşa devam ettiğini söyledi Onodanın Cevabı basitti asla teslim olmayın diye emir almıştı. 30 yıldır bir emre itaat ediyordu düşünün 30 yıl bir adada böcek yiyerek toprakta yatarak ülkesi için hayatını hiçe Sayan bir adam Onoda, gezginin iknası ile savaşın bittiğini anladı. Japonya’ya dönmeye karar verdi. Japonya’ya döndüğünde çok ünlü bir adam oldu. Radyolara konuşma programına davet edildi politikacılar elini sıktı hatta hükümet epeyce para verdi.
Ancak Japonya’ya döndüğünde gördükleri onu şok etmişti. Tüketici, kapitalist bir önceki nesillerin tüm onur ve fedakârlık geleneğini kaybetmiş yüzeysel bir kültür ve gençlik gördü. Gördükleri karşısında zaman kapsülünden çıkmış bir Japon erkeğiydi. Ve onlarca yıl ormanda olduğundan çok büyük bir depresyona girdi en azından ormanda yaşamanın bir anlamı vardı sıra buna dayanır ve hatta birazcık arzular kılıyordu. Ama Japonya’ya dönünce hippilerle batılı tarz bol giysiler içindeki gençlerle dolu budala ulus dediğin şey kaçınılmaz gerçekle yüzleşmesini sağladı:
Mücadelesinde hiçbir anlamı yoktu uğruna yaşadığı ve savaştığı Japonya artık yoktu Ve bunu fark etmenin ağırlığı hiç bir kurşunun delemediği gibi deldi adamın yüreğini. Çektiği ıstırap hiçbir değeri olmadığı için bir anda hakikate dönüştü: Onoda 30 yılını bir hiç uğruna harcamıştı Ve 1980 yılında eşyalarını toplayıp brezilyaya göç etti ölene kadar orada yaşadı.
Yani bir yanda ulusu için 30 yılını ormanda savaşarak geçiren bir genç teğmen bir yanda gelişen büyüyen vatanından ve geleceğinden bir haber anlamsız yetişmiş bir gençlik.
Günümüze dönersek Atatürk ün “ Genç fikirli gençlik” sözünü dikkate alırsak anlamsız yetişen gençliğe devletin vereceği önem bugün her şeyden önce gelmelidir işte Beka budur. Yani İstanbul’dan önce keşke 16 yıllık iktidar gençliğe ve eğitime sahip çıksaydı.
Kutlu olsun 19 Mayıs 1919