Göztepe’nin Antalyaspor karşısında aldığı mağlubiyet son altı maçta gelen dördüncü, üst üste üçüncü mağlubiyet oldu. Beşiktaş galibiyetinden sonra başlayan performans düşüşü bu mağlubiyetle birlikte doruk noktasına ulaştı.
Bu yazıda kendimi tekrara düşmek istememekle beraber daha önce bahsettiğimiz sorunların halen geçerliliğini koruduğunu ve bir çözüm üretilemediğini açıkça gördüğümü söylemeliyim. Bayram hocanın kronik sorunlar haline gelen üretkenlik, oyun hakimiyeti, hücumun klişeleşmesi gibi sorunlara ne gibi çözümler üreteceğini merakla beklerken şu an için sınıfta kaldığı açıkça göze çarpıyor.
Özellikle Antalyaspor karşısında öyle bir ilk 25 dakika performansı izledik ki anlamak güç. Sahada hiçbir varlık gösteremeyen, iki başarılı pası arka arkaya yapmakta zorlanan bir takım görüntüsü kabul edilebilir değildi.
Bu sezon takdir edilmesi gereken bir performans gösterse de sahip olduğu dar ve yetenek olarak kısıtlı kadrosuyla rakibin Antalyaspor olması belki bir şans faktörüydü. Zira maçın başındaki bu tepkisiz ve ruhsuz oyun çok daha ağır cezalandırılabilirdi.
Takımın iyi oyununu ve göze çarpan doğrularını gördükçe övdüğümüz gibi yanlışlarını da dile getirmek gerekiyor. Haftalardır aşağı yönde ivmelenen performans karşısında Bayram Bektaş’ın ısrarla aynı ilk 11’i tercih etmesini anlamak güç. Kart cezalıları ve sakatlar dışında yalnızca Poko-Alpaslan tercihinin değiştiği ancak genel tablonun değişmediği bu 11’in çözüm üretmekten uzak olduğu ve artık farklı arayışlar gerektiği açık.
Şahsen, Bektaş’ın bu formsuz dönemde gidişatı değiştirmek adına farklı isimlere şans verdiğini, sorunu çözmek için taktiksel olarak bir çözüm arayışı içerisinde olduğunu görmek isterdim. Ancak beklediğimi bulamadım.
Ligin genel profili düşündüğünde teknik direktörüne mental olarak bir huzur ortamı sağlayan ve yıpratıcılıktan en uzak taraftar grubu tartışmasız Göztepe’ye ait. Bu ortamda Bayram hocanın risk alabileceği, gidişatı değiştirmek için radikal kararlar alabileceği bir alan mevcutken bunu tercih etmemesini de anlayamadığımı söylemeliyim. İşe yaramayana karşı tepki olarak durumu değiştirmeye yönelik çaba Göztepe taraftarının asla gözünden kaçmayacaktı. Çabadan yoksunluğun kaçmadığı gibi.
Yapılan oyuncu değişikliklerine baktığımızda net bir alternatif oyun planının olmadığı da göz çarptı. Halil, Yasin ve Alpaslan oyundan çıkarken Gouffran, Chikalleshi ve Samed Ali oyuna giren isimler oldu. Jerome’un oyunda olduğunu ve yanına gelen iki isimi düşündüğümüzde planın ceza sahasına gönderilen yüksek toplarla gol bulmak olduğu göze çarptı.
Bu çağ dışı taktiksel tercihin günümüz futbolunda bir çözüm aracı olmaktan çoktan çıktığını, kırk yılda bir işe yarayacağını, Göztepe’nin sorununun gol bulabilmek değil oyuna farklılık getirememekten olduğunu, gol sıkıntısının bundan kaynaklandığını acilen hocaya söylemek gerek.
Tüm bunlar ışığında Bektaş için kritik bir dönemece girildiği açık. Devre arasına kadar kalan 3 maç büyük olasılıkla hocanın geleceği için de belirleyici olacak. Sivasspor deplasmanı, İzmir’de kardeş Bursaspor ve sonrasında Ankaragücü maçında gösterilecek performans, alınacak ya da kaybedilecek puanlar Bayram hocanın ayrılmasına kadar giden bir süreç haline gelebilir.