Göztepe ligin 10.haftasında Akhisar deplasmanından eli boş dönerken hafta içi takıma yapılan rehavet uyarısının haksız olmadığı da net olarak görmüş olduk. Neredeyse maç başlamadan gelen gol ile 3 puan Akhisar’da kaldı.
Oyuncularını rehavete karşı uyaran Bayram Bektaş’a rağmen maalesef istenilen farkındalığın sahaya yansıyamadığı 90 dakika boyunca göze çarpan ilk noktaydı.
Maçın başlangıç düdüğünün ardından oyuncular konsantrasyon sorunu yaşayınca Josue’nin erken golü takıma adeta soğuk duş etkisi yarattı.
Konsantrasyon sorunları, erken yenen goller gibi durumlar futbolda sıkça rastlanılan durumlar. Ancak maçın devamında takımın reaksiyon gösterememesinin geçen haftaki Beşiktaş maçının ardından herkesi şaşırttığını söylemek gerek.
Özellikle maç öncesi Castro’nun yokluğunda Alparslan-Poko-Borges orta sahasının hücum gücünü düşürecek olsa da savunma direncini arttıracağı yönündeki görüşlerimizin de boşa çıktığını söylemek gerekiyor.
Akhisar’ın skoru aldıktan sonra kontra atakları deneyeceği açıktı. Buna rağmen gole ihtiyacımız olsa da rakibin kontra ataklarında geride bu kadar eksik yakalanmamız endişe vericiydi. Rakibin final paslarındaki kalitesizliği önemli bir şans oldu diyebiliriz.
Tüm bu sıkıntılara rağmen en azından 1 puanla İzmir’e dönebileceğimiz anlar da Chikalleshi’nin direkten dönen topu gecenin şanssız anıydı.
Ateşleyici ruhuyla Castro’yu aradık
Maçın hikayesini bir de Castro üzerinden okumanın gerektiğine inanıyorum.
Takımın hücum aksiyonlarında her zaman kendini gösteren Portekizli oyuncunun yokluğu bu gece çok net hissedildi. Gol yollarına sürpriz koşuları ve hücum setlerindeki karar verici niteliğiyle Castro’nun bu takım için önemini tartışmaya bile gerek yok.
Tabii ki Göztepe 1 isim üzerinden şekil alan oyun anlayışına sahip değil ancak saha içinde sürekli koşan, mücadele eden ve en önemlisi ateşleyici ruhuyla Castro’nun bu akşam takımın üstündeki o rehavet havasını ortadan kaldırabilecek isim olduğunu düşünüyorum.
Oyun bu kadar durmamalı!
Bu gecenin bir diğer öne çıkanı ise oyunun “sürekli” olarak durmasıydı. Özellikle ilk yarıda neredeyse akan oyun izleyemedik. Sporcu sağlığı dışındaki anlarda hakemlerin oynatmaya yönelik tutumuna sadece futbolcuların değil izleyiciler olarak bizlerin de ihtiyacı var.
Akhisar’ın ligdeki durumu ve skoru almasıyla birlikte oyunu soğutmak istemesi anlaşılabilir bir refleks olsa da hakemin genel anlamda oyuna ısrarla müdahale etmesini, oyuncularla girdiği gereksiz polemikleri anlamak güç.
Örneğin Alparslan ile yaşadığı tartışmayı kafaya takan hakem Mustafa Öğretmenoğlu’nun oyuncuya ilk fırsatta çıkarttığı kartı da unutmamak gerek. Ancak Alparslan’ın da buna fırsat vermemesi gerektiğini de söylemeliyiz. Bayram hoca tarafından da kart sonrası uyarı alan “King Kong”un oynadığı mevkii itibariyle böyle kolay kartlardan sakınması gerek.